“Daha dün mahallemizde bir çocuk öldü”
“Daha dün mahallemizde bir çocuk öldü”
Hz Ömer (radıyallâhu anh), bir gün camiye giderken, bir çocuğun hızlı adımlarla yanından geçip camiye koştuğunu görür
Adımlarını açar, hızlanır ve çocuğa yaklaşarak, “Yavrucuk! Sana namaz farz değil; neden böyle heyecan içinde ve koşa koşa camiye gidiyorsun?” diye sorar Çocuk ise halife Hz Ömer’in bu sorusuna sadece şu cevabı verir: “Ey Müminlerin Emiri! Daha dün mahallemizde bir çocuk öldü!”
“Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rabbilerine dayanıp güvenen kimselerdir” (Enfal, 8/2) ayetinde de ifade buyurulduğu gibi, hakiki müminler onlardır ki, Allah anıldığı zaman kalblerinde ürperti hasıl olur Ve onlar haşyetle sarsılırlar Evet, Allah’ın ayetleri kendilerine okunduğu zaman imanları artar, kat kat olur; o ayetlerin ifade ettikleri manalarla ürperir, imanın yümnü (bereketi) ve emanıyla (güveniyle) kanatlanıp uçuyor gibi bir hal alırlar İmanın diriltici iklimiyle tanışan müminler, “İman teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet–i dâreyni iktiza eder” fehvasınca, inandıklarından dolayı Allah’a tevekkül eder; tevekkül ettiklerinden dolayı da, dünya ve ahiret saadetine mazhar olurlar
Sahabeden başlayarak hakiki müminler hep böyle davrandılar; onlar, Allah’ın ayetleri anıldığı zaman ürperdiler ve kendilerinden geçtiler Onların hayatlarından nakledeceğimiz şu hadiseler bu hakikate güzel birer misal teşkil etmektedir:
Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Bir gün Allah Rasulü (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Bunu yapamazsanız, –ki elbette yapamayacaksınız– kâfirler için hazırlanan ve yakıtı insanlarla taşlar olan ateşten korkun!” (Bakara, 2/24)
ayetini okudu ve şöyle buyurdu: “Cehennem kızarıncaya kadar bin sene, sonra beyazlayıncaya kadar bin sene, sonra da simsiyah oluncaya kadar bin sene yakıldı ve yandı Derken ateşi, asla sönmeyen simsiyah bir hal aldı” Bunun üzerine, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’ın önünde bulunan bir zenci, yüksek sesle ağladı Cebrail (aleyhisselâm) inerek:
“Önündeki bu ağlayan kimdir?” diye sordu Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem): “Habeşli bir adamdır” dedi ve onu övdü Cebrail de, Allahu Teâlâ’nın şöyle buyurduğunu bildirdi: “İzzetim, celâlim ve arşımın üstündeki makamın hakkı için, dünyada benim korkumdan dolayı ağlayan kulumu, cennette sevindirir ve güldürürüm”
Cevap: “Daha dün mahallemizde bir çocuk öldü”
Rabbim razı olsun Hayrunnisacım