Cevap: Risale-i Nur Nedir?
Muhterem, sevgili, mübarek kardeşlerim Risale-i Nur talebelerine beyan ediyorum ki:
Risale-i Nur nur bir ibrişimdir ki, kâinat ve kâinattaki mevcudatın tesbihatları onda dizilmiştir.
Risale-i Nur âhize ve nâkile ile mücehhez bir radyo-yu Kur'aniyedir ki; onun tel ve lâmbaları, âyine; tel ve bataryaları hükmündeki satırları, kelimeleri, harfleri öyle intizamkârane ve îcazdarane bastedilmiştir ki; yarın her ilim ve fen adamları ve her meşreb ve meslek sahibleri ilim ve iktidarları mikdarında âlem-i gayb ve âlem-i şehadetten ve ruhaniyat âleminden ve kâinattaki cereyan eden her hâdisattan haberdar olabilir.
Risale-i Nur mü'minlere; Kur'an'dan hedaya-yı hidayet, kevneyn–i saadet, mazhar-ı şefaat ve feyz-i Rahman'dır.
Risale-i Nur kâinata, baharın feyzini veren bir âb-ı hayat ve ayn-ı rahmet ve mahz-ı hakikat ve bir gülzar-ı gülistandır.
Risale-i Nur lütf-u Yezdan, kemal-i iman, tefsir-i Kur'an ve bereket-i ihsandır.
Risale-i Nur kâfire hazan, münkire tufan, dalalete düşmandır.
Risale-i Nur bir kenz-i mahfî ve bir sandukça-i cevher ve menba-i envârdır.
Risale-i Nur hakaik-i Kur'an ve mi'rac-ı imandır.
Risale-i Nur Kur'an ve Hadîs'ten sonra sertac-ı evliya, sultan-ül eser ve zübdet-ül meâni ve atâyâ-yı İlahî ve hedaya-yı Sübhanî ve feyyaz-ı Rahmanî'dir.
Risale-i Nur bir bahr-ı hakaik ve bir sırr-ı dekaik ve kenz-ül maarif ve bahr-ül mekârimdir.
Risale-i Nur hastalara şifahane-i hikmet ve mâ-i zemzem, sağlara maişet-i hakikat ve rîh-ı reyhan ve misk-i anberdir.
Risale-i Nur mev'id-i Ahmedî (A.S.M.) ve müjde-i Haydarî (R.A.) ve beşaret ve teavün-ü Gavsî (K.S.) ve tavsiye-i Gazalî (K.S.) ve ihbar-ı Farukî (K.S.)dir.
Risale-i Nur Şems-i Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'ın elvan-ı seb'ası, Risale-i Nur'un menşur-u hakikatında tam tecelli ettiğinden, hem bir kitab-ı şeriat, hem bir kitab-ı dua, hem bir kitab-ı hikmet, hem bir kitab-ı ubudiyet, hem bir kitab-ı emr ü davet, hem bir kitab-ı zikir, hem bir kitab-ı fikir, hem bir kitab-ı hakikat, hem bir kitab-ı tasavvuf, hem bir kitab-ı mantık, hem bir kitab-ı İlm-i Kelâm, hem bir kitab-ı İlm-i İlahiyat, hem bir kitab-ı teşvik-i san'at, hem bir kitab-ı belâgat, hem bir kitab-ı isbat-ı vahdaniyet; muarızlarına bir kitab-ı ilzam ve iskâttır.
Risale-i Nur Kur'an semalarından bir sema-yı maneviyenin güneşleri, ayları ve yıldızlarıdır. Nasılki zahiren, perde-i esbab olan Güneş'ten, Kamer'den ve kevkeb-i münirden bütün kâinat tenevvür ve tezeyyün ve bütün eşya neşv ü nema ve hayat buluyor. İşte Risale-i Nur da Kur'an-ı Mu'ciz-ül Beyan'dan alıp saçtığı şualarla bütün âleme hayat ve âdeme kâmil insan ve kulûbe neş'e-i iman ve ukûle yakîn bir itminan ve efkâra inkişaf-ı iman ve nüfusa teslim-i rıza ve candır. O sema-yı maneviyeyi bazan ve zahiren bihaseb-il hikmet âfâkî bir bulut kütlesi kaplar. O celalli sehabdan öyle bir baran-ı feyz-i rahmet takattur eder ki; sünbüllenmeye müstaid tohumlar, çekirdekler, habbeler o sıkıcı ve dar âlemde gerçi muzdarib olurlar, o sıkılmaktan üzerlerindeki kışırları çatlar ve yırtarlar; o anda bulutlar da ufuklara çekilip nöbetçi vaziyetinde beklemesi bir imtihan-ı Rabbanî ve bir inkişaf-ı feyezanî ve bir rahmet-i nuranîdir ki; evvelceki bir habbe; bir çekirdek yeniden taze bir hayata iştiyakla ve neş'e-i inkişafla meyvedar koca bir ağaç suretini alır.(Emirdağ Lahikası-s:98)
Cevap: Risale-i Nur Nedir?
Allah Hayy'dır.Hayy'ın en mühim meyvesi de Allahın binbir isminin tecelligahı kainattır.Kainatın en mühim meyvesi Semavatla eş tutulmuş Arz'dır.Arzın halifesi İsm-i Azam'ın tecelligahı İnsandır.İnsan;kainatın en mühim,en nazlı,en munis,en antika,en sevgili,en harika olmakla beraber;en aciz,en zayıf,en muhtaç; hayattar misafiridir.Madem insan bu kadar mühimdir,hem de cahildir ve madem ona bir mübareze ve nizam kapısı açılmıştır;o zaman mübarezeyi kazanacağı,ona nizamı öğretecek Sahib-i Hakiki'sinini emir ve yasaklarını bildirecek, Rabbü'l Alemin'in hikmet ve gayesini anlatacak Malik-i Hakikisini tanıttıracak bir rehber ister.O rehber Kur'an'dır.Kur'an ise;manasını insanlara öğretecek,tanıttıracak,bildire cek, ve en önce kendisi onunla amel edecek,terbiye olacak bir Yaver-i Ekrem ister.
Madem kainatın en mühim meyvesi halife-i arz olan insandır. İnsanlığa tahkiki imanı öğreten saadet-i ebediyenin muhbiri ve müjdecisi,sınırsız Rahmet'in keşşafı ve miftahı ve ilancısı O Zat (s.a.v)'dir.O zaman diyebiliriz ki, insanlığın medar-ı iftiharı,kainatın bir gaye-i hilkatidir.
Madem Rasul-i Ekrem(asm) Hayatın en mühim meyvesidir.Tüm zamanların Seyyididir .Akıl bunu böyle kabul etmek iktiza eder. Ondan sonra gelen,onun öğrettikleriyle talim edip talim ettiren, onun yüksek karakterinin ve ali seciyesinin, Sünnetinin, en yüce meyvesi bir zatın var olması iktiza eder.Madem Rasul-i Ekrem(asm)'in en birici görevi imandı.O Zat(asm)'nin varis-i azamıda en birinci görevi iman olacaktır ve olmuştur.O varis-i azamında eserleri Malik-i Hakiki'yi tanıttrıran Kur'an rehberinin en büyük ve en doğru talimgahı olması icab eder.
İşte O Zat Said Nursi'dir.Eserleride Risale-i Nurlar'dır.Bak; Bediüzzaman namlı o zata,şeksiz insafı olan görür ki hayatını Kur'an' a ve O Zat(asm)'ın yoluna vakfetmiş.Ameli Peygamberimizin ameline uygun.Mesleği Sahabe ile aynı.Ziakıl bilir ki;bir damla su kaynağını hatırlatır,yada bilir ki ;odanı aydınlatmanın en iyi yolu güneşi eve devet etmektir,kameri değil.Risale-i Nur, Kur'an'dan damlamış, Peygamberimizden ders almış, bir hidayet rehberi; bir Zülkarneyn'dir.Şu felaket asrının çabucak tamir eden Hızırı'dır.Değdiği yerde ab-ı hayat fışkırtan Asa-ı Musa'dır. Hem Hz. Nuhun gemisidir, hem medrese-i Yusufiyedir, hem Hz. yunusun balığı,hem Mesihin kılıncıdır. Kur'an'ın ziyasından damlamış Nurdur.
Talebeleri sadakat timsali Üveyslerdir.