1. Bazı Hastalıklar, Zehirlenmeler Ve Kazalar
1. Bazı Hastalıklar, Zehirlenmeler Ve Kazalar
“Hz. Peygamber’in, “Sizce şehitlik nedir?” sorusuna sa*ha*be, “Allah yolunda öldürülmeye şehitlik diyoruz,” şek*linde cevap verince, O şöyle dedi: “Allah yolunda öl*dürül*me*nin dışında yedi çeşit şehitlik vardır: Vebadan, boğu*la*rak, zatu’l-cenb hastalığından, (herhangi bir) iç hastalıktan, yanarak, yıkıntı altında kalarak ölen kişiler şe*hittir. Ayrıca hamile iken ölen kadın veya bakire olarak ölen kız da şehittir.”[58]
Hadiste adı geçen veba hastalığı, günümüzde kolera ola*rak bilinen ve bazı ülkelerde zaman zaman salgın bir şekilde görülen bir hastalık; zatu’l-cenb ise, göğüs zarı il*tihap*lan*ması şeklinde ortaya çıkan bir hastalıktır. Her hangi bir iç hastalık ifadesi içine, günümüzün yaygın hastalık*la*rından olan kanser, irademiz dışında bulaşan AİDS, değişik tür*le*riyle hepatit (sarılık), siroz vb. girdiği gibi, diğer iç hasta*lıklar da girer. Bir hadiste, “Sıtma (humma veya hememe) ile ölen şehittir,”[59] bir diğerinde ise, “ishal neticesinde ölen şehittir,”[60] ifadeleri bulunmak*tadır. İbn Mace’nin rivayet ettiği bir hadiste ise Hz. Pey*gamber, mutlak olarak, herhangi bir kayıt koymadan, “Hastalıktan ölen şehittir.”[61] ifadesini kullanmaktadır. An*cak hadisin ravîlerinden biri tenkit edil*miş*tir.
Hz. Peygamber, hastalıktan ötürü oluşan yaraları sa*vaşta silahla oluşan yaralara benzeterek şöyle buyuruyor: “Kıya*met günü, (Allah yolunda cihad ederek) şehit olan*larla (her hangi bir sebep olmadan) yataklarında vefat edenler ara*sında, veba hastalığından ötürü ölenler konu*sunda tartışma çıkar. Şehitler, “Onlar bizim kardeşlerimiz*dir, zira onlar da bizim gibi öldürüldüler,” derler. Yatakla*rında ölenler ise, “onlar bizim kardeşlerimizdir. Onlar da bizim gibi öldüler,” derler. Bunun üzerine Allah onlara şöyle seslenir: “Yara*larına bakın, öldürülenlerin yarala*rına benziyorsa onlar*dan*dırlar ve onlarla beraber olacak*lar.” Bakılır ve on*lar*daki yaraların şehitlerinki gibi olduğu görülür.”[62]
Yangın, sel, deprem, kömür ve taş ocaklarındaki çökme ve patlamalar, göçük, yüksek yerden düşme, elekt*rik çarpması, radyasyona maruz kalma, mayına basma, çığ altında kalma, bombalı saldırılar, trafik kazaları, birçok iş kazası, deniz kazaları ve boğulmalar... kısacası akla gele*bi*le*cek her türlü enkaz altında kalma, boğulma, ezil*me ve yan*malar da hadisin kapsamı içindedir. Ha*mile veya loğusa ha*linde ya da bakire olarak vefat eden kadın veya kız da şehit sevabına nail olacaklar arasında sayılmıştır. Ancak, bakire*nin yetişkin kız olması gerektiği akla gelebilir. Çünkü bülüğ çağına ermeyen çocuk yaştaki kimseler, mükellef olmadık*la*rından, onlar için sevap veya ceza düşünülemez.
Hz. Aişe’nin veba hastalığının ne olduğunu sorması üze*rine, bulaşıcı hastalıkların yayılmasına engel olmak ve baş*kasına bulaştırmamak için karantina uygulamasına da işaret eden Hz. Peygamber, şöyle buyuruyor: “Veba, Allah tarafından gelen bir azap gibi, dilediği kişilere ver*diği bir hastalıktır. Ancak bu müminler için bir rahmettir. Çünkü, veba hastalığına yakalanıp, karantinaya giren (bulunduğu yerden ayrılmayan) kişi, sevabını Allah’tan bekleyerek acı*lara sabreder, ancak Allah’ın bir kaderi ola*rak bunun başı*na geldiğine inanır ve o hastalıktan ölürse şehit sevabı alır.”[63] Başka bir hadiste ise, “hastalığın bu*laşması tehlike*sinden ötürü, karantinaya girmeyip kaçan kişi, savaştan kaçmış gibi günah alır,”[64] denilmektedir. Ha*dis-i şerifte tedavi olmaya engel bir şey bulunma*makta, sadece karantina tavsiye edilmektedir. Dolayısıyla her hastalık için tedavi olmak İslâm’ın bir emridir. Tedavi imkânı olduğu halde bunu ihmal eden sorumlu olur.
Zehirlenmeler de yukarıda sayılan hastalıklar ara*sında sayılabilir. Nitekim Hz. Peygamber’in, Hayber’de Yahudi bir kadın tarafından pişirilen etten zehirlendiğini, dolayısıyla aynı zamanda şehit olduğunu söyleyen tarih*çiler bulun*maktadır. Yılan, akrep vb. zehirli hayvanların sokmasıyla ölen kişilerin şehit olduğunu ise hadis-i şerif bildiriyor: “Bineği tarafından çiftelenerek, zehirli bir hayvan veya haşere tarafından sokularak veya Allah yolunda iken ya*tağı üzerinde ölen şehittir.”[65]