Dünyanın çivisi

Dünyanın çivisi
Önümde bir gazetenin son sayfası duruyor. Günlerden herhangi bir gün, gazetelerden herhangi bir gazete.

Sayfada bir ilan, yedi haber var.

Haberlere sırayla göz atalım.

Rusya'da Lenin için yapılan anıt kompleksinin "Leninland" adıyla bir eğlence parkına dönüştürülmesi düşünülüyormuş. Fikir sahibi Ulyanovsk'un valisi Sergey Mozorov. Adamın amacı şehre turist çekmek imiş. Niyetini de saklamıyor. Şöyle diyor: "Lenin, üzerinden para kazanabileceğimiz harika bir marka".

Mozorov'un tasarımında eğlence amaçlı bir tarım çiftliği var. Ziyaretçiler siyah ekmek karşılığı bu çiftlikte çalışacak. Bazıları arabalara bindirilerek sözüm ona Sibirya'ya sürgüne gönderilecek. Leninland'da dolaşırken arkanızda sizi takip eden ajanlar bulunacak, bu da ayrı bir heyecan vesilesi.

Proje komünistleri kızdırmış. Ancak bir grup Amerikalı yatırımcı projeye sıcak bakıyormuş. Mozorov boş durmuyor. Geçen yıl Lenin heykelleri toplayarak 1800 mevcutlu bir açık hava heykel parkı açmak istemiş; pek çok şehir heykel vermeyince bu proje suya düşmüş. Ardından "Lenin Tepeleri" kayak merkezi kurmaya kalkışmış, başarılı olamamış. Bu defa kararlı. Leninland yabancı sermaye ile gerçekleşecekmiş gibi gözüküyor.

Bu konuda Rusya yalnız değil. Bolivya da Che'ye borcunu "Che Turizmi" ile ödemeye çalışıyor. Ülkede "Che Turları" düzenleniyor.

Toplumları ayakta tutan kıymet hükümleri çözülüyor. Manevi tarafı da olan vefa, onur, fedâkarlık bir yana; tarihin ve tarihî şahsiyetlerin-mekânların bir "mal" gibi görülmesi giderek yaygınlaşıyor.

"Her şey satılık" sloganı şu yaşadığımız günleri ne güzel anlatıyor. Dünyanın çivileri tek tek çıkıyor. Dam çökünce altında kalanlara ne olacak? Formül hazır: Altta kalanın canı çıksın.

David Mach kartpostal toplayan bir sanatçı. İngiltere'de, Kraliyet Sanat Akademisi'nin 238. yaz etkinlikleri kapsamında bir sergi açmış. Binlerce küçük kartpostaldan oluşan çıplak kadın heykelleri. Mach halen Kraliyet Sanat Akademisi'nde hocalık yapıyor. Bre hoca! Kartpostalları topladın, eh topla, kimsenin itirazı yok. Heykel yaptın, bu da tamam. Be kardeşim çıplak kadın heykeli yapman şart mı? Mesela bir ev yapsaydın, bir ağaç, bir keman, bir kanguru. Hayır, illa çıplak kadın olacak.

Neden ama. Nedeni ortada. Günümüzde odun-kömür, keser-kerpeten, tuğla-kiremit satmaya girişenler dahi, bu mallarını yarı çıplak bir mankenin eline tutuşturup reklâm yapıyor. Demek ki bir bildikleri var. Bu bilinen şey dünyanın bir çivisini daha yerinden etmiş, ne gam.

Üçüncü haber şu: Erkek sevgilisinin sokaklarda tacize uğradığından şikayet eden Hollanda'nın Estonya Büyükelçisi ülkede "ayrımcılık ve ırkçılık" olduğu gerekçesi ile tayinini istemiş. Hollanda Dışişleri Bakanlığı bu acil durum karşısında derhal harekete geçerek Büyükelçi'yi Kanada'nın Montreal Konsolosluğu'na atamış. Hollanda bu, bir özgürlük ülkesi. Büyükelçisi'ne yapılan haksızlığa sessiz kalacak değildi ya.

İngiliz dergisi Hello, Brad Pitt ile Angelina Jolie'nin ilk çocukları Shiloh Nouvel'in fotoğraflarını dört milyon sterlin ödeyerek satın almış. Bu özel fotoğraflar Türkiye'de de yayımlanacaklarmış. Ne para be! Bir çocuk fotoğrafı kaça gidiyor, uyumayın beyler. Neyse ki Pitt ve Jolie çiftinin bu parayı yardıma muhtaç çocuklara bağışlayacaklarını okuyup mesrur oluyoruz.

Başka bir haber "İnsan embriyonu klonu için çalışılıyor" başlığını taşıyor. Bu arada "kuğuların sadık olmadığı"nı da öğrenmiş bulunuyoruz.

Yerinden fırlayan, gevşeyen, düşen her çivi bir haber olarak dikkat çekiyor. Düşüşü, çöküşü, çürümeyi, yokolmayı fotoğraf çekerek, filme alarak, haber yaparak günümüzü gün ediyoruz.

Mustafa KUTLU