Yerİne gÖre sÜslenebİlmek
YERİNE GÖRE SÜSLENEBİLMEK
http://www.gulistandergisi.com/resimler/R855201.jpg
Erkek İçin Süslenmek
Güzel görünmek ve güzel görmek, hiç şüphesiz hem erkek hem kadın için bir ihtiyaçtır. Bundan dolayı kadının eşine güzel görünebilmesi için süslenmesi, takılar takması ve kendisini fark ettirmesi gerekir. Fakat her işte olduğu gibi bunda da sınırları aşmak; hem dünyada hem de ahirette insanın başına bela olur ve olmaktadır da.
Öyle ki zaten her gün gazetelerde ve haber programlarında, sınır tanımamazlığın bedeli olarak, onlarca taciz haberi ile karşılaşmaktayız. Böyle haberlerin konusu olmamak için her zaman olduğu gibi yine İslam’ın uygun gördüğü bir hayat tarzını tavsiye ediyoruz.
Peki, İslam’a göre bir kadının süslenmede dikkat etmesi gereken hususlar nelerdir? Süslenmek kim için ve nasıl olmalıdır? Resulullah (sav)in bu hususta bizlere emir ve tavsiyeleri nelerdir? İşte, kısa da olsa, bu ay bu konuya dikkat çekmeyi uygun gördük. Konumuzun daha iyi anlaşılabilmesi için bir örnekle başlayalım…
Bir hanımefendi var ki kocasının yanındayken, eski ve iş elbiseleriyle dolaşıyor, süslenmiyor, makyaj yapmıyor. Yani, albenili değil. Fakat aynı hanımefendi, sokağa çıkacağı zaman yada bir toplantıya gideceği vakit en güzel elbiselerini giymekte, süslenip-püslenmekte ve dışarıdaki insanların ilgisini cezp edecek nitelikte giyinip kuşanmaktadır.
Müslüman bir hanımın için bu şekilde davranmasını dini açıdan incelediğimizde, doğru bir tutum olmadığını görürüz. Aksine İslam, kadının kocasına karşı süslü ve cezp edici bir vaziyette olmasını emir ve tavsiye etmektedir. Sokağa çıktığı zaman ise yabancı erkeklere karşı güzelliğini ve süslenmesini alabildiğince gizlemesini emreder. Tabii ki, kadın sokakta eski elbise giysin, diye anlaşılmasın sözlerimiz.
İslamiyet Müslüman hanımların kocaları için süslenmelerini helal ve sevap kazandıran bir hareket görür. Halihazırda da yuvalarının korunması için hanımların bu konuda ellerinden gelen gayreti göstermeleri bilinen bir gerekliliktir.
Günümüzde birçok erkek, sabah evinden işine gidinceye kadar birçok yönden cinsel tahriklerle ister istemez karşılaşmaktadır. Caddeler, sokaklar giyimli görünen fakat erkekleri tahrik eden dar pantolonlu, dar giysili veya mini etekli, yarı çıplak kadınlarla doludur. (Allah bunları ıslah eylesin, hatalarını görmeyi nasib eylesin, amin.)
Erkek, evinden işine varıncaya kadar, çıplak kadın ve gazetelerle cinsel tahrike uğramaktadır. Hele bir de iş yeri İslamî ahlak ve duyarlılığa uygun değilse, iş yerinde de cinsel tahrikle karşılaşabilmektedir. Gazete, TV ve internette sınırsız bir şekilde dolaşan çıplak görüntüler, ahlak dışı görsel materyal ve klipler vbg. şeylerle erkekler, sürekli cinsel tahrikle karşı karşıya kalmaktadır.
Bütün bu tahrikler sonunda akşam evine dönen bir erkek, iş yorgunluğu yanında, cinsel tahrikler sonucu gönül yorgunluğuyla da dönmektedir.
Evdeki hanım ise erkeğin yaşadığı bu gönül yorgunluğundan habersizdir. Evinde ev işleriyle ve çocuklarıyla meşgul olmuş ve yorulmuştur ama evinde olduğundan, kalbi ve zihni rahatsız edici bir tahrikle karşılaşmamıştır.
Genelde kültürsüz veya ince fikirden nasibi az kadınlar, erkeğin yaşadığı bu sorunlar karşısında, akşamleyin evinde kendisini güzel giyimli, temiz ve bakımlı bir hanımın güler yüzle kapı açmasını özlediğini idrak edemezler ve ona göre hazırlanmazlar. Aksine, gün boyu lüzumsuz şeylerle oyalanır akşam erkek eve geleceği vakit de telaşla mutfak ve bulaşık işlerine dalmakta ve erkeğe; yağlı, kokulu veya kirli bir vaziyette kapı açmaktadırlar.
(Kültür seviyesi iyi ailelerde, durum biraz daha farklı cereyan etmektedir. Bu tür ailelerde, her ne kadar kadınlar da gazete, TV ve internette, karşı cinsi sıklıkla görüyorsalar da, kadın tabiatı bu tür tahriğe daha az açık olduğundan, yine de zararları erkeklerinki kadar çok değildir. Bundan dolayı, yapılan yayınlarda kadınların ahlaki bozulması için; açık-saçıklık, erkeklerle arkadaşlık ve zina özendirilmekte, tüketime, erkeklerle eşitlik arayışına ve daha başka zararlı davranışlara sürüklenmeye çalışılmaktadır.)
Eşlerin Kavgasının Bir Sebebi de…
Çarşıda, işyerinde temiz, güzel giyimli ve güzel kokulu kadınları gören erkek, evinde böylesine bakımsız bir kadınla karşılaşınca, eşine iltifat yerine kızmakta, gazetesiyle veya televizyonla meşgul olmakta ve kadını ihmal etmektedir. Bunun sonucu ufak şeyler bahane edilerek aile kavgaları çıkmakta ve aile mutluluğu kaybolmaktadır. Bu mutsuzluk ve isteksizlik yatakta da yaşanmaktadır. Aile kavgalarının temel gizli sebeplerinden en önemlisi; eşlerin birbiri için süslenme ve cinsel tatmin yollarını ihmal etmeleridir...
Halbuki akıllı ve uyanık kadın, tüm ev işlerini sabahın belirli saatlerinde planlı ve programlı bir şekilde bitirdikten sonra akşam eşi için dinlenmiş, temizlenmiş, güzel elbiseler giyinmiş ve süslenmiş bir şekilde eşini güler yüzle karşılar ve beklediği ilgi ve iltifatı bulur. Yatakta da kocasının ilgi ve iltifatını duyacak şekilde davranır. Kocasını cinselliğe doyurur. Böylelikle erkek, sokağın tahrik ve tahriplerinden korunmuş olur.
Aynı şekilde erkekte kadına karşı duyarlı ve güzel bir biçimde davranmalıdır. Ev işleri ve çocuklarla yorulan kadın, karşısında kendisini anlayışla karşılayacak ve gönül yorgunluğunu giderici bir iltifat bekler eşinden. Eşinden alacağı küçük bir hediye, çiçek vs. onun tüm fiziki ve gönül yorgunluklarını gidermeye kafidir. Birçok erkek de bunu ihmal etmekte ve her şeyi eşinden beklemektedir.
Süslenmek her ne kadar önemli ve gerekliyse de kadının süslenmekte aşırılığa sapmaması, kendini sırf süslenmeye kaptırmaması, bu işi kendisi için en büyük meşguliyet haline getirmemesi gerekir.
Süslenmede Nelere Dikkat Edilmelidir?
Süslenme deyince ‘ziynet’ sözü de hemen akla gelir. Süs ve ziynet sözcükleri, birbirlerine çok yakın anlamlar taşımakla beraber, aralarında farklı anlamlar da vardır. Ziynet kelimesinin süslenmeyi de içine alan geniş bir manası vardır.
Ziynet; ister doğuştan olsun, isterse yapma olsun, insanı başkalarının gözünde süsleyen ve güzelleştiren şeyler manasına gelir.
Ziynet iki manada anlaşılmaktadır: Birincisi, kadının tabiî güzellikleri anlamındadır ki; boy-pos, cilt, ten ve kaş-göz güzelliğini kapsar.
İkincisi ise, kadının yapay güzellikleri anlamındadır ki bu da; bilezik, kolye gibi takılarla sürme, koku ve kına gibi güzellik malzemelerini kapsar. İşte, ziynetin bu bölümüne, aynı zamanda süs de denmektedir.
Güzel elbise giymekten-saç tuvaletine, kaşların düzeltilmesinden, kına yakılmasına varıncaya kadar, her türlü zarafet görüntüleri ziynetin kapsamına girer. Bir de kadının kadınlık gereğiyle evinde adet haline getirdiği şekli vardır. Saçları tarama ve sürme gibi.
Müslüman hanımın, eşi karşısındaki süslenmesinin sınırı yoktur. Yeter ki haram sayılan yollara bulaşmasın. Müslüman hanımlar kocalarının yanında süs eşyalarını takabilir, kocasının yanında fantezi dahil her türlü kıyafeti, ipek elbise giyebilir, altın kullanabilirler. Kadın, kocasının yanında güzel kokular sürünüp güzelleşebilir, güzelleşmelidir de.
Kadınlara, yabancıların yanında ve sokağa çıktıkları zaman örtünmeyi emreden İslâm, onlara erkeklerin dikkatini çekecek şekilde kıyafet giymeyi yasaklamış; konuşmalarına ve yürüyüşlerine dikkat ederek kötü bakışlara hedef olacak tavırları sergilemelerine izin vermemiştir. Kadınlar, ince, dar, fazla süslü elbiseler giyemezler. Ayrıca erkekler gibi de giyinemez ve kokulanamazlar.
http://www.gulistandergisi.com/resimler/R855202.jpg
Süslenmenin Şartları
1- Süslenmede kullandığı şeyler, alkol, domuz yağı gibi haram olan maddeler içermemelidir. Kadının kocası için süslenmesi ve bunu da yabancı erkeklere göstermemesi kaydıyla, bileşiminde domuz yağı bulunmayan rujlarla dudak boyaması, abdeste mani olmayan ojelerle tırnaklarını boyaması ve diğer yüz makyajı ile ilgili işlemleri yapması caizdir.
2- Güzellik için kullanılan malzemelerin sağlığa zararlı olmamasına da dikkat edilmelidir.
3- İbadetlere engel olucu tarzda süslenilmemeli. (Örneğin, genellikle ojeler tırnak altına su geçirmediği için abdest ve gusül geçersiz olmaktadır.)
4- Kadın süslenmesini kocasından başka yabancı erkeklere yapmamalıdır. Çünkü kadının kocası dışında ruj, oje, gibi süslerini yabancı erkeklere göstermesi haramdır.
5- Günümüzde hanımlar arasında yüze ve baştaki diğer organlara estetik operasyonlar yaptırmak, moda haline gelmiştir. Ne yazık ki kimi hanımlar güzellik uğruna dinimiz haram kıldığı yollara da tevessül etmektedirler.
Bilinmelidir ki; burnu küçültmek, vücudun bazı yerlerine silikon taktırmak, dinimizce helal görülmemekte, hatta fıtrata müdahale sayılmaktadır. Elbette bir trafik kazasında yada yangın sonunda bazı organları zarar gören insanlarımızın estetik operasyonlar yaptırması normal ve caizdir.
Yine dinimizce, kadının kaşlarını inceltip hilal şekline sokması, gözünün rengini değiştirmesi, yüzüne ve ellerine çeşitli maddeler sürerek rengini çekici kılması, takma kirpik kullanması, dişlerini tıraş edip küçültmesi ve aralarını açtırması, takma saç (peruk) kullanması, yüzüne, el ve kollarına dövme yaptırması, tahrimen, yani harama yakın mekruh sayılmıştır.
Allah'ın yarattığı fıtratı bozucu dövme, dişleri seyreltme, kaş aldırma, peruk takma, yapay benler oluşturmak, saçı boyamak, tırnak uzatmak, estetik ameliyatı ve yüze yapay renk kazandırmak gibi haram yollara başvurma hususunda, Allah’tan korkmak ve bu tür süslenme yollarından kaçınmak gereklidir.
Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmaktadırlar: "Güzellik için dövme yaptıran ve vurduran, cımbız ve benzeri şeyle yüz ve kaş kıllarını yolan ve yolduran ve dişlerini aralatarak Allah'ın yarattığı güzelliği değiştiren kadınları Allah rahmetinden uzak etsin." (Müslim)
"Rahatsız olmadığı halde saçlarına saç ekleyip, ekleten, yüz ve kaş kıllarını yolan, dövme yaptıran kadınlara Allah lanet etsin." (Ebu Davud)
Dikkat edilirse, kaşlarını aldırana ve bu işi yapanlara Peygamberimiz lanet etmiştir. Müslüman hanımlar, Allah ve Resulüne itaat ederler. Peygamberimizin lanet ettiği bir davranışı yapmaktan çekinmek, ne güzel bir şiardır. Eğer daha önceden böyle bir günahı işlediysek, vakit geçirmeden bir daha yapmamak üzere tövbe edelim.
6- Müslüman kadın süslenmesini erkeklere veya ahlâksız kadınlara yaptırtmaz ve ‘erkek gibi olmuş’ denecek kadar da (saçlarını) kısaltmaz. (İslâmda Kadın, Bekir Topaloğlu, Yağmur Yayınları, s. 211.)
Bir kadının kokular sürünerek dışarıya çıkmasının ne manaya geleceğini şu ikaz edici beyanlarıyla Peygamber Efendimiz'den (sallallahu aleyhi ve sellem) öğreniyoruz: "Her göz zina eder. Kadın koku sürünür, sonra da erkeklerin bulunduğu bir topluluğa uğrarsa o da zina işlemiş olur." (Tirmizi, Ebu Davud)
Unutmayalım; kadın olsun erkek olsun, bir insanın mutlu olması O’nu yaratan Allah’ın onun için uygun gördüğü hayatı yaşamasına bağlıdır.