-
Gözyaşı Dedikleri...
"Ağlamak erkeklere yakışmaz" veya gözü sulu olanlar tenkid edilir deriz. Böylelerinin hâdiseler karşısında dayanıksız, güçsüz oldukları öne sürülür. Evet, çok sık ve her hâdise karşısında ağlamak ve çaresizlik göstermek doğru birşey değil. Ama ağlanması gereken yerlerde ve zamanlarda bile ağlamayarak kendini sıkmak da aynı ölçüde yanlış. "Lakrimistik" adı verilen yeni bir ilim dalı gözyaşlarını ve onların faydalı taraflarını araştırıyor. Bu sahada çalışan ilim adamları, ağlamanın insanı çok defa gereksiz ruhî yüklerden kurtaracağını belirtiyorlar.Tuzlu su, bikarbonat, kloroid ve proteinlerden meydana gelen gözyaşı, gözü parlatan, göz bebeğini toz ve mikroplardan arıtan hususiyetler taşır. Ayrıca ağlamakla buruna giden deri içindeki kanalları temizlemiş oluyoruz.
Heyecan, cerrahi şok, korku, hatta soğuk, v.s. gibi çeşitli âmillerin davet ve tahrik etttiği, organik, ruhî teşevvüşlerin hepsi birer "stress'"ir. Adrenalin ve noradrenalin adlı hormonların stress'lerle çok yakın münasebetleri vardır. Bu hormonlar böbrek üstü bezleri tarafından salgılanır. Adrenalin ve noradrenalinin kandaki miktarının ani artışı neticesi, kan damarları büzülüp genişler, adalelere daha fazla kan gider. Ağlayan şahsın gözyaşları stress meydana getiren hormonların da yıkanıp nötralize edilmesini sağlayarak muhtemel mide ağrılarının ve astımın önüne geçilmesine sebeb olur.Her ağlama aynı değildir. Hissî bir sebebe dayanan ve üzüntüden doğan bir gözyaşında, soğan soyarken ortaya çıkan gözyaşına nisbetle daha fazla protein bulunduğu, araştırmalar neticesinde ortaya çıkmıştır. Bu yüzden bir protein ve kalori kaybına yol açan gözyaşı insanların güç sarf etmelerine ve yorulmalarına da sebep oluyor.
Fikri CENDEL