-
Risale-i Nur' la Tanisma
Risale-i Nur' la Tanisma
http://www.risale-inur.org/haberimaji/agabey.jpg
Kirkinci Hoca, bana, Selahaddin ve Hatem'e Bediüzzaman Hazretlerinin yanindan birisi gelmis, aksam sohbet yapacak, oraya gidelim" dedi. Teklifini hemen kabul ettik. Çünkü, Bediüzzaman'in yaninda bulunmus bir insani ilk defa görecektik. Bu da bizim için çok cazib ve orijinal bir hadiseydi.
Mehmet Sergil'in terzi dükkanina geldik. Burasi, iki kilimden biraz daha genisçeydi. gece veya ikinci gece orada bulunanlardan aklimda kalan isimlerden bazilari, Mehmet Sevket Eygi, Esat Kesafoglu ve Osman Demirci'dir. Sevket Eygi, yedek subaylik yapiyordu. Esad Kesafoglu ise o sirada üstegmendi. Bediüzzaman Hazretleri, Muzaffer Arslan'a "sark'i bir dolas gel" demis o da Sivas, Erzincan ve Erzurum'u dolasmaya gelmisti. 15 gün kadar Erzurum'da kaldi. ilk gece Hücumati Sitte okundu. Ertesi gün Besinci Sua'dan ders yapildi. Bizimle gelen mollalardan bazilari, oradaki te'villere itiraz ettiler ve bir daha gelmediler. Fakat anlatilanlar beni iyice sarmisti. Bilhassa Muzaffer Arslan'in bir sahabe hayati yasamasi, sadeligi ve samimiyeti bana çok tesir etti. Ben zaten sahabe asigi bir insandim. Onu görünce, iste aradigim insanlari buldum, dedim ve bir daha da ayrilmayi düsünmedim.
Muzaffer Arslan''in pantolonunun iki dizi de yamaliydi. Ceketi de iste ona göreydi. Tabii ki bu sadelik bana apayri duygular ilham ediyordu.
Ayrica ibadette derinlik vardi. Namaz kilislari, dua edisleri bana bambaska görünmüstü. Derse gelip gidenlerden Çigdem Bakkali'nin sahibi bir Zeki Efendi vardi. Onun dua edisi de çok hosuma giderdi. Yürekten dua etmesine bayilirdim.
Osman Hoca olsun, Sadi Efendi olsun, beni vazgeçirmek için çok ugrastilar. Bilhassa Osman Bektas Hoca'nin gözde talebesiydim ve ilmine de itimadim vardi. Ancak Risaleler aleyhine konustugu seyler bana hiç tesir etmemisti. Çok iyi sardirmistim. Muzaffer Arslan orada bulundugu müddet içinde her gün geldim. Zaten ugurlamak için tren istasyonuna bes kisi gelmistik. Mehmet Sergil, Zeki Efendi, Kirkinci Hoca, Hatem ve bir de ben.
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum; fakat kisa bir müddet zannediyorum. Üstad'dan Erzurum'a bir mektup geldi. "Mektup kime hitaben yazilmisti? Üstad bu mektubu kime dikte ettirmisti?" hatirlamiyorum. Fakat selam gönderdigi isimler vardi. Sonunda da Fethullah ile Hatem'e de selam deniyordu. Ben adimin zikredildigini duyunca ayaklarim yerden kesildi zannettim; o kadar sevinmistim. Hayatimda o derece sevindigim çok az vakidir. Simdi o mektup nerdedir, kimdedir, onu da bilmiyorum. Ancak bu bana yetmisti. Sohbetlere gitmeyi bir daha terk etmedim.
Bizim oralarda (Erzurum'da) 1001 hatim okunur. Yapilan her hatim için bir dua; bir de umum için bir dua yapilir. O sene yapilacak umumi dua Regaib Kandili'ne denk geldi. Hazirlandik ve Lala Pasa Camiine gittik. O gecelerde camide yer bulmak da zordur. Herkes birbirinin sirtina secde eder; cami bu kadar kalabalik olur.
Ben caminin Hünkar Mahfiline çiktim. Namazdan sonra, içime bir arzu, bir istiyak ve bir ates düstü ki tarifi mümkün degil. Yana yakila yalvariyorum: "Allah'im! Bahtina düstüm, beni de bu arkadaslarin arasina kat. Onlardan biri olayim. Bu hizmetle bütünleseyim. Distan gelip giden insan olmayayim. Kendimi bu hizmete vakfedeyim.."
O gün sabaha kadar yalvardim. Hayatimda böyle bir hal içinde duaya ya bir ya da iki kere muvaffak olabilmisimdir. Çiglik oldum inledim, sabaha kadar gözyasi döktüm. O gün sadece Rabbimden bunu istedim..
Sabah namazindan önce Sadik Efendi vaaz verdi. O da çok hissî vaaz vermisti; ekseriyetle de öyle verirdi. Efendimiz, der dudagini yalardi. Öyle bir peygamber asigi insandi. Onun vaazi da bana çok dokundu. Vaaz süresince de hep agladim. Yirtinircasina yine ayni duayi yaptim. Hatim duasindan sonra da camiden çiktim.
Tam caminin önünde Hatem Hoca beni anyordu. Görünce kosarak yanima geldi. "Bu gece rüyamda Üstad'i gördüm. Sana "Tarihçe-i Hayat" taki mektubu yollamisti. Bir de sana bir güveç dolusu ceviz gönderdi" dedi.
Ben o esnada nasil ayakta durabildim hâlâ hayret ederim. Aksamki hicran dolu gözyaslarim, simdi beni sevincimden aglatacakti. Hislerime sahip olmaya çalistim. O sirada Alvar Imaminin dediklerini dedim:
"Degildir bu bana layik bu bende Bana bu lütf ile ihsan nedendir."
Rüyada ceviz, yolculuk diye tabir edilir. Iki üç ay önce gelen selam, benim bu aksamki ruh halim ve Hatem'in rüyasi üst üste gelince; artik kendimi bu arkadaslarla bütünlesmis hissettim. Onlar nasil kabul eder bilemem, fakat ben kendimi hep onlarla beraber bildim.
M.Fethullah Gülen