-
Bİnbİr damla
Haçlılar ve İznik Şehri
Kutalmış oğlu Süleyman Şah, 1075 yılında İznik şehrini Rumlardan alarak orayı başkent yapmış ve Anadolu Selçuklu Devleti'ni kurmuştu. 1086'da bir savaşta ölümünden altı yıl sonra, oğlu I. Kılıçarslan İznik'e gelerek Anadolu Selçuklu hükümdarı oldu (1092).
Türklerin Anadolu içlerinden Marmara sahillerine kadar ilerlediğini gören Bizans İmparatoru, Avrupa'dan yardım istemişti. Anadolu'yu Türklerden temizleyip kendilerine mukaddes Kudüs yolunu açmak, Doğu'nun ekonomik kaynaklarını ele geçirmek gibi sebep ve hedefler de eklenince, Papa II. Urbanus'un teşvikiyle, yaklaşık iki yüz yıl sürecek olan tarihî Haçlı Seferleri başlamış oldu. Böylece, hıristiyan Avrupa'dan müslüman ülkelere -ilaveler hariç- sekiz büyük Haçlı Seferi yapıldı.
Önce keşiş Pierre ba şkanlığında, toplamı en az 50-60 bin kişiye ulaşan başı bozuk bir çapulcu sürüsü İstanbul'a ulaştı. İmparator Aleksios onları Anadolu yakasına geçirdi (Eylül 1096). İzmit ve Yalova üzerinden, herkese karşı yağma ve zulüm yaparak İznik'e doğru ilerleyen bu yağmacı Haçlı sürüsü, Selçuklu kuvvetleri tarafından İznik civarında imha edildi.
Ancak ikinci dalga olan asıl büyük Haçlı ordusu geriden geliyordu, 5-6 yüz bin kişilik bu büyük ordu, güçlü silah ve zırhlarla donatılmış şövalyeler ordusuydu. Bunlar İstanbul'a gelince, Bizanslılarla anlaşarak ve birlikte hareket ederek, Selçuklu payitahtı olan ve sağlam surlarla çevrili bulunan İznik'i kuşatma altına aldı. Kılıçarslan o sırada Ermeni Gabriel'in hakimiyetindeki Malatya muhasarasıyla meşguldü. Durumu haber alınca süratle İznik'e döndü. Fakat güçlü Haçlı kuşatmasını aşıp şehre giremeyince, geri çekilmek zorunda kaldı.
Kılıçarslan, Haçlılarla daha sonra Anadolu topraklarında vuruşmak hesabıyla İznik'ten çekildi. İznik halkı bir buçuk aylık savunmadan sonra, can güvenliğinin sağlanması şartıyla teslim olmayı kabul etti (Haziran 1097). Bizans İmparatoru da teslim olan ahaliye güzel muamele etti, insaflı davrandı.
Böylece İznik tekrar Bizanslıların eline geçmiş oluyordu. Orhan Gazi'nin fethine kadar onlarda kalacaktı. Haçlılar ise Anadolu içlerine yöneliyordu.
(Osman Turan: Selçuklular Zamanında Türkiye (İst.1998), s. 98-101; Haçlı Seferleri Tarihi, 1/135-140)
Kılıçarslan ve Haçlılar
Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarı I. Kılıçarslan, Birinci Haçlı ve Bizans ordularıyla İznik önünde kapıştıktan sonra, onlarla baş edemeyerek geri çekilmişti (Haziran 1097). Kuvvetlerini Haçlıların uğrak yerleri olan Eskişehir önlerinde toplayarak bir meydan savaşına hazırlandı. İznik'ten ayrılan Haçlılar da, Eskişehir yönüne doğru ilerliyordu. Buraya gelince, savaşa hazır Selçuklu ordusuyla karşılaştılar. Ancak Haçlıların diğer bir grubu da geriden geliyordu.
Temmuz başında, güneşin yükseldiği sıcak bir havada, Türk ordusu her yönden hücuma geçerek, şiddetli ok yağmuru altında bıraktığı Haçlılara zor saatler yaşattı. Fakat öğleye doğru arkadan yetişen kuvvetler öndekilerle birleşince, Selçuklu ordusu çok müşkül durumda kaldı. Zırhlarla donanmış olan ve atılan oklardan pek etkilenmeyen, çok kalabalık Haçlı ve Bizans kuvvetleri karşısında daha fazla direnme imkanı bulamayan Kılıçarslan ve ordusu süratle geri çekildi. Muharebe meydanında kalan bir sürü değerli eşya ve hayvanlar Haçlıların eline geçti (Temmuz 1097).
Bundan sonra Türklerle Haçlılar arasında, Anadolu yaylalarında çetin bir gerilla savaşı ba ş ladı . Danı ş mend Gazi'yi de yanına alan Kılıçarslan, yaz sıcağı altında yol alan düşmana ani baskınlar yaparak vurmaya ve yol boyunca onları yıpratıp imha etmeye devam etti. Haçlıların yolları üzerindeki yerleşim yerleri Selçuklular tarafından güvenlik gereği boşaltılıyor, yollar ve su kuyuları tahrip ediliyor, gıda maddeleri yok ediliyordu.
Birçok meşakkat ve kayıplarla ilerleyen Haçlıların büyük bir kolu, Konya Ereğli'den sonra Kayseri-Maraş üzerinden Antakya'ya ulaştı (Ekim 1098). Kalede bulunan bütün müslümanlar öldürüldü ve burada bir Haçlı devleti kuruldu. Üç ay önce de Urfa Kontluğu kurulmuştu.
Antakya'dan Kasım ayında yola çıkan Haçlılar, onda bire kadar düşen sayılarıyla asıl hedefleri olan Kudüs'e ulaştılar (Haziran 1099) ve bir ay sonra orayı Şiî-Fatımîlerden alarak bir krallık kurdular. Müslüman ve yahudi 70 bin Kudüslünün hepsini vahşice öldürdüler. Selahaddin Eyyubî'nin fethine kadar Kudüs (88 yıl) Haçlıların idaresinde kaldı.
(Haçlı Seferleri Tarihi, 1/140-180, 214-222; Türk Ansiklopedisi, 18/288-89; Selçuklular Zamanında Türkiye, s. 102-104)
Kılıçarslan'ın Zaferleri
İznik'ten Antakya'ya, kayıp vere vere dört ayda ulaşan (Ekim 1097) ve oradan Kudüs'e uzanan (Haziran 1099) Birinci Haçlı Seferi güçlerinin taarruz ve tahripleri, Selçukluları büyük zarar ve sarsıntıya uğratmıştı. Bundan faydalanan Bizanslılar, Batı Anadolu'yu ve Karadeniz sahillerini işgal etmi ş lerdi . Ancak Birinci Haçlı Seferi fırtınasından sonra, I. Kılıçarslan ve Anadolu Türkleri yeniden toparlanmaya başladı. Selçuklu Sultanı Konya'ya yerleşerek, orayı başşehir yaptı.
Birinci Haçlı Seferi'nin İznik'ten üç yıl sonra Kudüs'e ulaşmış olması Avrupalıları heyecanlandırmış ve onlarda yeni sefer arzuları uyandırmıştı. Maksatları, İslâm ülkelerinde yerleşen Haçlıları nüfus ve askerî yönden güçlendirmekti. Bu ve benzeri sebeplerle geçmiş büyük sefere ek olarak, büyük çoğunluğu Fransız ve Almanlardan oluşmuş üç Haçlı ordusu daha, 1101 yılı baharından itibaren İstanbul'a ve İzmit'e gelmeye başladı.
Bu orduların ilki, önce İznik Nallıhan üzerinden Ankara'ya ulaştı. Daha önce Selçuklular tarafından boşaltılan Ankara'yı ele geçiren Haçlılar Çankırı'ya, oradan Kastamonu tarafına ve Kızılırmak üzerinden Merzifon'a uzandılar. Dört yıl öncesine göre daha güçlü ve hazırlıklı olan ve Haçlı ordusunu uygun bir yerde kıstırıp imha etmeyi plânlayan Kılıçarslan'ın askerleri, kendilerini destekleyen Danışmendlilerle birlikte, Merzifon civarında bu büyük Haçlı ordusunu kılıçtan geçirdiler (Ağustos 1101). Çok azı Sinop ve Bafra'ya kaçabildi.
Aradan çok geçmeden, ikinci bir Haçlı ordusu İzmit'ten Ankara'ya geldi. Yok edilen birinci ordudan habersiz olarak Konya istikametinde ilerledi. Kılıçarslan hızla üzerlerine giderek, onları sıkıştırıp takibe aldı. Geçtikleri yerlerdeki su kuyularını tahrip ediyordu. Yorgun ve yılgın vaziyette Konya Ereğlisi'ne yaklaşan Haçlılar, Selçuklular tarafından kuşatılıp tümüyle imha edildi.
Bu hadisenin hemen peşinden, üçüncü Haçlı ordusu da İznik-Akşehir üzerinden Konya'ya ulaştı. Selçuklular, yiyecek ve mahsulleri de toplayarak Konya'yı terk etmişti. Haçlılar Ereğli'ye ulaşınca, susuzluktan bir ırmağa doğru koşarken, çalılıklarda pusu kurmuş Türklerin hücumuyla paniğe kapılıp kılıçtan geçirildiler (Eylül 1101). Bu sene ezilen üç Haçlı ordusunda ölenlerin toplamı 300 bini bulmuştu. Önceki büyük Haçlı seferinin intikamı alınmış, artık Haçlılar için Anadolu yolu Kapanmıştı.
(Haçlı Seferleri tarihi, 2/15-25; Selçuklular Zamanında Türkiye, s. 105; Diyanet İslâm Ansiklopedisi, 14/532-33)