Gülay Atasoy
“Örtünme isteği yaratılışın sesidir. Hem de içten gelen, dışa vuran en güçlü bir sestir.”
Bu ifadeler “Her Kadın Örtünmek İster” kitabının yazarı Gülay Atasoy’a ait ve bu ifadelerinin kuru bir iddiadan ibaret olmadığını yönelttiği şu soruyla hem cevap vermiş oluyor, hem de delillendirmiş oluyor:
“Mini etekli bir bayanın farkında olmadan hep eteğini çekiştirip uzatmak istemesi, göbeği açık kızların badisiyle göbeğini kapatmaya çalışması, henüz tamamen sönmemiş olan fıtratın sesinden başka neyle izah edilebilir?”
Yazar Atasoy’a göre dine karşı olduğunu, tesettürü benimsemediğini söyleyen hanımlar bile zaman zaman içlerinde var olan gizli örtünme duygusunu susturamadıklarını bilerek ve bilmeyerek dile getiriyorlar.
Kadının içindeki bu masum duygu, yani örtünme eğilimi Gülay Atasoy’a göre çevre etkisiyle ya zayıflatılıyor veya tamamen yok ediliyor. Bir diğer ifadeyle içten gelen o istek ve eğilim modern bir “mahalle baskısı” neticesi köreltiliyor. Hem de çok ciddi ve etkili yollar kullanılarak.
Bu güçlü sesin kısılmasına yönelik kullanılan argümanların başında ise laiklik ve Atatürkçülük yer alıyor. Sonuçta yazar Atasoy’a göre eller başlardaki örtüden aşağı inmiyor.
Yazar’ın kitabında değindiği en dikkat çekici iddialardan bir diğeri başörtüsü aleyhinde yapılan onca olumsuz propagandalara, baskı ve yanlış yönlendirmelere, bütün engellemelere rağmen örtünenlerin sayısının giderek artması.
Kitabın ilk bölümünde örtünme konusunda bu kitapta sanatçıdan bilim adamına, psikologdan sosyologa, mankeninden yazarına, yerli ve yabancı çok sayıda tanınmış simanın görüşlerine yer veriliyor.
Yazar Atasoy kitabının ikinci bölümünde örtünmek isteyip de bunu bir türlü başaramayan bayanların karşılaştıkları engellere ayırmış. Yazara göre bunlardan bazıları gerçekten aşılması zor engeller, bazıları ise çevre etkisiyle dile getirilen bahaneler.
“Her Kadın Örtünmek İster” kitabının üçüncü bölümünde ise başörtüsü eksenli iddia ve tartışmalara yer veriliyor. Başörtüsü takmanın özgürlük mü, yoksa özgürlüğün sınırlanması mı olduğu, kadınların kendi istek ve arzularıyla mı yoksa erkeklerin baskısıyla mı örtündükleri, başörtüsünün siyasi bir simge olup olmadığı gibi gündeme sıkça gelen tartışma konularına ışık tutuluyor.
Daha önceden yayınlanan “Nasıl Örtündüler?,” “Liseli Kızlar,” “Gerçeği Arayan Genç Kız” gibi kitaplarıyla da dikkat çeken Gülay Atasoy bu kitapla okurlarına şu çağrıda bulunuyor:
“Şimdi gelin hep birlikte kadın var oldukça susturulamayacak olan fıtratın bu sesine kulak verelim…”
