Üstad Rüyada Peygamberimizden Kur'an İlmi İstedi
Ustadımız rüyada Peygamberimizden Kuran ilmi istediğinde: Peygamberimiz; “Sana Kuran ilmi verilecek, ancak ümmetimden sual sormamak şartıyla.” buyurmuş. Burada sual sormama şartının hikmeti nedir?
1- Vazife itibariyle: Müeyyit men indillah (Allah tarafından teyit edilenler) ümmetin meselelerini çözmek ile vazifelendirilmişler, sual sormakla değil.
2- Makam itibariyle: Makamı mehdiyet olduğundan bu makamın sualini kaldırmak muhatap açısından mümkün olmaz.
3- Mesele münazara ve mübahase meselesi değil, dava, ikna ve irşat mevzuu olduğundan sual uygun düşmez.
4- Tevazu mahviyet ve hizmetkârlık ruhu; bir nevi gurur ve enaniyeti okşayan sual sorma vaziyetine müsaade etmez.
5- Sual soran Allah tarafından bildirilen (ilmi) bir zat olduğundan, muhatap ise ona herhangi bir şey öğretme özelliğinde olmadığından sual sormak men edilmiştir. Sorma öğrenme, cevap verme öğretme ve eğitme makamıdır. Aksi münasip olmaz.
6- Şefkat sırrınca ümmetinin fikren sıkıntıya ve dara düşmesinden rahatsız olan Resulûllah (SAV) Rahmeten lil Âlemin olma mahiyetine zıttır. “Ümmeti ümmeti” sırrına muhaliftir.
7- İhtiyaçları tespit etme hususunda gelecek suallere açık olmak ümmetin ihtiyacına cevap vermek mevzuu mühimdir. Üstadın mana ve muhtevasında sorulacak sualler ihtiyacın fevkinde olur. Ve lüks düşebilir. İnsanların anlayışına itibar ve alaka göstermek irşadın icabındandır.
8- Müsbet hareket etmek bu tarz muameleyi icap ettirir.
9- Müşteri olunca mal değerlenir. Ve kıymetlenir. Mal, pazarı olmayan yerde satılmaz. Üstadımız buyuruyor; müşterisi olmayan malı satmam.
10- Fıtri bir sevki ilahiye itibar etmek, Risale-i Nur eserlerinin yazılmasına vesile olan bir nevi sorulan sorulardır.
11- Sünuhat kabilinden tezahür eden bir dava içine his ve irade içine karıştırılamaz.
12- "Sailin ehemmiyeti sualinde anlaşılır." kaidesiyle sırrı imtihanı bozmamak için Üstadımız sual sormamış olabilir. Çünkü; Üstad canibinden gelecek sualler Üstadın makamını düşündürür. İmtihan sırrına zarar verir. Evhamlar kuvvetlenebilir.
Cevap: Üstad Rüyada Peygamberimizden Kur'an İlmi İstedi
Sual soran Allah tarafından bildirilen (ilmi) bir zat olduğundan, muhatap ise ona herhangi bir şey öğretme özelliğinde olmadığından sual sormak men edilmiştir. Sorma öğrenme, cevap verme öğretme ve eğitme makamıdır. Aksi münasip olmaz.
bu çok güzel açıyor...ÜSTADA HZ.ALİ YOK,CAFERİ SADIK YOK. KİM BİRŞEY ÖĞRETECEK.
ÜSTAD SORACAK TA KİM CEVAP VERECEK.Cevap verecek zatlar ancak iki kişidir.onların isimlerinide verdim zaten.
Cevap: Üstad Rüyada Peygamberimizden Kur'an İlmi İstedi
Aşağıdaki hadisler ve hadislere dayalı izahlar sanırım Üstadın ilmine ışık tutabilir.
İlminden menfaat görülen bir âlim, bin abidden hayırlıdır." (Hadis)
"Gelmesi vaad olunan Mehdi'nin dahi rabbı (terbiyesine gelen) ilim sıfatıdır. ("Mektubat-ı Rabbani", c. 1, 251. Mektup, s. 550, 554)
"Kâhinlerden birisi gelecek, Kur'an'ı (Kur'an'ın hakikatlarını) öyle bir tarzda ders verecektir ki, ondan sonra, onun gibi o ders ve talimi veren olmayacaktır." (Kâhin : Hadisin metnindeki kâhinden murad, Allah-u alem, ilhâma mazhâr, gaybî umuru veyâhut gizli kalmış esrârı veyâhut mestur olan Hakaik-ı Kur'aniyyeyi ilhâm-ı ilâhi ile ders verecek birisi demektir. Bu ise, gaybî ve istikbâlî bir işâret, bir ihbâr-ı Nebevîdir.) (Üstad'dan naklen Hadis)
Mehdi kıyas ilmini onunla hükmetmek için değil, ondan kaçınmak için bilir. Çünkü verdiği hüküm doğru bir ilham neticesi olacak. Yani Hz. Muhammed'in getirdiği şeriat üzere hükmedecek. Bu sebepledir ki peygamber onu vasfederken "Benim izimi takip edecek, hataya düşmeyecek" demiştir. Bundan anlıyoruz ki, Mehdi, şeriat sahibi değil, şeriata uyandır. (Muhyiddin Arabi)
Mehdi, din bakımından rey ve kıyasa başvurmaktan masumdur. Ona böyle davranması haramdır. Zira Allah'ın dini konusunda hüküm vermede Nebi yani Peygamber olan birinin kıyas yapması doğru değildir. Şayet kıyas yapmasına izin verilseydi, Allah onu peygamberin Hz. Muhammed'in diliyle bildirirdi. Ayrıca Hz. Peygamber imamlardan hiç birisi için benim izimde yürüyecekler hata etmeyecekler dememiştir. Bu ifadeyi sadece Mehdi için söylemiştir. Onun masumluğunu halifeliğini ve vereceği hükümleri konusunda masumiyetini bildirmiştir. (M. MUHYİDDİN ARABİ"Futuhat-El Mekkiye", 366. bab, c. 3, s. 327- 328)