Yediginiz içtiginiz seylere dikkat edin...
Yediginiz içtiginiz seylere dikkat edin...
http://ailem.zaman.com.tr/images/2007/07/20/yemek.jpg
ALI DEMIREL
Hassas olmamiz gerekiyor; özellikle yedigimiz-içtigimiz seyler hususunda. Öncelikle helal olmasina daha sonra da saglikli olup olmadigina dikkat etmeliyiz. Süpheli seylerden sakinmaliyiz.
Yedigimiz-içtigimiz seylerden sorumluyuz. Mana büyükleri, içinde haram barindiran bir lokmanin insanin mana âleminde derin yaralar açtigini söylüyorlar. Rabbimiz haram ve helali açik bir sekilde ifade etmistir. Bakiniz bir ayet-i kerimede ne buyuruluyor: “Ey insanlar! Yeryüzünde olan bütün nimetlerimden helâl hos olmak sarti ile yiyiniz; Fakat seytanin pesinden gitmeyiniz. Çünkü o sizin besbelli düsmaninizdir.” (Bakara, 2/168)
Evet seytan bizim düsmanimiz ve bizi türlü türlü yollarla harama bulastirmak istiyor. Bunu da daha ziyade süpheli seyleri nazara vererek yapabiliyor. Efendimiz su ifadelerle asirlar öncesinden bizi uyariyor:
“Süphesiz ki helal belli, haram da bellidir. Bu ikisi arasinda çok kimselerin bilmedikleri süpheli seyler vardir. Her kim süpheli seylerden korunursa, dinini ve namusunu korumaya talip olmus demektir.” (Buhârî, Imân, 39) Büyüklerimizin, bu hadise dayanarak helal ve haram noktasinda içinde süphe barindiran seylerden olabildigine kaçindiklarini görüyoruz. Hatta ornlar, helal olan pek çok seyden kaçinmis ve kili kirk yararcasina hassas davranmislardir. Binaenaleyh, haram yeme-içme ve giyinmenin insani inhirafa götürdügü her zaman söylenebilir. Dolayisiyla da bu mevzuda hassas olmayan ruhlar, burada da çeker, ötede de... Kaldi ki mesru daire oldukça genistir, harama girmeye lüzum yoktur; bu itibarla da her zaman dikkatli olup, dikkatli yasamaya gayret sarf edilmelidir. Az önceki ayette de ifade edildigi gibi yenen ve içilen seylerin helal olmasi, dogrudan dogruya Rabbimiz tarafindan talep ediliyor. Yani biz bununla mükellefiz ve bu da bir emr-i Ilahidir. Ayrica haram olan seylerin yenilip içilmesi insana maddi-manevi zararlar verir. Bir anne ve baba kendi riziklarina dikkat ettikleri gibi çocuklarina da helâl rizik yedirmelidir. Bu açidan ta bastan itibaren, çocugun bakimi, görümü, yiyecegi, içecegi, giyecegi her sey dinin mesrû kildigi daire içinde kalinarak yerine getirilmeli, haram yedirilmemeli, haram içirilmemeli ve haram giydirilmemelidir.
Cevap: Yediginiz içtiginiz seylere dikkat edin...
BIR HURMA TANESI
Bu noktada evvela Peygamber Efendimiz’in hassasiyeti nazar-i itibara alinacak olursa mevzu daha iyi anlasilabilir. O, öyle bir hayat yasamisti ki hayran olmamak mümkün degildir. Evet, öyle bir hayat yasadi ki arkada biraktigi hayati yasanmaz hale getirdi. Elimizdeki muteber pek çok siyer ve megazi kitabinin naklettigi su hadise bu hakikate tercüman olmuyor mu?
Aksam yatmis, fakat sabaha kadar dönüp durmus, bir türlü uyuyamamisti. Sagina dönüyor, soluna dönüyor, “uf”layip duruyordu. Sabah, hanimi sordu: “Ya Rasulallah, bu gece rahatsiz miydiniz? Çok izdirap çektiniz.” Ve Allah Rasulü’nün cevabi su oldu: “Yatagimi hazirlarken, yere düsmüs bir hurma buldum. Onu agzima koydum. Fakat sonra aklima geldi ki, bizim evde sadaka ve zekat hurmalari da bulunuyor. Ya bu hurma, onlardan ise! Iste sabaha kadar bunu düsündüm, bunun izdirabiyla saga sola dönüp durdum. Bir türlü gözüme uyku girmedi.” (Müsned 2/193) Iste O, bir hurmaya karsi bile bu kadar hassas yasadi. Zira vicdani çok hassas, suuru çok seffafti ve sürekli hasyet içindeydi.
BU ÇORBA NEREDEN GELDI?
Arkasindaki insana bakarsaniz onun da bundan geri kalmadigini görürsünüz. Iste Hz. Ebu Bekir. Gün boyu oruçludur. Iftar vakti gelir. Önüne bir tabak çorba getirirler. Daha evvel bir sey yiyip içecegi zaman nereden geldigini mutlaka sorardi. O gün yine sordu. Sordu ama bu sefer ihtimal ki çok aciktigi için, dayanamamis ve çorba girtlagina kadar gittikten sonra sormustu. Hizmetçisi: “Ben bir dönemde kahinlik yapiyordum. O zamanlar bir müsterimden alacagim vardi. Fakat aklina yeni esmis ki o borcunu simdi getirdi. Iste bu yemegin masrafini o paradan tedarik ettim.” Bu cevap karsisinda Hz. Ebu Bekir elini süratle agzina götürdü ve midesine inen seyleri disari çikarmak için hamlede bulundu. Öyle bir zorlamisti ki gözleri kan çanagina dönmüstü. Neden? Kahinlik, gaybdan haber verme, cincilik, büyücülük gibi sahtekarlik yoluyla elde edilmis bir yemek midesine inmisti. Ve o, haram bir lokma karsisinda gözleri kan çanagina dönüyor, yediklerini disariya atiyordu. Iste onlar, haram lokma mevzuunda bu kadar hassas bir hayat yasamislardi. Madem ki bizler de onlarin ayak izlerini takip ediyoruz. O zaman hem bizim hem de bakmakla mükellef oldugumuz kisilerin bogazindan haram lokma geçmsi nokkasinda dikkat ve gayret göstermeliyiz. Sayi:241Bölüm:Hayatin Içinden
Dövme yapmak dogru mudur ?
Dövme yapmak dogru mudur ?
Insanlar, çok eski zamanlardan beri vücutlarinin çesitli yerlerine dövme yaptirmislardir. Bugün bu adet, yer yer sürdürülüyor. Avrupa ve Amerika'da bazi gençler bunu bir "süs" seklinde yaparken, yurdumuzda da birtakim havai gençler onlari taklit ediyorlar. Cahiliye Araplari dövmeyi süslenmek için yaparlarken; dövme ile bedenlerine çesitli sekil ve suretler yaparak bununla mafsallarinin güç kazandigina inanirlardi. Bugün ise bu tamamen bir özentiden öteye geçmemektedir.
Dövme, bilinen sekliyle söyle yapiliyor: Vücut, igne ve benzeri aletlerle kan akacak sekilde yaralaniyor. Sonra ayni yere iç yagi ve bazi maddeler konarak yara iyilesmeye terk ediliyor. Sonunda deri altinda koyu yesil bir sekil meydana geliyor.
Buhari ve Müslim'de rivayet edilen hadislerde, Peygamber Efendimiz (a.s.m.) dövme yapmayi ve yaptirmayi yasaklamis, bunlari yaptiranin Ilahi rahmete liyakatini kaybettiklerini bildirmistir.
Bilmeden dövmeyi yaptiran insan nasil hareket edecektir? Bundaki hüküm, dövmeyi yaparken kullanilan maddeye göre degisir. Sayet bu maddeler dinen necis sayilanlarin arasinda bulunuyorsa, dövme de o hükme girer. Sayet temizse, o da temizdir. Bunda yapilacak sey, sayet ufak bir müdahale veya ameliyatla hallediliyorsa gidermeye çalismaktir. Sayet giderilemiyor, buna da imkan bulunamiyorsa, o sekilde birakilir. Çünkü Cenab-i Hak kuluna kaldiramayacagi yükü yüklemez, onun üstesinden gelemeyecegi, yapamayacagi seyleri istemez.
Abdeste ve gusle mani olup olmadigina gelince; bir defa dövme derinin altindadir. Yani dis derinin altinda yer aliyor. Abdest ve gusulde ise derinin altini degil, üstünü yikamak farzdir. Dövme de derinin altinda kaldigina göre, onun bedenin herhangi bir yerinde bulunmasi abdeste ve gusle mani olmaz. Üzerinin yikanmasiyla abdest ve gusül sahih olur.
Bilmeden böyle bir günahi islemis olan kimse de Allah'tan magfiret diler, tövbe istigfar eder. Ve insallah da kabul edilir.
Islam,da Zinanin hükmü...
Zina büyük günahlardan biridir. Zina aralarinda mesru bir evlilik olmayan, nikah bagi bulunmayan kimselerin cinsî iliskide bulunmalarina denir. Kur'an-i Kerim’de söyle buyrulmustur:
“Zinaya yaklasmayin. Çünkü o süphesiz bir hayasizliktir, kötü bir yoldur.” (Isra 32)
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem ise söyle buyuruyor:
“Zina eden kisi zina ettigi sira (tam ve olgun) mümin oldugu halde zina etmez.” (Buhari)
Bütün dinler zinanin haram oldugunda ittifak halindedirler. Hiçbir dinde helal kabul edilmemistir. Zina irz ve nesepler hakkinda irtikab edilmis bir cinayettir.
Allahu Teala ayet-i celilede,
“Allah gözlerin hain bakisini ve kalplerin gizledigini bilir” (Müminûn 19) buyurmaktadir.
Göz zinanin elçisidir. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem söyle buyuruyor:
“Iki göz de zina eder. Iki el de zina eder. Iki ayak da zina eder. Ferç (cinsiyet uzvu) onlarin hepsini dogrular veya yalana çikarir.” (Müslim)
Bir diger hadis-i serifte ise:
“Âdemogluna zinadan nasibi yazilmistir. Çaresiz ona erisecektir. Iki gözün zinasi ona bakmaktir, iki kulagin zinasi fuhusla ilgili seyleri dinlemektir. Dilin zinasi fuhusla alakali sözdür. Iki el de zina eder, zinalari harama el uzatmaktir. Iki ayak da zina eder, zinalari fuhsa yönelmektir. Kalp de zinaya heves eder, yapmayi temenni eder. Artik ferç de bunlari dogrular yahut yalana çikarir.” (Buhari ve Müslim)
Hadis, gözü harama bakmaktan korumanin ser‘i yönden farz olduguna delildir. Nitekim Allah Teala da söyle buyuruyor:
“Mümin erkeklere söyle. Gözlerini harama bakmaktan sakinsinlar, ferçlerini de haramdan korusunlar.” (Nur, 31) (Islam Fikhi, Prof. Dr. Vehbi Zuhayli 7/331)
ZINAKÂRIN CEHENNEMDEKI AHVÂLI
Peygamberimiz Miraç’ta cennet ve cehennemin ahvâline muttali oldu söyle ki:
“Baktim bir kavim var ki, derilerinden sirim kesiliyor ve agizlarina tikiliyor ve yediginiz gibi yeyiniz deniliyor. Bu onlara en igrenç bir sey oluyor. Ya Cibril! Bunlar kimler? dedim. Cibril, bunlar irz ve namuslara taarruz edenlerdir, dedi. Yine bir kavme rastladik. Önlerine bir sofra kurulmus, üzerinde benim gördügüm etlerin en güzelinden kebaplar var, etrafinda da cifeler. Onlar o güzel etleri (nikahli eslerini birakip) bu cifelerden yemeye basladilar. Bunlar kim Ya Cebrail, dedim. Bunlar zinakârlar, dedi. Allah’in helal kildigini birakirlar da haram kildigini yerler.” (Ömer Nesefi Akaidi)
ALLAH_IM SEYTANIN SERRINDEN SANA SIGINIRIZ...
BIZI DOGRU YOLDAN AYIRMA...
Cevap: Yediginiz içtiginiz seylere dikkat edin...
ALLAH cc razı olsun Hayrunnisacım