Cevap: Taş Konservasyonu...
A.Sağlamlaştırma ve Koruma
Sağlamlaştırıcı maddelerin, taşların yüzeyinden derinlerine emdirilerek, bozulmuş tabakanın kendi içinde kohezyonunun arttırılması ve taşın sağlam tabakasına yapışmasının sağlanmasıdır. Bu uygulamanın sonucunda, genel olarak, sağlamlaştırılacak malzemenin mekanik özellikleri ve kimyasal bozulmalara karşı dayanıklılığı arttırılmış, gözenekliliği ve su emme kapasiteleri azaltılmış olacaktır.
Sağlamlaştırıcı maddeler;
·Geri alınabilir olmalıdır. Uygulama esnasında veya daha sonra sorun yaratacak sağlamlaştırıcı maddeler uygulandıkları taştan geri alınabilmelidir.
·Uygulandıkları taşlarla veya taşların içeriklerinde bulunabilecek bir takım mineral ve tuzlarla tepkimeye girerek zarar verici yan ürün oluşturmamalıdır.
·Taş tarafından düzenli bir dağılımla emilmeli ve taşın sağlam kısmına ulaşıncaya kadar nüfuz etmelidir. Bu koşul sağlanmadığı taktirde taşın içerisinde oluşabilecek herhangi bir mekanik gerilim (çiçeklenme veya donma – erime döngüleri), uygun sağlamlaştırılmamış bölgelerin erozyonuna neden olurlar. Bu tür sağlamlaştırma sonucunda olacak erozyon, taşın kendi haline bırakıldığı, yani sağlamlaştırıcı uygulanmadığı halinden çok daha fazla ve hızlı olacaktır. Sağlamlaştırıcının emdirilme derinliği taştan taşa değişmektedir. Bu derinlik, gözeneksiz taşlarda birkaç milimetre iken, gözenekli taşlarda birkaç santimetre olabilmektedir.
·İyi sünme (elastiklik) özelliği olmayan sağlamlaştırıcının ısıl genleşme katsayısı taşla benzer olmalıdır. Böylece sıcaklık değişmelerinde çatlama ve erozyon söz konusu olmayacaktır.
·Sağlamlaştırıcıda su itici özellik bulunuyorsa, taşı tamamen geçirimsiz yapmamalı, buhar geçirgenlik özelliği olmalıdır.
·Taşın yüzeyinde film tabakası oluşturmamalı, taşta renk, doku değişikliği ve lekelenme yapmamalıdır. Eğer sağlamlaştırıcı film tabakası oluşturursa, tam olarak emdirilmemiş sağlamlaştırıcı konusunda sözü edilen sorunlara neden olacaktır.
Burada sözü edilen özelliklerin yerine getirilmesi, kullanılacak sağlamlaştırıcı kadar, uygulama tekniği ile de ilgilidir. Şimdiye kadar bildiğimiz ve kullandığımız sağlamlaştırıcılardan, taşa emdirildikten sonra tamamen geriye alınabileni yoktur. Ancak büyük çoğunluğu veya kısmen geri alınabilen sağlamlaştırıcılar varken, çözünürlük özelliği olmayan veya bu özelliğini zamanla yitiren polimerlerin sağlamlaştırıcı olarak kullanılması da söz konusu değildir. Bu nedenle sağlamlaştırıcılar ancak çok gerekli olduğu zamanlarda, uygulanmadığında kayıpların ve hasarların daha fazla olacağı durumlarda kullanılmalıdır.
İstenilen özellikleri bir araya getiren sağlamlaştırıcı polimerlerin, birinin diğerinden üstün olduğunu söylemek doğru değildir. Sağlamlaştırıcıların uygunluğu taştan taşa ve sorundan soruna değiştiği gibi, konsantrasyonu, çözücüsü ve uygulama tekniğine göre, hatta mevsime ve çevre koşullarına da göre değişmektedir. Bu nedenlerle doğru olan, her uygulama için en uygun sağlamlaştırıcı, çözücü ve konsantrasyonun, yapılacak testlerle belirlenmesi gerekmektedir. Kesin olarak tavsiye edilebilecek sağlamlaştırıcıların isimlerini vermek mümkün olmamakla beraber, yıllardır, testler yapılarak uygulanan ve oldukça iyi sonuç veren polimer grupları ve uygulandıkları taşların listesi Tablo 1’de açıklanmıştır.
Sağlamlaştırıcı Polimer Grupları
Uygulandıkları Taşlar
Etil Silikatlar
Alkil – Alkoksi Silanlar
Etil Silikatlar ve Alkil–Alkoksi Silanların Karışımı
Alkil –Aril Polisiloksanlar (Silikon Reçineler)
Akrilik Reçineler (Monomer veya Polimer)
Akrilik ve Silikon Reçinelerin Karışımı
Kumtaşı ,Tuğla, Kerpiç
Kumtaşı ,Tuğla, Kerpiç
Kumtaşı ,Tuğla, Kerpiç, Mermer, Kireçtaşı
Kumtaşı ,Tuğla, Mermer, Kireçtaşı
Mermer, Yoğun Kireçtaşı
Mermer, Yoğun Kireçtaşı,Kumtaşı
Tablo 1. Kullanılmakta olan sağlamlaştırıcı polimer grupları ve uygulandıkları taşlar
Koruyucu Polimer Grupları
Uygulandıkları Taşlar
Akrilik Reçineler
Silikon Reçineler
Akrilik ve Silikon Reçinelerin Karışımı
Mermer ve çok Gözenekli olmayan Taşlara
Tüm Taşlara
Tüm Taşlara
Tablo 2. Kullanılmakta olan koruyucu polimer grupları ve uygulandıkları taşlar
Koruyucu maddelerin amacı taşların bozulmasını mümkün olduğu kadar azaltmak, hatta durdurmaktır. Taşların korunması, kimyasal koruyucu maddelerle olduğu kadar, çevre koşullarının iyileştirilmesi ve zarar verici etkenlerin uzaklaştırılmasıyla da mümkündür.
Kimyasal maddelerle koruma uygulaması, zarar verici etkenlerin, özellikle taşın yüzeyinde oluşabilecek veya yüzeyden içeriye nüfuz edebilecek zararlılardan (hava kirliliği, nem ve toz gibi) oluştuğunun anlaşılmasıyla ve bunların başka yollarla önlenemediği durumlarda kullanılmaktadır. Ancak yüzey dışından gelebilecek bir sorun (yükselen nem gibi) olduğu takdir de kimyasal koruyucuların kullanılması tehlikeli olup, çok kötü sonuçlar verebilir.
Sağlamlaştırıcı maddeler için geçerli olan tüm özellikler, koruyucular içinde geçerlidir. Koruyucu olarak yıllardır kullanılmakta olan polimer gruplarının ve kullanıldığı taşların listesi tablo 2’de verilmiştir.
Sağlamlaştırıcı maddelerin bir kısmı koruyucu olarak kullanıldığı gibi, koruyucu maddelerin bazıları da aynı zamanda sağlamlaştırıcı olarak görev yapmaktadır.
B.Yapıştırma ve Dolgu
Kopmuş olan malzemeleri orijinal yerlerine donatılı veya donatısız olarak tutturmak için yapıştırıcı, büyük çatlak ve boşlukları doldurmak için de dolgu malzemeleri kullanmak gerekir. Yapıştırıcı olarak sadece bağlayıcı özelliği olan maddeler kullanılırken; dolgu maddeleri olarak genellikle, bağlayıcı ile inert (tepkimeye girmeyen son madde) bir malzemenin (kum, cam tozu, onarılan taşın pirinci ve kumu vb.) karıştırılmasıyla her defasında ayrıca hazırlanırlar.
Dolgu maddeleri, orijinal malzemenin özelliklerine yakın özellikler (genleşme katsayısı, ışığa karşı dayanıklılık ve doğal görünüş olarak benzerlik) taşımalıdır.
C.Bakım
Koruma ve onarım uygulamaları tamamlanan yapılarda bakım yapılmadığı sürece sorunların tekrarı kaçınılmazdır. Periyodik olarak bakımı yapılan eserlerde bir sorun çıktığı anda, küçük müdahalelerle bu sorunlar büyümeden giderilerek çözümlenmiş olacağı gibi, ekonomik kazanımda söz konusu olacaktır