Memlekette Bir Çınar, Bir Anne
Memlekette Bir Çınar, Bir Anne
Tarih: 20 Mayıs 2008 Salı
Güneş doğmadan sen doğarsın. Günün ilk ışıkları alnındaki ter damlalarında parıldar. Az önce hayvanların yemini verdin, etrafı süpürdün, bulaşık yıkadın.Biraz sonra ekmek yapacaksın. Ev halkı mışıl mışıl uyurken taze ekmek kokusu duman kokusuna karışacak. Kahvaltıyı hazırlayınca çocuklarına giderek sertleşen ses tonunla defalarca sesleneceksin.Hep böyle olur zaten; işin çok, zamanın yoktur. Tarlaya götürülecek öteberiyi hazırlarken “İşin bitmedi mi, sabahtan beri ne yapıyorsun?” diyen asabi kocana tahammül eder, kırıcı sözlerini umman gibi geniş yüreğine gömer, “Ne yapalım, bizimki de böyledir.” Der , geçersin.
Tarlada akşama kadar çapa sallar, çocuğa bakar, yemeği hazırlar, en ufak bir problemde ilk fırçayı sen yersin. Hani haksız yere işittiğin azarın haddi hesabı yoktur. Büyük oğlan harçlık ister, bunu bir liraya on takla atan anlayışsız kocaya söylemek sana düşer. Bu elçilikten bıkmaz, fırçanı yer, yerine oturursun. Alın teri , emek, çile değişmeyen nasibindir. Ellerin nasırlıdır. Çapa tutan ellerin erkek eline benzer. Şehirli narin bir bayanın giydiği ayakkabı sana dar gelir. Dağ , taş, diken gezen yalın ayakların haşin bir tabiat parçasına benzer. Sen Çelikhan’ın asırlık çınarı, toprağı, havası, vefalı anası, bu yaylanın en garip yaban gülü…
Hiç yüksünmedin, razı oldun, tevekkül ettin, çileni sevdin. Sabah iş, akşam iş demedin. Sofraya hep en son sen oturdun. Ekmek kırıntıları, tencerenin dibi sana yetti. Razı oldun, şikayet etmedin. Ailenin direği, çocuklarının annesi oldun. Dar bir gün için sandığının köşesinde bir gazete parçası içinde burulmuş üç kağıt paradan başka sermayen olmadı. Sana gerekmezdi de zaten. Ailen ve yüreğin vardı, bu sana yetmez miydi?
Serin bir sonbahar akşamı tütün denkleri yüklü bir traktörün üstünde kucağında çocuğun yıldızlara bakıp kim bilir neler düşünürdün. Bir dilek tutar mıydın? Sahi sen olmasaydın biz ne yapardık.
Ey memleketimin annesi! Bu yazı bir anneler gününde sana ithaf edilmedi. Senin bir anneler günün bile yok. Alışmadın bu tür şeylere. İş senin, vefa senin, gözyaşı senin… Bilsen yufka yüreğin ve nasırlı ellerinle ne mübarek bir melek, ne yüce bir çınarsın. Mübarek ellerinden binlerce kere öperim.
Celal Kaplan