Bütünleşik Pazarlama Iletişimi
PAZARLAMA İLETİŞİMİ ELEMANLARI
Eskiden pazarlama iletişimi denilince, pazarlama karmasının elemanlarından
biri olan
tutundurma çalışmaları (promotion) anlaşılmaktaydı. Artık pazarlama
iletişiminin
sadece tutundurma çalışmalarıyla (halkla ilişkiler, reklam, satış
tutundurma, kişisel
satış) sınırlı olmadığı, ürünün özellikleri ve ambalajıyla başlayan, satış
anındaki işlemler
dahil, satış sonrası işlemleri de içine alan çok geniş bir kavram olduğu
anlaşılmıştır.
Bu bakımdan pazarlama iletişimi elemanları denince, pazarlama karması
elemanları
da kastedilmektedir.[1]
Pazarlama karmasından (ürün, fiyat, satış yeri, tutundurma) başlayarak
iletişim
araçlarını kısaca inceleyelim.
3.1. ÜRÜN
Tüketiciye alma mesajını iletmede ürünün sunumu, ambalajı önemli yer
tutmaktadır.
Ambalaj dizaynından kullanılan renge kadar birçok unsur satış noktasında
ürünün
tercih edilip, edilmemesinde rol oynamaktadır.
Ambalaj ürünün sessiz bir satıcısıdır, rafta ürünü yanındaki rakiplerden
daha cazip
hale getirmeli ve satışını teşvik etmelidir. Bunu yapabilecek ambalajı
geliştirebilmek
için şu bilgilere ihtiyaç vardır.
• Rakip ürünlerin ambalajları, satış noktalarının nitelikleri,
rakiplerin sergileme çalışmaları
• Tüketicilerin ne tür ambalajı almaya ve kullanmaya alışkın
oldukları
• Ambalajın iletmesi gereken mesaj, imaj ve düşünülen ambalajın
bıraktığı izlenim
• Tüketicilerin değişik marka ve simgelere gösterdikleri tepkiler[2]
Çok kaliteli bir ürünün kötü seçilmiş bir ambalaj nedeniyle piyasadan yok
olup gitmesi
işten bile değildir. Ambalajda seçilen renkler, dizayn, şekil ve boyut
hedeflenen kitleye,
müşteri isteklerine ve ürünün özelliklerine uygun olmalı. Aynı şekilde
kullanılan marka
ve isim de özenle seçilmeli, tüketici tarafından kabul görecek , akılda
kalıcı, kolay
söylenir olması gerekmektedir. Marka ve ambalajda kullanılan renkler global
pazar
hedeflenmesi gerektiğinden diğer ülkelerdeki tüketicilere farklı mesajlar
vermemeli.
3.2. FİYAT
Ürünün fiyatı tespit edilirken ürünün kalitesi, hedef kitle, marka imajı,
rakiplerin
fiyatları dikkate alınmalıdır. Eğer pazarda yüksek fiyat ürün kalitesinin
göstergesi
olarak algılanıyorsa bu unsur gözden kaçırılmamalıdır. Fiyatlamada
psikolojik unsurlar
(100.000 TL yerine 99.900 TL gibi) indirim yapıldığında bu indirim aracılara
mı yoksa
direk tüketiciye mi yansıyacak gibi unsurlar dikkate alınmalıdır.
3.3. SATIŞ YERİ
Bütün mağazalar tüketiciye bir kişilik veya imaj yansıtırlar. Bununda
ötesinde aynı
mağazanın, farklı tüketiciler için farklı imajı vardır. Düşük ve orta
gelirli kişilere son
moda giysilerin sergilendiği bir mağaza; zaman kaybı, üstünlük duygusu için
alımda
bulunma, masraf gibi duygular iletilebilir.Onlar için bu tür bir mağazada
alışveriş yapmak,
zorluk hissi uyandırabilir. Aksine, yüksek gelirli kişiler aynı mağazayı;
şık, prestijli ve
iyi dizayn edilmiş olarak algılayabilirler.[3]
Mağazanın açılacağı bölgeden başlayarak, binanın dış dizaynı, iç dizaynı,
satıcıların
kıyafetleri, kullanılan logolar hedef kitleye ulaşmakta önem taşır.
3.4. TUTUNDURMA (PROMOSYON)
Kaliteli bir ürün geliştirip, uygun fiyatla pazara sunmak tek başına ürünün
satılması
için yeterli olmayacaktır. Tüketicinin ürünü alıp denemesini sağlayacak
yöntemlerin
kullanılması gerekecektir.
Dağıtım Kanallarına yönelik olarak eşantiyon dağıtımı, sergiler, tanıtımlar,
daha çok ürün
almaya yönelik olarak indirimler vs., tüketicilere yönelik olarakta mağaza
içi etkinlikler,
yarışmalar, çekilişler ve eşantiyon dağıtımı ve reklam gibi uygulamalar
yapılabilir.
3.5. REKLAM
Reklam, işletmelerin tüketiciye ürünleri ve işletme imajıyla ilgili mesaj
iletmek
istediğinde başvurduğu ilk araç olmuştur.
Reklam uzunca bir dönem işletmeler için mesajlarını tüketiciye ulaştıracağı
pahalı
bir araç olmuştur. Reklamın satışlara ne kadar etkide bulunduğunun ölçülmesi
de
mümkün değildir.
Reklam, satışı etkileyen faktörlerden yalnızca biridir ve hiç kimse bu
faktörlerin tam
olarak satışa ne kadar etkisi olduğunu ortaya koymuş değildir.[4]
Belirli bir süre içinde, satışı belirli bir düzeye ulaştırmak bir
endüstriyel reklamcı için
çok mantıklı ve geçerli bir hedef olabilir. Ancak bu bir satış ya da
pazarlama hedefidir
ve bir reklamcılık hedefi olamaz.
Sizce hangisi daha önemlidir? Cannes'de her yıl yapılan reklam ödülleri
törenine katılıp
ödül almak mı, yoksa reklamınızla şirketinize müthiş satış ve karlar getirip
ödül olarak
hep birlikte Cannes' gidip başarinizi kutlamak ve çilginca eglenmek mi?[5]
Pazarlama ekibinin hedefi sanatsal, ödül alacak reklamlar yerine, ürününü
daha çok
satmak ve işletmenin daha çok kar etmesini saglamak olmalidir. Bu nedenle
de
reklamlarin sanatsal kaygi güdülmeden, tüketiciyi reklami yapilan ürünü
kullanmaya
yöneltecek şekilde hazirlanmasi gerekmektedir.
Klasik iletişim inde ''mesaj'' diye bir kavram vardır. Bu
çerçevesinde birisi
mesajı gönderir, diğer birisi ise gönderilen mesajı alır. En kaba şekliyle
yokuş aşağı son
sürat inen bir kamyonun lastiği patladığında şöför ''Yoldan çekilin!'' diye
haykırır. Yolda
yürüyen yayalar da şöförün mesajını alırlar. Bu kadar basit! [6]
Tabi ki herşey bu kadar basit değil, yoksa reklamlarda insanlara ''bu mal
çok iyi hemen
satın alın'' denildiğinde, satış patlamaları yaşanırdı. Herkesin bildiği
gibi uygulamada
böyle olmamakta, tek başına reklam ürünün satışı için yeterli olmamaktadır.
3.6. HALKLA İLİŞKİLER
''Halkla İlişkiler'' dediğimiz görev, özel ya da tüzel kişinin , yani bir
insanın, derneğin,
özel ya da kamu kuruluşunun karşılıklı iş yaptığı gruplarla ilişkiler
kurması, kuruluşunun
karşılıklı iş yaptığı gruplarla ilişkiler kurması, varsa ilişkilerini
geliştirmesi için gösterilen
çabalardır.[7]
1990'lardan sonraki gelişmeler Halkla Ilişkilerin de yapisini degiştirmiş ve
klasik halkla
ilişkiler pazarlamaya yönelik pazarlamaya yönelik halkla ilişkilere
dönüşmüştür.
Pazarlama amaçlarina hizmet eden halkla ilişkiler (MPR) şöyle
tanimlanabilmektedir:
Pazarlama hedeflerine hizmet etme amaçli bir halkla ilişkiler paketi; satişi
ve müşteri
memnuniyetini teşvik eden, şirketleri ve ürünleri tüketicilerin istekleri,
ihtiyaçlari,
çikarlari ve özel ilgi alanlari ile özdeşleştiren inanilir, güvenilir bigi
ve etkileşim
iletişimini kullanan toplum bir planlama, yürütme ve degerlendirme programi
sürecidir.[8]
Yönelinen bu yeni medya daha dogrusu iletişim unsuru, haberin etkinligi ve
gücü,
topluma yönelik sosyal degeri olan aktiviteler, ürün pazarlamasindaki
aktiviteler,
elverişli atmosfer ve hedef kitlenin kalbini ve beynini kazanacak diger
iletişim ve
yaratici düşüncelerdir. Haber formatli tanitim, reklam, toplumun ilgisini
çekecek
aktiviteler ve en önemlisi de satişa yönelik halkla ilişkiler uygulamalari
''Marketing
Public Relations'' (MPR) yani pazarlama yönlü halkla ilişkilere
yöneltmektedir.[9]
Pazarlamacilar geleneksel pazarlama araçlarinin etkinliginde azalma görmeye
devam
ettikleri sürece, halkla ilişkilerin tüketici anlayişina ve maliyet
yönünden verimliligine
daha büyük önem vermektedirler. Geleneksel pazarlama iletişimi yöntemleri
ile
parçalanan ve etkinligi azaltilan iletişim çalişmalarini, stratejik olarak
planlayan
ve koordine eden halkla ilişkiler satin alma davranişlarini dogrudan
etkileyen
bütünleşik Pazarlama iletişimi yaklaşiminda örgüt içinde kilit bir görev
üstlenmektedir.[10]
Bütünleşik Pazarlama iletişimi halkla ilişkiler inde, örgüt için
oluşturulan veri
tabanindan sonra, bütün farkli hedef kitleler için örgütü meydana getiren;
kurumsal,
pazarlama ve pazarlama iletişimi ile ilgili kararlarin, örgüt üst yönetimi
ve halkla
ilişkilerin danişmanliginda stratejik olarak bütünleştirilmesi süreci
başlamaktadir.
Bu süreç içersinde, örgüt içersinde gerek kurumsal gerek pazarlama ve
gerekse
pazarlama iletişimi ile ilgili kararlar kapsaminda; hedefler, amaçlar,
stratejiler,
taktikler, bütçeleme ve degerlendirme ile ilgili kararlar, tüketiciler ile
buluşturulmadan
önce tek bir konsept ve sinerji yaratacak biçimde ''tek ses, tek görüntü ve
davranışları
etkilemeye yönelik'' olarak bütünleştirilmektedir.[11]
Halkla ilişkiler daha düşük maliyetle insanlarin dikkatini ürün üzerine
yönlendirebilme
etkisine sahiptir. Bir ürünün medyada detayli haber olarak yer almasi
tüketiciler
üzerinde reklamdan daha etkili olmaktadir.
4. TÜKETICININ FARK EDILMESI VE ÇIFT YÖNLÜ ILETIŞIM
1970'li yıllardan itibaren Batı toplumu ''bireyselliği'' keşfetti. Sonuçta
her birey kendi
farkliligini yaşama arzusu geliştirmeye başladi. Bu da, başkalarinin
kullandigi ürünlerin
aynisini kullanmak istememe şeklinde bir piyasa baskisi oluşturdu.
Bir yandan seri olarak ekonomik açidan anlamli üretim yapacaktiniz, diger
yandan
ürünlerinize çeşit ve farklilik getirecektiniz. Ne kadar zor! Toyota ve
Benetton bu
toplumsal degişimi ilk fark eden firmalar oldular. Herkese ayri özellikte
araba üretme
ve bunu seri olarak yapabilme Toyota'nın buluşuydu. Sizin arabanız klimalı,
benimki
klimasız; sizin arabanızın tavanı açılmaz, benimkinin açılır; sizin ön
camlarınız
elektrikli, bende hepsi manuel, vb. Eskiden arabanızın özellikleri hakkında
sipariş
listesi doldurup ısmarlama araba yaptırabilir miydiniz? Ama şimdi pek çok
alanda bu
mümkün.[12]
Bugün artık yerleşik olan üretim anlayışı böyledir. Tüketiciler ürünlerin
kendisi için
özel olmasını istiyorlar. Tüm işletmeler kendilerini buna göre düzenlemek
durumundadır.
Müşteri odaklı olmadan, tüketici taleplerini dikkate almadan bir işletmenin
hayatını
sürdürmesi nerdeyse olanaksız.
Oysa ne güzeldi o endüstri devriminin başladığı ilk yıllar...Henry Ford bile
bir keresinde
ne demişti:''Siyah olduğu sürece, herkes istediği renk otomobil satın
alabilir!'' Yani
bütün piyasalarda ''Ben ne üretirsem, herkes onu almaya mecburdur.''
Anlayışı hakimdi.
Oysa sadece bir yüzyıl sonra bugün, borsa değeri milyonlarca dolara ulaşan
dev
şirketlerin kaderi, bir kaç tüketicinin dudakları arasında.[13]
Ancak 1990'ların en büyük özelliği, tüketicilerin güçlerini ortaya koymaları
olmuştur.
Tüketiciler artık kendilerinin de söyleyecekleri birşeyler olduğunu ve bunu
dinletmeleri
gerektiğinin farkına varmışlardır. Firmalar da pazarda var olabilmek için
tüketicilerini
dinlemek ve anlamak zorunda olduklarını anlamışlardır.[14]
Tüketici tabanlı bütünleşme aşaması, pazarlama stratejisi olarak, tüketici
istek ve
ihtiyaçlarını anlayarak, demografik, sosyolojik ve psikolojik özellikleri
ile tanımlanmış
ve satın alma davranışları ve satın alma alışkanlıklarına göre segmetlere
ayrılmış
tüketicileri amaçlayarak pazarlama iletişimi planlarının yapılması anlamını
taşımaktadır.[15]
Tüketiciyi aktif bir katılımcı olarak gördüğümüzde pazarlamanın her alanında
onunla
''işbirligi'' yapabiliriz. Ürünümüzün tasarımına onun da katılmasını
sağlayabiliriz.
Yenilikleri ürün geliştirme etkinliklerini onunla birlikte yapabiliriz.
Dağıtımı tüketicinin
hayatını kolaylaştıracak şekilde yapabiliriz. Promosyonları onu en mutlu
edecek şekilde
yaparız. Pazarladığınız marka bizim olduğundan daha fazla tüketiciye
aittir.[16]
''Tüketici'' kavramı tüm pazarlama faaliyetlerinin merkezine gelip
yerleştiğinden beri,
bütün üretici firmaların ve parekendecilerin huzuru kaçtı.
Yıllarca işletmeler hep kendi mesajlarını tüketicilere vermeye çalıştılar.
Verdikleri
mesajların geri dönüşünü bile takip etmediler.
Çift yönlü iletişim (etkileşimli iletişim), kaynak ve hedef birimlerin
karşılıklı olarak
birbirlerini etkileme olanağına sahip oldukları iletişim türüdür.
Kişilerarası ilişkilere
özgü bir iletişim eylemi olan çift yönlü iletişim, yüzyüze ilişkilerde
kaynağın hedefi,
hedefinde kaynağı etkileyebileceği fiziksel bir iletişim ortamı sunar.[17]
Artık sadece üretici firmanın tüketicilere bu malı alın mesajını vermesi
yeterli
olmamaktadır. Başarılı olmak için tüketicinin de ne istediğini dinlemek,
bu tespitlere göre üretim yapmak gerekecektir. İnsanlar artık onların yerine
düşünülüp karar verilmesini istemiyorlar.
5. BÜTÜNLEŞİK PAZARLAMA İLETİŞİMİNE ULAŞMAK
Genel olarak işletme hedeflerini belirlemeli, bu hedeflerine uygun stratejik
iletişim
planlarını hazırlamalıdır. Bu planlarda mağazanın kapısındaki güvenlik
görevlisinden
Genel Müdür'e kadar herkesin davranışlarıyla verecekleri mesajlar, ürünün
ambalajıyla,
reklamlarda verilen mesajların, gazete de çıkan haberlerde tüketiciye ulaşan
mesajların hepsinin aynı mesajı aktarıyor olması gerekir. Bu saydığımız
iletişim
elemanlarının hepsinden farklı mesajlar aktarıldığında tüketici mesaj
bombardımanı
altında kalacak ama temel mesajı algılayamayacaktır. Yapılan tüm reklam
çalışmaları
da amacına ulaşmadan harcanıp gidecektir. Şöyle bir düşünelim; Bir banka,
reklamlarında sürekli müşterilerin kendisi için önemli olduğunu, hızlı ve
güvenilir
çalıştığını işlesin. Bu bankanın şubesine gittiğinizde kötü dizayn edilmiş,
havasız
bir şube lokali ve suratsız ortalıkta bağıran ve sizi gerekçe bile
göstermeden
dakikalarca bekleten memurlarla karşılaşırsanız. Bu bankayı reklamlarından
dolayı
tercih etmeye devam edermisiniz?
Halkla ilişkiler çalışmalarının başarılı olabilmesi için mesajı gönderen
kaynak
konumundaki kurum ya da kuruluşun alıcı durumdaki hedef kitleleri tanıması
gerekmektedir. Hedef kitle, kaynak tarafından homojen nitelikler taşıdığı ve
ortak
hareket ettiği varsayılan çeşitli gruplardır. Bu grupları belirleyen
demografik,
sosyo ekonomik ve kültürel özellikler vardır. Tanıma etkinliğini sürdüren
Halkla
İlişkilerciler, bu özellikleri saptamak için anket, toplantı, medyayı izleme
ve halkla
yüzyüze ilişkiler gibi yöntem ve tekniklere başvururlar. İstatiksel
verilerin toplanabildiği
anketler, hedef kitle araştırmalarının başlıca tekniğidir.[18]
İmaj yaratmada, çalışılan ortamla ve kişilerle ilgili her nokta, en küçük
bir detay bile
büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle bir iş günü boyunca sıkça kullanılan
telefonun
olumlu imaj yaratmaya yardımcı olacak bir aracı olarak kullanılması bir
zorunluluktur.[19]
Büyük işletmelerin örgüt yapısında ayrı olarak yer alan pazarlama birimleri,
şirketin
amaçları doğrultusunda hedef pazarlar oluşturmak için yapılan inceleme,
planlama,
uygulama ve denetim etkinliklerini sürdürür. Hedef pazarın gelişen ya da
değişen
istemlerine göre ürün ve hizmet sağlayıp fiyat belirler, dağıtım ve satış
yöntemlerini uygular.[20]
İşletmede halkla ilişkiler, reklam, satış, promosyon, satış noktalarında
kullanılan basılı
dökümanlar, direkt postalama, sponsorluklar, doğrudan satış gibi farklı
iletişim çalışmalarını
sinerji yaratacak şekilde organize edilmelidir.
Genel anlamda sinerji (birlikte çalışma), çeşitli mesajlar eğer uyumlu ve
birbirleri ile
koordinasyon halindeyseler, herhangi bağımsız bir mesajın yaratabileceğinden
çok
daha etkili bir iletişim yaratmaktadır.[21]
Ürün ve işletme markalarının stratejik ve taktiksel olarak bütünleşmesi
ancak güçlü bir
iletişim faaliyeti ile meydana gelebilir.[22]
Eğer pazarlamanın amacının temelde ''para kazanmak'' olduğunu kabul edersek,
o zaman
şirketteki bu fonksiyonun temel görevinin, ürün / hizmetin veya markanın
farklı unsurlarını
müşteriye etkili bir şekilde iletmek olduğunun da doğal kabul etmemiz
gerekir. Bu bağlamda
pazarlamaya düşen temel görev bu ''farklı faydaları'' en doğru mecra
kanallarıyla müşteriye
iletmek ve bunun sonucunda da müşteriyi daha fazla ve daha sık satın alma
yönünde
''eyleme geçirmek''tir.[23]
Bu yönde de pazar araştirmalarimizi gerçekçi yapip, planlarimizi onun
üzerine kurmaliyiz.
Bütünleşik Pazarlama iletişimi yaklaşiminin, en önemli özelligi pazarlama
iletişimi
yaklaşimlarindan farki, hiç kuşkusuz pazarlama ile ilgili bütün çalişmalarin
ortak bir
amaca hizmet etmesini saglamak üzere, stratejik olarak planlanmasi,
yönetilmesi
ve yürütülmesidir. Dolayisiyla bütünleşik Pazarlama iletişimi yaklaşiminin
temeli, stratejik
planlamaya dayanmaktadir. Stratejik planlama ister işletme, ister diş çevre
tarafindan
üretilen bütün iletişim kaynaklarinin önceden araştirilmasini ve
çiktilarinin tek bir konsept ve
sinerji ile hedeflenen kesimlere iletilmesini, bu çalişmalarin zorunlu
olarak bir plana baglanmasini
ve stratejilendirilmesini gerekli kilmaktadir.[24]
Stratejik planlar müşteri ihtiyaçlari odakli yapilmalidir. Sadik müşteriler,
arada alan müşteriler
ve ürünü hiç kullanmayanlar için farkli iletişim stratejileri
hazirlanmalidir.
Şu öyküye bir bakin. Coca-Cola'nın efsanevi başkanlarından Roberto Goizueta
göreve
başladığı ilk günlerde bir grup üst düzey yöneticisine şu soruyu soruyor:
''Pazar payımız yüzde kaç?''
''% 45'' diye kesin ve net bir cevap geliyor.
''Bir insan günde kaç ons sıvı içer?'' diye Goizueta tekrar soruyor.
''64 ons'' cevabı geliyor, ama merak içinde.
''Peki ortalama olarak bir insan bizim tüm ürünlerimizden günde kaç ons
içiyor?''
diye Goizueta soruyor.
''2 ons'' diye yanıtlıyorlar.
''Peki bu durumda pazar payımız ne oluyor?'' diye Goizueta noktalıyor.[25]
Pazarlamacılar her zaman temel amaçlarının daha çok satmak olduğunu
unutmamalılar.
Bunun sağlanması içinde, işletmeler içinde bulunulan pazarı iyi tanımak,
tüketici
eğilimlerini iyi bilmek durumundadır.
Bütünleşik Pazarlama İletişimi yaklaşımında stratejik planlama, aynı zamanda
bir
işletmenin satış, dağıtım, ambalajlama, satış promosyonları, tanıtım,
müşteri servisi
ve hatta araştırma ve geliştirme gibi departmanları arasındaki engelleri
ortadan
kaldırmaktadır.[26]
Bütünleşik Pazarlama İletişimi sekiz basamakta yapılır.
Bütünleşik Pazarlama İletişiminde İki Farklı Strateji Oluşturulması
Stratejik planlama yapılırken hedef kitlenin, demografik özellikleri, satın
alma
davranışları, psikolojik özellikleri, coğrafi özellikler dikkate
alınmalıdır. Bu detayların
ışığı altında hangi medyanın kullanılacağı, içeriğin ne olacağı gibi
unsurlar
planlanmalıdır.
6. SONUÇ
Üretim bazlı işletme anlayışından, pazarlama bazlı işletme anlayışına ve
nihayetinde
ulaşılan müşteri odaklı pazarlama anlayışına kadar süreç içinde pazarlama
iletişim
elemanları farklı farklı şekillerde kullanılmışlardır.
İletişim elemanlarının kullanımının sonuçları ölçülemediğinde, yarar
beklenmesi de
olanaksız hale gelmektedir. İletişim araçlarından maksimum faydanın
sağlanması
için sonuçlarının ölçülmesi gerekir.
Pazarlamanın hedefi her zaman için daha çok müşteriye ulaşmak, daha çok ve
karlı satmak olacaktır. Bu hedefe ulaşılması için pazarlama iletişim
elemanlarının
koordinasyon içinde tek görüntü - tek ses verecek şekilde kullanılması
gerekecektir.
Artık tüketici seçici; sadece reklamlarda gördüğü bir takım mesajlarla ürün
almıyor.
Ürünü çıkaran işletmede dahil olmak üzere bir çok unsur seçiminde etkin
oluyor.
İnsanlar artık kendilerini içinde iyi hissettikleri mağazalardan,
güvendikleri ürünleri
almak istiyorlar. Satış sonrası hizmetlerden de emin olmak istiyorlar.
Tüketicinin bu değişken tercihleri çerçevesinde işletmelerde buna göre
davranmak
durumundadırlar. Bu değişimi yok sayamazlar. İşletmeler tüketicilerin
isteklerini dikkate
almak, bu istekler ve beklentiler doğrultusunda ürün geliştirmek ve
tüketicinin istediği
şekilde sunmak zorundadırlar.
Bütünleşik pazarlama iletişimi de bu noktada önem taşımaktadır. İşletme
hizmet veya
ürünün kalitesi, ambalajı, sunum şekli, ofisleri, personeli, reklamları,
genel şirket imajı,
satış noktalarındaki broşürleri, satış sonrası hizmetleriyle tek görüntü -
tek ses vermeli,
tek bir imaj sergilemeli bu unsurların hepsi işletmeyi başka bir noktaya
çekmemelidir.
Bunların önlenmesine yönelik olarak önümüzdeki yılların mesleği de
şekilleniyor herhalde;
''Pazarlama İletişim Koordinatörlüğü''. Böyle bir görevle Bütünleşik
Pazarlama Iletişimini
saglikli organize etmek olanakli olacaktir.
KAYNAKÇA
1. Asna, Alaeddin ''Public Relations Temel Bilgiler'' Der Yayınları
1993 İstanbul
2. Aytemur, Sait ''Faşizm ve Reklam'' Her Yönüyle Pazarlama İletişimi
MediaCat
Kitapları Birinci Basım 2000 Ankara
3. Becer Emre-Hürel Feridun-Şardan Yiğit ve diğerleri ''Reklam Halkla
İlişkiler
ve Ötesi'' MediaCat Kitapları 3.Baskı 2000 Ankara
4. Bıçakçı, İlker ''İletişim ve Halkla İlişkiler'' MediaCat Kitapları
Üçüncü Basım
2000 Ankara
5. Bozkurt, İzzet ''Bütünleşik Pazarlama Iletişimi'' MediaCat Kitapları
1.Basım
2000 Ankara
6. Hofsos, Emil ''Reklam ve Yönetim'' Öteki Matbaası Ankara
7. Kırım, Arman ''Strateji ve Bire-Bir Pazarlama CRM'' Sistem
Yayıncılık Birinci
Basım Ocak 2001
8. Kırım, Arman ''Yeni Dünyada Strateji ve Yönetim'' Sistem Yayıncılık
İkinci
Basım Mart 1999 İstanbul
9. Kocabaş, Füsun-Elden, Müge-Çelebi, S:İnci ''Marketing P.R.''
MediaCat
Yayınları İkinci Basım 2000 Ankara
10. Kozlu, Cem M. ''Uluslararası Pazarlama'' T:İş Bankası Yayınları
Genişletilmiş
Yedinci Basım Eylül 2000 İstanbul
11. Tuzcuoğlu, K:Selçuk ''Bilinçlenen Tüketici ve ''Tüketicizm'' Akımı''
Her Yönüyle
Pazarlama İletişimi MediaCat Kitapları Birinci Basım 2000 Ankara
----------------------------------------------------------------------------
----
[1] F:Kocaban syf 27
[2] Cem Kozlu syf 83
[3] F.Kocabaş syf 45
[4] Emil Hofsoos ''Reklam ve Yönetim'' Öteki Matbaası Ankara syf 36
[5] A.Kırım syf 3
[6] Sait Aytemur ''Faşizm ve Reklam'' syf 15
[7] A:Asna syf 7
[8] F:Kocabaş syf 85
[9] I.Bozkurt syf 122
[10] I.Bozkurt syf 134
[11] I.Bozkurt syf 156
[12] A:Kirim Yeni Dünyada Strateji ve Yönetim syf 13
[13] K:Selçuk Tuzcuoglu ''Bilinçlenen Tüketici ve ''Tüketicizm'' Akımı''
[14] İ.Bozkurt syf 25
[15] İ.Bozkurt syf 43
[16] S.Aytemur syf 18
[17] İlker Bıçakçı ''İletişim ve Halkla İlişkiler''MediaCat Kitapları
3.Basım 2000 Ankara syf 28
[18] İ.Bıçakçı syf 123
[19] Emre Becer-Feridun Hürel-Yiğit Şardan ve diğerleri ''Reklam Halkla
İlişkiler ve Ötesi'' MediaCat Kitapları 3.Baskı 2000 Ankara syf 148
[20] İ.Bıçakçı syf 115
[21] İ.Bozkurt syf 37
[22] İ.Bozkurt syf 41
[23] A.Kırım syf 5
[24] İ.Bozkurt syf 83
[25] A.Kırım syf 8
[26] İ.Bozkurt syf 85
Ek 1 : Kaynak: İzzet Bozkurt "Bütünleşik Pazarlama Iletişimi"
Ek 2 : Kaynak: İzzet Bozkurt "Bütünleşik Pazarlama Iletişimi"
Alptekin Güney