Ailenin Vazgeçilmez Şartı: Sabır
Ailenin Vazgeçilmez Şartı: Sabır
Arzulanan aile hayatı odur ki hanımla bey ortak düşüncede ve anlayışta olsunlar, verecekleri kararlarını ortak olarak versinler, ‘evet’lerini, ‘hayırlarını birlikte tespit etsinler
Ancak bu, bir idealdir; idealler her zaman vaki ve mümkün olmamaktadır Ya bey ya da hanım tarafında farklı mizaç, kültür ve beğeniler söz konusu oluyor, bazen ortak noktayı da bulamadıkları görülüyor; bu defa birinin isteğine ötekinin evet demesi, anlayış göstererek aile hayatını sürdürmesi söz konusu olabiliyor
İşte burada sabır devreye giriyor Zaten ben de bugün sabırdan söz etmek istiyorum sizlere
Gerçekten de aile hayatında sabrın yeri küçümsenemez Hatta denebilir ki sabırsız aile hayatı olamaz, olursa mutlaka birilerinin öfkesi, hiddeti, şiddeti havayı gerginleştirir, Bu da zor bir hayat olur Bundan dolayı Efendimiz (sav), aile hayatında sabra dikkat çekmiş, fevkalâde özel ve güzel değerlendirmeler nazara vermiştir Şöyle ki:
Sabır her yerde güzeldir; ama aile hayatında daha güzeldir Çünkü aile hayatındaki sabır sahibini Cennete götürmekle kalmaz, sabrın derinlik ve şiddetine göre de cennetteki makamları da yüceltir, hatta cennet hanımlarının ablası, ağabeyi mak----- bile yükseltebilir
Daha da ilerisi, sabır, erkeği Eyyüb aleyhisselam’ın sabrının sevabına ulaştırabileceği gibi; hanımı da Asiye validemizin sabır sevabına kavuşturabilir
Efendimiz (sav)’in bu konudaki hadis-i şerifini İmam-ı Gazali Hazretleri, Mükaşefesinde şöyle nakletmektedir:
– Kim hanımının uyumsuzluğuna sabrederse (sabrın zorluk ve şiddetine göre) Allah o beye Eyyüb aleyhisselam’ın sabrına verdiği mükafat gibi mükafatlar verebilir
Kim de beyinin uyumsuzluğuna sabrederse (yine sabrın şiddet ve zorluğuna göre) Allahü Teala o hanıma da Firavun’un hanımı Asiye’nin sabrına verdiği sevap gibi sevap verebilir
Evet, aile içindeki taraflara sabrın kazandırdığı uhrevi derece ve mükafatlar böyledir Zaten sabrın bu türlü sevabını düşünüp de sabredenler, derhal evde güzel bir havanın esmesine de sebep olurlar, kendilerini sabra zorlayan olumsuzluklar da bu sebeple azalır, hatta zaman içinde de yok bile olabilir Ahiretten önce dünyada sabrın karşılığını alırlar
İmam–ı Gazali bu hadisi naklettikten sonra taraflara oldukça ikaz edici bir not daha ilave etmekte ve demektedir ki:
Bu niçin böyle? Allahü Azimüşşan yuvanın yıkılmasını değil, devamını istiyor da ondan O yüzden evliliğin devamını sağlayacak beylere Eyyüb aleyhisselam, hanımlara da Asiye validemizin sevabını vaat ediyor
Sözü uzatmamak için diyebiliriz ki:
– Ailede ideal olan, tarafların konuşarak, anlaşarak kararlarını ortak vermeleridir Ancak idealler her zaman vaki ve mümkün olmamaktadır Geriye sabır kalıyor Sabrı tercih edenlerin asla pişman olmayacakları, hatta ahretteki mükafatlarını görünce keşke daha da sabırlı davransaydık diyecekleri de hatırlatılıyor
Ahmet Şahin
Cevap: Ailenin Vazgeçilmez Şartı: Sabır
selamün aleyküm kardeşim bu konunun kaynagının yazılması dogru olmazmı yanı bu konuyu yazan yazar kımdır.
Cevap: Ailenin Vazgeçilmez Şartı: Sabır
A.s.. enenisa kardeşim yazının altında yazarı yazıyor zaten (Ahmet Şahin)
Emeğine sağlık ablacım. Allah(c.c) razı olsun...
Cevap: Ailenin Vazgeçilmez Şartı: Sabır
keşke herkes bu sabrı göstersede evlilikler bitmese.
açıkçası ben üzülüyorum ayrılıklara,evin hanımına burda özverili olmak düşüyor.
eş de bunun kıymetini bilmeli.
son yıllarda gençlerimiz çok çabuk bitirebiliyor evlilikleri,inşallah peygamber efendimizin sünnetini layığıyla yerine getirebiliriz.
faydalı bilgilerin için allah razı olsun.:)
Cevap: Ailenin Vazgeçilmez Şartı: Sabır
Alıntı:
enenisa Nickli Üyeden Alıntı
selamün aleyküm kardeşim bu konunun kaynagının yazılması dogru olmazmı yanı bu konuyu yazan yazar kımdır.
kaynak gösterilmişya kardeşim bi baksan..
Cevap: Ailenin Vazgeçilmez Şartı: Sabır
Cevap: Ailenin Vazgeçilmez Şartı: Sabır
Yüce Allah'ımız bizlerede Eyyüp peygamberin sabrını nasip eder inşallah ,,,, Allah razı olsun..
Cevap: Ailenin Vazgeçilmez Şartı: Sabır
ALLAH RIZASI İÇİN
Sen kocana / karına şunları şunları yap ki o da sana yapsın." "Sen kayınvalidene iyi davran ki gelinin de sana iyi davransın." gibi sözler çok kullanılır. Yap ki karşlığını göresin.
Oysa Rabbimiz "İyiliği, karşılığında daha çoğunu umarak yapma! Rabbin için katlan." buyuruyor, Müddesir suresi 6 ve 7. Âyet-i Kerîmelerde.
İyiliği daha fazlasını bekleyerek bir kazanç elde etmek için yapmamak gerekiyor, demek ki. Oysa biz genellikle karşılık bekleyerek yaparız iyilikleri.
İyliği yapıp karşlığını görmeyince de kızarız, küseriz. "Daha da yapmam" deriz.
İyiliğin karşılığını iyilik olarak insanlardan beklediğimizde genellikle hüsrana uğrarız. Karşılığını göremeyince de yapmaktan vazgeçeriz. Oysa Âyet-i Kerime'de ki gibi Rabbimizin "Benim için katlan, sabret" buyruğuna "Tamam Ya Rabbi" desek ne güzel olur. İyilik yapmak her zaman çok kolay değildir; nefis engel çıkarır, zorluğu, yorgunluğu, fedakarlığı vardır. "Gülümsemek" gibi kolay görünen iyilikler bile nefis putunu her zaman aşamaz.
"Allah rızası için" "Allah razı olsun" sözleri dilimizde çok kullandığımız cümleler. Fakat şuuruna tam varıp içini davranışlarımızla dolduramıyoruz çoğu zaman.
Evlilik problemlerinin çözümsüzlüğünde en önemli etken karşılık beklemektir. Muhabbetin önündeki en büyük engel de yine karşılık beklemektir.
"Vaktiyle şunu şunu yapmıştım da anlamadı, kıymetini bilmedi artık yapmıyorum" sözünü çok duyuyorum. Ya da şimdi ben bu kitapta yazılanları yaparsam ya da seminerde dinlediğimi yaparsam eşim de benim istediklerimi yapar mı?" gibi sorular da geliyor.
Bu bakış açısı bir kaç açıdan problemli.
Sevgi ilişkisini para verip pazardan domates almak gibi bunu verirsem ne alabilirim, kazancım ne olacak haline getirmemeliyiz. Bu çok menfaat odaklı bir davranış olur. Sevgi dünyanın en saf ve temiz duygusu. Sevgi için yapacağımız şeyler de saf ve temiz olursa karşılığı gelir fakat biz o karşılığı beklemezsek daha çabuk ve kolay gelir. Karşılık beklediğimiz zaman bir gerginlik oluştururuz. Karşımızdaki bunu hisseder ve o da gerilir. Şimdi ne yapması lazım? içinden gelmeyerek yaparsa gönle ulaşmaz, yapmazsa kırgınlık olur. Gerginlik hiç bir zaman tatlı meyve vermez.
İyi bir eş olmak bir iyilik değil; bir vazifedir. İyi eşin iyisi olmak iyiliktir ancak. Eşine lütufkar olmak, gönlü hoş olsun diye tatlı sözler, hoş davranışlarla ikramda bulunmak ve bunu ondan karşılık beklemeden bir mü'mini sevindirmenin Allah rızasını kazanmaya sebep olacağı ümidi ile yapmak yapmak en güzeli olur.
"Muhabbet Olsun" kitabımda "Umma ki Küsmeyesin" diye bir adım var. İnsanlardan çok şey uman çok küser. Hele günümüzde medya aracılığı ili beklentiler yükseltildi. Eskiden karı-kocaların birbirinden beklemediği pek çok şeyi günümüzde çiftler birbirinden bekliyor. Beklentiler gerçekleşmeyince de küslükler, tatsızlıklar oluyor.
O halde çözüm ne? Yaptığını Allah rızası için yapmak.
"Ben Allah için iyi bir eş olmayım, onun rızasını hedeflemeliyim." denildiğinde zaten pek çok problem çözülmüş olur. Sevgiye, muhabbete değer vermek, bir mümini sevindirmenin Rabbin rızasına vesile olduğu şuuruyla iyilik etmek bizi bencillikten kurtarır.
"Yap iyiliği at denize, balık bilmezse Hâlık bilir." demiş atalarımız.
Rabb'imizin bilmesi bize yettiği zaman gözümüzü balıktan çekip Yaradan'a baktığımız zaman balığın gözü daha kolay açılır.
İyiliğin karşılığını insanlardan beklemek iyilik yapma hevesimizi kırar. Mesela kayınvalidesine çok iyi davranıp, kendi gelinin ise yüzüne bakmadığı pek çok kayınvalide var. E hani iyilik yapmıştı niye bulmadı?
Ya da eşine, çocuklarına ya da başkalarına iyilik yapıp karşılığı iyilik olarak görmeyip hatta nankörlük olarak gören kişiler var. Hepimizin hayatında böyle örnekler vardır.
E hani atalarımız:
"Etme bulma dünyası" demişlerdi,
"Ne ekersen onu biçersin." demişlerdi. Ne oldu?
Evet doğrudur; ettiysek buluruz, ektiysek biçeriz fakat aynıyla olacak diye bir şey yok. Tohum ekip tohum biçmeyiz. Tohum ekeriz, en tatlı meyveler, sebzeler, tahıllar biçeriz. Ve kat be kat fazlasını alırız. Allah için yapılan bir iyilik hiç bir zaman zayi olmaz. Hem dünyada hem ahirette karşılığı muhakkak vardır fakat dünyada birebir aynısı olmadığı zaman göremeyebiliriz.
Sen kayınvalidene iyi davranırsın, eşin bilmez ya da gelininden görmezsin de Allah sana başka bir yerden iyilik verir, başından bir belayı savar. Bilemezsin, bilemeyiz.
Biz hesap yapmayalım. En iyisi Âyet-i Kerîme'yi tekrar hatırlayalım ve bize ışık olsun.
"İyiliği, karşılığında daha çoğunu umarak yapma! Rabbin için katlan."
Sema Maraşlı. Habervaktim.com.