hristiyanlar cennete girebilirmi?
hristyanlar cennete giremeyeceklerdir
deliller ise burdadır
“ALLAH indinde hak din ancak İslâmdır.” (A. İmran 19)
“İslâmdan başka din arayan, bilsin ki, o din asla kabul edilmez.” (A. İmran 85) buyuruluyor.
“Resule itaat eden, ALLAHa itaat etmiş olur” (Nisa 80)
“Deki, “ALLAHa ve Peygambere itaat edin! Eğer itaat etmeyip yüz çevirirlerse, (kafir olurlar) Elbette ALLAH kafirleri sevmez.” (Ali imran 32)
“ALLAH ve Resulüne itaat eden Cennete, etmeyen Cehenneme gider” ( Feth 13)
“Bana iman etmeyen Yahudi ve Hıristiyan, mutlaka Cehenneme girecektir.” (Hakim)
Dört büyük müctehid imamdan biri olan İmam-ı Ahmed bin Hanbel’in meşhur hadis kitabı olan El-Müsned isimli eserde, sahabeden Ebu Hureyre’nin rivayet ettiği şu hadis-i şerif bunu açıkca göstermektedir:
“ALLAH Resûlü’ne biri geldi ve ‘Ey ALLAH’ın elçisi! Hıristiyanlardan ALLAH’a ve Resulü’ne inanarak İncil’e sâdık biri veya aynı şekilde ALLAH’a ve Resûlü’ne inanarak Tevrat’a bağlı biri, sonradan sana tâbi olmazsa, bu kişiler hakkında ne buyurursunuz?’ dedi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: “Nefsim yed-i kudretinde olan ALLAH’a yemin ederim ki, bu ümmetten biri veya Yahudi ve Hıristiyan bir kişi beni dinlemez ve getirdiğimi kabul etmeden ölürse, kesinlikle Cehennemlik olur.”
Bu konu ile ilgili diğer bazı hadis-i şeriflerde de şöyle buyuruldu:
“Beni duyup iman etmeyen Yahudi ve Hıristiyan elbette Cehenneme girecektir.” (Hakim)
“Cennete sadece Müslüman olan girer.” (Buhari)
islamdan haberi olmayanlar derken kimleri kastediyosunuz . eger kastınız bir adada kendisine iislam duyurulmamış biri ise bu zaten imkansız dır zamanımızda günümüzde çünkü apaçiler bileislamiyetle tanıştı o yüzden buna göre hüküm istemek bence gereksizdir.
islamdan haberi olmayan duymamış kişi bilmeyen kişi cennete girecektir çünkürabbimiz adaleti bol olandır kendisineislamı duyurmamış ondan sonrada cehennemeatqacak bir rabbimiz yoktur.
Selef alimleri ve bu çizgiyi benimseyenlerden İbn Teymiye, İbn Kesir, İbn Hacer, İbn Kayyim el-Cevziyye ise, fetret ehlinin peygamber davetine muhatap olmadan kurtuluşa ermelerini ilahi adalete göre ters bulmuştur. Onlara göre ahiret her ne kadar imtihan yeri değilse de bu kişilerin Cennetlik ya da Cehennemlik olacakları ahirette yapılacak bir denemeden sonra tespit edilecektir.
b. Konuyla ilgili bir başka temel görüş, fetret ehlinin Allah'ın varlığına ve birliğine inanmak, ayrıca akıl yürütmek suretiyle bilinebilecek iyi fiilleri de tespit ederek bunlara uymakla yükümlü oldukları yönündedir. Fetret ehlinin aklını kullanmak suretiyle yaratıcıyı ve bazı önemli vazifeleri aklıyla bulabileceğini ifade edenlere göre bu kimseler söz konusu yükümlülükleri yerine getirirse kurtulacaktır. Bu kanaat sahiplerine göre, ergenlik çağına gelen insanların kendilerini ve kainatı yaratan yüce bir kudretin varlığına inanmalarını engelleyecek bir mazeret ileri sürülemez. Mutlak ve mükemmel bir bilgi aracı olmamakla birlikte, akıl, Allah'ın varlığını bilme ve temel konularda iyi ile kötüyü ayırt etme yetisine sahiptir. Nitekim Kur'an'da aklını kullanarak Allah'ın varlığını bulmayı ifade eden ayetler vardır. (el-En'am, 6/76-79) Bu alimlere göre "Peygamber gönderilmeden azap edilmeyeceğini" bildiren ayetler, ahiret değil, dünya hayatındaki sıkıntı ve felaketlerle ilgilidir. (Metin Yurdagür, "Fetret" D.İ.A., XII, s. 475, 476) Ebu Hanife başta olmak üzere, Ebu Mansur el-Matüridi ve bu mezhebe bağlı alimlerin çoğunluğu, Mu'tezilenin tamamı Ebu Abdullah b. Halimi ve muasırlardan M. Reşid Rıza da bu fikirdedirler.
Hak dinin ulaşmadığı insanlardan mazlumen ölenler kafir de olsalar ehl-i fetret olarak kabul edilebilir. Onlar da Müslümanlar gibi manevi şehadet derecesi alabilir. Bu görüş, geçmişte amelde ve itikadda mezhep imamı olarak kabul edilen İslam alimlerince dile getirilmiştir Bu yaklaşımın, İslamiyet'in rahmet ve şefkat boyutuyla uygunluk arzettiğini, ehl-i kitap tarafından tanınması ve kabul edilmesine de vesile olduğunu düşünmekteyiz.
Cevap: hristiyanlar cennete girebilirmi?
Cennetin anahtarı imandır.Oradaki makam ve dereceleri belirleyen ise ibadetler ve haramlardan sakınmaktır.Bu bakımdan iman etmemiş birisinin cennete gitmesi mümkün değildir.Yalnız islam alimleri kendisine hak din ulaşmamış insanları bunlardan müstesna tutar. Bilindiği gibi, dinler üçe ayrılıyor Semavî dinler, tahrif edilmiş dinler ve bâtıl dinler.
* Doğrusu Allah katında din ancak İslâmdır *
âyetinin açık hükmüne göre, beşer aklının mahsulü olan batıl dinler gibi, Tevrat ve İncilin tahrifiyle semavîlik vasfını kaybeden Yahudilik ve Hıristiyanlık da Allah indinde geçerli değildir.
* Kim, İslâmdan başka bir din ararsa, o kimseden bu din asla kabul edilmez ve o, âhirette kaybedenlerden olur *
Din denilince önce itikat, sonra da ibadet akla gelir. Buna göre, İslâm dışında kalan dinlerdeki Allah inancı, melâike, kitap, resul telakkisi, âhiret ve kader anlayışı hakikatle tam uygunluk göstermiyor demektir.Bir şey sabit olursa levazımıyla sabit olur kaidesi meşhurdur.Bir şey için kaçınılmaz lâzımlar, yani özellikler, şartlar vardır.O şeyi bunlardan ayrı düşünemezsiniz. Meselâ, ruh dendi mi hayat onun lâzımıdır hayatı ruhtan ayıramazsınız. Diğer bir önemli itikat kaidesi İman tecezzi kabul etmez. Yani iman rükünlerini birbirinden ayrı düşünerek, bir kısmına inanıp diğerlerine inanmamak olmaz. İman, altı rüknünden çıkan öyle bir vahdanî hakikattir ki, tefrik kabul etmez. Ve öyle bir küllîdir ki, tecezzi kaldırmaz.Ve öyle bir küll dür ki, kabili inkısam olmazlar. Bunlardan birine inanmayan insana mümin denilmez. Meselâ Allaha inanan fakat âhirete inanmayan insan mümin değildir.Bu adam için, Allah inancında mümin fakat âhiret inancında kâfir gibi ikili bir tasnif yapılamaz.Bu böyle olduğu gibi, Allah inancı da tecezzi kabul etmez.Yani, Allahın varlığına inanırım, ama kadim olduğunu kabul etmem diyen bir insan Allaha değil kendi zihninde kurduğu bir ilâha inanmış olur. Bu iki kaideye göre, Allaha imanın sahih olabilmesi için imanın altı rüknünün tamamına Kuranın bildirdiği gibi inanılması gerekiyor. Zira ins ve cinne Allahı tanıtan en son ve en mükemmel kitap odur hiçbir tahrife ve değişikliğe uğramayan yegâne semavî kitapda odur. Bilindiği gibi, Cenâbı Hakkın sıfatları ikiye ayrılıyor Sıfatı Selbiye ve Sıfatı Sübutiye olmak üzere.
* Sıfatı Selbiye Vücut, Kıdem, Beka, Muhalefetün lilHavadis, Kıyam Binefsihi, Vahdaniyet sıfatlarıdır. Vacip bir varlık ile var olan, ezelî ve ebedî bulunan, hiçbir varlığa benzemeyen, varlığı zatından olup varlığında ve devamında kimseye muhtaç olmayan ve bir olan İlâh ancak Allahtır.
* Sıfatı Sübutiye ise Hayat, İlim, İrade, Kudret, Sem, Basar, Kelam, Tekvin sıfatları. Zatî olarak, hayat, ilim, irade, kudret, işitme, görme, kelâm ve tekvin var etme sıfatlarına sahip olan ancak Allahtır.Biz Lâ ilâhe illâllah derken, bütün bu mânâları ifade etmiş oluruz.Allaha iman denildi mi, bu sıfatların tümüne iman anlaşılır bir tekine dahi inanılmadığı takdirde o iman, Kuranî mânâda bir iman değildir.Kuranı Kerimde, Ondan başka İlâh yoktur hükmünün yer aldığı âyetleri gözden geçirdiğimizde bu ilâhî hükmün ya hemen devamında yahut hemen öncesinde değişik mesajların verildiğini görürüz.Sadece bir kaçını takdim edelim Allah, üçün üçüncüsüdür diyenler, elbette inkâr ettiler.
* Halbuki bir tek ilâhtan başka ilâh yoktur *
Demek ki, teslise inananlar inkâra sapmış ve haktan uzaklaşmış oluyorlar.
* O Allah ki, göklerin ve yerin mülkü onundur. Ondan başka ilâh yoktur. Hem diriltir, hem öldürür *
O halde, göklerin ve yerin mâliki olmayan, ölüm kanununa mahkûm ve mahşerde yeniden dirilmesi için de Allaha muhtaç bulunan bir mahlûku ilâh edinen, yahut onu Allaha ortak koşan bir insanın bu inancı gerçek mânâsıyla Allah inancı değildir.
* Allahtan başka ilâh yoktur. O sizi kıyamet günü mutlaka bir araya toplayacaktır. *
İnsanları kıyamet günü bir araya toplamaya güç yetiremeyen ilâh olamaz.
* O Allah ki, sizi ana rahimlerinde dilediği gibi şekillendirir. Ondan başka ilâh yoktur *
Ana rahminde Allahın dilediği gibi şekillenen hiçbir mahlûka ilâh denemez.
* Ondan başka ilâh yoktur. Onun zatından başka her şey yok olucudur. Hüküm yalnız onundur. Ve ancak ona döndürüleceksiniz. *
Yok olmaya mahkûm hiç bir varlık ilâh değildir.
* Size gökten ve yerden rızık verecek Allahtan başka bir yaratıcı mı var? Ondan başka ilâh yoktur. *
Yer gök ikilisini bir fabrika gibi muntazam çalıştırarak rızkımızı yaratan Allah birdir. Bu güce sahip olmayana ilâh diye inanılmaz.
* De ki, O Rahman benim Rabbimdir. Ondan başka ilâh yoktur. Ben Ona dayandım. Tövbem de Onadır. *
Kulların günah bağışlayabileceklerini sanarak onların karşısına geçip tövbe edenlerin inancı Kuranî mânâda Allah inancı değildir. Tevhitle ilgili bir başka ayet
* O, Evveldir, Âhirdir, Zahirdir, Batındır. Ve O her şeyi bilendir. *
Başlangıcı ve sonu olan, dışı, içi ve her şeyiyle Allahın tedbir ve idaresi altında bulunan bir varlığa ilâh denilemez. Teslise inananların bu âyetlerden alacakları çok dersler var. Hz. İsa her şeyden önce bir kuldur risalet şerefiyle şereflenmiş bir kul. Annesi de, peygamber validesi olma lütfuna ermiş Saliha bir hanım. Onlara ilâhlık isnat edecek kadar ileri giden, yahut gerilerde kalan insanların Kuranî mânâda Allah inancına sahip olduklarını söylemek güç gibi görünüyor.
Kaynak :
* İslam Hukuku
* Âli İmran suresi, 19
* Âli İmran suresi, 85
* Mâide suresi, 73
* Araf suresi, 158
* Nisa suresi, 87
* Hadid suresi, 3
* Âli İmran suresi, 6
* Kasas suresi, 88
* Fatır suresi, 3
* Rad Suresi, 30æa
Cevap: hristiyanlar cennete girebilirmi?
Cennetin anahtarı imandır.Oradaki makam ve dereceleri belirleyen ise ibadetler ve haramlardan sakınmaktır.Bu bakımdan iman etmemiş birisinin cennete gitmesi mümkün değildir.Yalnız islam alimleri kendisine hak din ulaşmamış insanları bunlardan müstesna tutar. Bilindiği gibi, dinler üçe ayrılıyor Semavî dinler, tahrif edilmiş dinler ve bâtıl dinler.
* Doğrusu Allah katında din ancak İslâmdır *
âyetinin açık hükmüne göre, beşer aklının mahsulü olan batıl dinler gibi, Tevrat ve İncilin tahrifiyle semavîlik vasfını kaybeden Yahudilik ve Hıristiyanlık da Allah indinde geçerli değildir.
* Kim, İslâmdan başka bir din ararsa, o kimseden bu din asla kabul edilmez ve o, âhirette kaybedenlerden olur *
Din denilince önce itikat, sonra da ibadet akla gelir. Buna göre, İslâm dışında kalan dinlerdeki Allah inancı, melâike, kitap, resul telakkisi, âhiret ve kader anlayışı hakikatle tam uygunluk göstermiyor demektir.Bir şey sabit olursa levazımıyla sabit olur kaidesi meşhurdur.Bir şey için kaçınılmaz lâzımlar, yani özellikler, şartlar vardır.O şeyi bunlardan ayrı düşünemezsiniz. Meselâ, ruh dendi mi hayat onun lâzımıdır hayatı ruhtan ayıramazsınız. Diğer bir önemli itikat kaidesi İman tecezzi kabul etmez. Yani iman rükünlerini birbirinden ayrı düşünerek, bir kısmına inanıp diğerlerine inanmamak olmaz. İman, altı rüknünden çıkan öyle bir vahdanî hakikattir ki, tefrik kabul etmez. Ve öyle bir küllîdir ki, tecezzi kaldırmaz.Ve öyle bir küll dür ki, kabili inkısam olmazlar. Bunlardan birine inanmayan insana mümin denilmez. Meselâ Allaha inanan fakat âhirete inanmayan insan mümin değildir.Bu adam için, Allah inancında mümin fakat âhiret inancında kâfir gibi ikili bir tasnif yapılamaz.Bu böyle olduğu gibi, Allah inancı da tecezzi kabul etmez.Yani, Allahın varlığına inanırım, ama kadim olduğunu kabul etmem diyen bir insan Allaha değil kendi zihninde kurduğu bir ilâha inanmış olur. Bu iki kaideye göre, Allaha imanın sahih olabilmesi için imanın altı rüknünün tamamına Kuranın bildirdiği gibi inanılması gerekiyor. Zira ins ve cinne Allahı tanıtan en son ve en mükemmel kitap odur hiçbir tahrife ve değişikliğe uğramayan yegâne semavî kitapda odur. Bilindiği gibi, Cenâbı Hakkın sıfatları ikiye ayrılıyor Sıfatı Selbiye ve Sıfatı Sübutiye olmak üzere.
* Sıfatı Selbiye Vücut, Kıdem, Beka, Muhalefetün lilHavadis, Kıyam Binefsihi, Vahdaniyet sıfatlarıdır. Vacip bir varlık ile var olan, ezelî ve ebedî bulunan, hiçbir varlığa benzemeyen, varlığı zatından olup varlığında ve devamında kimseye muhtaç olmayan ve bir olan İlâh ancak Allahtır.
* Sıfatı Sübutiye ise Hayat, İlim, İrade, Kudret, Sem, Basar, Kelam, Tekvin sıfatları. Zatî olarak, hayat, ilim, irade, kudret, işitme, görme, kelâm ve tekvin var etme sıfatlarına sahip olan ancak Allahtır.Biz Lâ ilâhe illâllah derken, bütün bu mânâları ifade etmiş oluruz.Allaha iman denildi mi, bu sıfatların tümüne iman anlaşılır bir tekine dahi inanılmadığı takdirde o iman, Kuranî mânâda bir iman değildir.Kuranı Kerimde, Ondan başka İlâh yoktur hükmünün yer aldığı âyetleri gözden geçirdiğimizde bu ilâhî hükmün ya hemen devamında yahut hemen öncesinde değişik mesajların verildiğini görürüz.Sadece bir kaçını takdim edelim Allah, üçün üçüncüsüdür diyenler, elbette inkâr ettiler.
* Halbuki bir tek ilâhtan başka ilâh yoktur *
Demek ki, teslise inananlar inkâra sapmış ve haktan uzaklaşmış oluyorlar.
* O Allah ki, göklerin ve yerin mülkü onundur. Ondan başka ilâh yoktur. Hem diriltir, hem öldürür *
O halde, göklerin ve yerin mâliki olmayan, ölüm kanununa mahkûm ve mahşerde yeniden dirilmesi için de Allaha muhtaç bulunan bir mahlûku ilâh edinen, yahut onu Allaha ortak koşan bir insanın bu inancı gerçek mânâsıyla Allah inancı değildir.
* Allahtan başka ilâh yoktur. O sizi kıyamet günü mutlaka bir araya toplayacaktır. *
İnsanları kıyamet günü bir araya toplamaya güç yetiremeyen ilâh olamaz.
* O Allah ki, sizi ana rahimlerinde dilediği gibi şekillendirir. Ondan başka ilâh yoktur *
Ana rahminde Allahın dilediği gibi şekillenen hiçbir mahlûka ilâh denemez.
* Ondan başka ilâh yoktur. Onun zatından başka her şey yok olucudur. Hüküm yalnız onundur. Ve ancak ona döndürüleceksiniz. *
Yok olmaya mahkûm hiç bir varlık ilâh değildir.
* Size gökten ve yerden rızık verecek Allahtan başka bir yaratıcı mı var? Ondan başka ilâh yoktur. *
Yer gök ikilisini bir fabrika gibi muntazam çalıştırarak rızkımızı yaratan Allah birdir. Bu güce sahip olmayana ilâh diye inanılmaz.
* De ki, O Rahman benim Rabbimdir. Ondan başka ilâh yoktur. Ben Ona dayandım. Tövbem de Onadır. *
Kulların günah bağışlayabileceklerini sanarak onların karşısına geçip tövbe edenlerin inancı Kuranî mânâda Allah inancı değildir. Tevhitle ilgili bir başka ayet
* O, Evveldir, Âhirdir, Zahirdir, Batındır. Ve O her şeyi bilendir. *
Başlangıcı ve sonu olan, dışı, içi ve her şeyiyle Allahın tedbir ve idaresi altında bulunan bir varlığa ilâh denilemez. Teslise inananların bu âyetlerden alacakları çok dersler var. Hz. İsa her şeyden önce bir kuldur risalet şerefiyle şereflenmiş bir kul. Annesi de, peygamber validesi olma lütfuna ermiş Saliha bir hanım. Onlara ilâhlık isnat edecek kadar ileri giden, yahut gerilerde kalan insanların Kuranî mânâda Allah inancına sahip olduklarını söylemek güç gibi görünüyor.
Kaynak :
* İslam Hukuku
* Âli İmran suresi, 19
* Âli İmran suresi, 85
* Mâide suresi, 73
* Araf suresi, 158
* Nisa suresi, 87
* Hadid suresi, 3
* Âli İmran suresi, 6
* Kasas suresi, 88
* Fatır suresi, 3
* Rad Suresi, 30æa