Evlilikle İle İlgili Hadisler
Evlilikle İle İlgili Hadisler
EVLENECEĞİN KADINA BAKMAK
6537 - Muhammed İbnu Mesleme radıyallahu anh anlatıyor: "Ben bir kadınla evlenmek istedim ve kadını gizlice görmeye çalıştım. Sonunda onu kendi hurma bahçesinde gördüm."
Bu açıklaması üzerine, kendisine: "Sen Resulullah'ın ashabından olduğun halde bunu yaptın mı?" diye ayıpladılar. O da şöyle cevapladı: "Ben Aleyhissalatu vesselam'ın "Allah bir kimsenin kalbine bir kadınla evlenme arzusu attığı zaman, ona bakmasında bir beis yoktur!" dediğini işittim."
6538 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: Mugire İbnu Şu'be bir kadınla evlenmek istemişti. Resulullah aleyhissalatu vesselam kendisine: "Git önce onu bir gör! Zira böyle yapman, aranızdaki ülfet ve sevginin devamı için daha uygundur" buyurdular. O da öyle yaptı ve evlendiler. Bilahare Mugire radıyallahu anh, aralarındaki uyumdan bahsettiler."
6539 - Mugire İbnu Şu'be anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelip evlenmek istediğim bir kadından bahsettim. Bana: "Git onu bir gör! Bu, onunla muhabbet ve ünsiyetinizin devamı için daha uygundur" dedi. Ben de Ensardan bir kadının yanına geldim, onu ebeveyninden istedim ve Resulullah aleyhissalatu vesselam'ın sözünü onlara haber verdim. Onlar sanki bundan hoşlanmadılar. Hıdr denen hususi hücresinde bulunan kız bunu işitmişti: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, sana bakmanı emretmişse, bak! Aksi taktirde Allah aşkına bana bakma!" dedi. Sanki kız da bu bakma işini büyütmüştü.
Muğire sözüne devamla dedi ki: "Ben kıza baktım ve onunla evlendim." Muğire kızla aralarındaki uyuşmayı da zikretti."
EVLENMEYE TEŞVİK VE TERĞİB
5587 - Ma'kıl İbnu Yesâr radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a bir adam gelerek: "Ben (evlenmek üzere) asaletli ve güzel bir kadın buldum. Ancak kısırdır, çocuk doğurmuyor. Onunla evleneyim mi?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm:
"Hayır evlenme!" buyurdular. Sonra adam ikinci sefer geldi, yine aynı cevabı aldı. Adam üçüncü sefer de gelince: "(Ey insanlar!) vedûd (çok seven) ve velûd (çok doğuran) olanla evlenin. Zira ben (Kıyamet günü) diğer ümmetlere karşı çokluğunuzla övüneceğim" buyurdular."
Ebu Davud, Nikah 4, (2050); Nesâi, Nikah 11, (6, 65-66).
5588 - Abdullah İbnu Amr İbni'l-As radıyallahu anhüma anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Dünya bir meta'dır. Dünya metâının en hayırlısı saliha kadındır."
Müslim, Radâ' 64, (1467); Nesai, Nikah 15, (6, 69).
5589 - İbnu Ebi Necih rahimehullah anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm: "Kadını olmayan erkek miskindir, miskindir!" buyurmuşlardır. Yanındakiler:
"Çokça malı olsa da mı?" dediler.
"Evet çokça malı olsa da!" buyurdular. Sözlerine devamla: "Kocası olmayan kadın da miskînedir miskînedir!" buyurdular. Yanındakiler:
"Çokça malı olsa da mı?" dediler. Aleyhissalâtu vesselâm:
"Evet kadının çok malı olsa da!" buyurdular.
Rezin tahric etti.
SÜKNA VE NAFAKA
4173 - Fatıma Bintu Kays radıyallahu anha'nın anlattığına göre, "kocası kendisini talak-ı bette ile boşamıştır. Kocası ortalıkta olmadığı halde, vekilini (bir miktar) arpa ile Fatıma'ya göndermiş. Fatıma da bunu pek az bulmuştu. Veya vekile kızmıştı). Vekil: "Vallahi bizim üzerimizde (nafaka hakkı olarak) bir şeyin yok!" demiştir. Fatıma da Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm 'a gelerek durumu anlatımış, aleyhissalatu vesselam da: "Senin onun üzerinde nafakan yok" buyurmuş ve Ümmü Şerik el-Ensariyye radıyallahu anha'nın yanında iddetini geçirmesini emretmiştir. Sonra, Fatıma'ya: " Bu kadın, ashabımın çokça uğradıkları birisidir. Sen iddetini İbnu Ümmi Mektûm'un yanında geçir. Zira o, âmâ birisidir, örtünü de (onun yanında) çıkarabilirsin. (İddetin bitip) helal oldun mu bana haber ver!" buyurdu. (Fatıma der ki): "Helal hale geldiğim zaman, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm 'a gelip Muaviye İbnu Ebi Süfyan ve Ebu Cehm radıyallahu anhüma'nın benimle evlenmek istediklerini haber verdim. Aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ebu Cehm, sopasını omuzundan indirmez. Muaviye ise fakirdir, parası yoktur. Sen Üsame İbnü Zeyd radıyallahu anhüma ile evlen!"
Üsame hoşuma gitmedi. (Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bunu sezmiş olacak ki tekrar): "Sen Üsame'yle evlen!" buyurdu. Ben de onunla evlendim. Allah Teâla hazretleri onu bana hayırlı kıldı. Onunla mes'ud oldum."
Müslim, Talak 36, (1480); Muvatta, Talak 23, (2, 580, 581); Ebu Davud, Talak 39, 40, (2284, 2291); Tirmizi, Nikah 38, (1135), Talak 5, (1180); Nesai, Nikah 21, (6, 74); Talak 69, (6, 207), 71, 72, (6, 210).
4174 - Nafi' rahimehullah anlatıyor: "Sa'id İbnu Zeyd'in kızı Abdullah İbnu Amr İbni Osman'ın nikahı altında idi. Kadını, kocası talak-ı bette ile boşadı. Kadın, kocasının evini (iddeti dolmadan) terketti. Onun bu davranışını Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anh hoş karşılamadı."
Muvatta, Talak 64, (2, 579).
4175 - Hz. Cabir radıyallahu anh anlatıyor: "Teyzemi kocası (üç talakla) boşamıştı. Teyzem hurmalarının meyvesini kesmek istedi. Bir adam onu evden çıkmaktan men etti. Teyzem de Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a gelip durumunu arzetti. Aleyhissalatu vesselam: "Tabii, hurmalarını devşir, ondan dilersen tasadduk eder, dilersen ma'ruf üzere tasarruf edersin!" buyurdu."
Müslim, Talak 55, (1483); Ebu Davud, Talak 41, (2297); Nesai, Talak 70, (6, 209).
4176 - Mücahid rahimehullah, "İçinizden ölenlerin bırakmış olduğu eşler kendi kendilerine dört ay on gün beklerler" (Bakara 234) mealindeki ayetle ilgili olarak demiştir ki: "Kadının, bu iddeti, kocasının yanında beklemesi vaciptir. Bunun üzerine Allah Teala Hazretleri şu ayeti inzal buyurdu: "İçinizden ölüp, eşler bırakacak olanlar, evlerinden çıkarılmaksızın senesine kadar eşlerinin geçimini sağlayacak şeyi vasiyet etsinler. Eğer kadınlar çıkarlarsa kendilerinin meşru olarak yaptıklarından dolayı size sorumluluk yoktur" (Bakara 240).
Mücahid devamla der ki: "Allah Teala Hazretleri böylece kadına tam bir yıl (iddet) kıldı, bunun yedi ay yirmi günü vasiyet yoluyla tanınacak. Kadın dilerse bu vasiyet müddetinde kocasının evinde kalacak, dilerse terkedecek. Ayette geçen "evlerinden çıkarılmaksızın... Eğer çıkarlarsa... size sorumluluk yoktur" ibaresinin manası budur. Esas iddet ise, onu beklemesi kadına vacibtir."
İbnu Abbas radıyallahu anhüma der ki: "Bu ayet, kadının kocası yanında iddet geçirme mecburiyetini neshetmiştir, kadın dilediği yerde iddetini geçirir."
Atâ der ki: "Sonra miras ayeti geldi, o da, süknayı neshetti. Böylece kadının, koca yanındaki süknası kalktı, artık dilediği yerde iddetini geçirir."
Buhari, Tefsir, Bakara 41, Talak 50; Ebu Davud, Talak 42, 45, (2298, 2301); Nesai, Talak 60, (6, 200).
4177 - Yahya İbnu Said rahimehullah anlatıyor: "Bir kadın, İbnu Ömer radıyallahu anhüma'ya gelip kocasının öldüğünü ve kendilerinin (Medine'nin) Kanât nam mevkiinde bir ekinlerinin olduğunu söyledi ve geceyi orada geçirmesinin kendisini için caiz olup olmadığını sordu.
İbnu Ömer radıyallahu anhüma kadını bundan nehyetti. Bu sebeple kadın, erkenden oraya gider, orada gölgelenir, sonra akşama Medine'ye döner, evinde gecelerdi."
Muvatta, Talak 88, (2, 592).
MÜTEFERRİK HÜKÜMLER
[b]4050 - Abdullah İbnu Ömer radıyallahu anhüma anlatıyor: "Talaku's-sünne (sünnete uygun boşama), kadını temizlik döneminde cimada bulunmadan yapılan boşamadır."
Nesai, Talak 2, (6, 140).
4051 - İmam Malik anlatıyor: "İbnu'l-Müseyyeb'i, Humeyd İbnu Abdirrahmen İbni Avf'ı, Ubeydullah İbni Abdillah ibni Utbe'yi, Süleyman İbnu Yesar'ı dinledim, hepsi de Ebu Hüreyre'nin şöyle söylediğini işitmiş olduklarını bildirdiler: "Ben Hz. Ömer radıyallahu anh'ı dinledim. Demişti ki: "Bir kadını kocası, bir veya iki talakla boşayıp, kadını (iddeti bitip de başkasına) helal oluncaya kadar bıraksa, kadın da bir başka erkekle evlense, bu ikinci koca ölse veya kadını boşasa, sonra kadın tekrar ilk kocası ile evlense, bu kadın onun yanında, önceden baki kalan talak(lar) üzerine olur."
İmam Malik der ki: "İşte bu, hiç bir ihtilaf olmaksızın kabullendiğimiz sünnettir."
Muvatta, Talak 77, (1, 586).
4052 - Muharrib İbnu Disar, İbnu Ömer radıyallahu anhüma'dan naklen anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Allah'ın, helal kıldıkları arasında en sevmediği şey talaktır."
Bir diğer rivayette ise şöyle gelmiştir: "Allah'ın en sevmediği helal, talaktır."
Ebu Davud, Talak 3, (2177, 2178).
4053 - Sevban radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Hangi kadın, (çok ciddi) bir gerek yokken kocasına boşanma talebinde bulunursa, bilsin ki, cennetin kokusu kendisine haramdır."
Ebu Davud, Talak 18, (2226); Tirmizi, Talak 11, (1187); İbnu Mace, Talak 21, (2055).
4054 - Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Erkek hanımını boşamak isteyince hemen boşuyordu. Erkek, yüz ve hatta daha çok kerelerde boşamış olsa, iddeti içerisinde iken, döndüğü takdirde kadın yine de onun hanımı olmaya devam ediyordu. Bu hal şu hadiseye kadar devam etti. Bir adam hanımına: "Vallahi seni ne tam boşayacağım ne de himayeme alacağım, ebedi şekilde böyle tutacağım!" dedi.
Kadın: "Bu nasıl olur?" deyince:
"Seni boşayacağım, iddetin bitmek üzere iken geri döneceğim. (Bu şekilde tekrar edeceğim) cevabını verdi. Kadın bunun üzerine Aişe radıyallahu anha'ya gidip durumu haber verdi. Aişe, Resûlullah gelinceye kadar cevap vermedi. Durumu O'na anlattı. Aleyhissalatu vesselam da sükût buyurdular. Derken şu ayet indi. (Mealen): "Boşama iki def'adır. (Ondan sonrası) ya iyilikle tutmak, ya güzellikle salmaktır. (Ey kocalar! boşandığınız zaman) onlara (kadınlara verdiğiniz bir şeyi (mehri geri) almanız size helal olmaz..." (Bakara 229). Aişe radıyallahu anha dedi ki: "Bunun üzerine halk (o günden itibaren) talaka (yeniden yönelip) gözden geçirdi, bir kısmı boşadı, bir kısmı boşamadı."...
ALINTII..........
Cevap: Evlilikle İle İlgili Hadisler
çok güzel bir paylaşım oldu sıla yüreyine sağlık