Haccın bereketleri ve tesiri
HACC'IN BEREKETLERİ VE TESİRİ
Hacc'a gitmeğe niyet ettikten, sonra hacca gidip, hac farizasını eda edip, memlekete dönüp gelmek İki üç aylık iştir. Bu iki üç aylık müddette bir kimse ne kadar zahmet çeker ne kadar mihnetlere meşakkatlere katlanır.
Burda birincisi zamandan fedakârlık vardır, ikincisi paradan maldan fedakârlık etmek gerek, üçüncü rahat ve huzurdan fedakârlıkta bulunulacak. Bir hayli dünyevi bağlılıklardan ilgiyi kesmek fedakârlığı da başka. Bir hayli de nefsi ve şahsi isteklerden ve zevklerden mahrum kalmak meselesi de vardır. Bunlar niçin? Niçin bu fedakârlıklar? Sadece Allahu Teâla'nın rızası için. Burda herhangi bir şahsi maksad şahsi gaye yoktur. Hele şunu da görelim ki, bu yolculuk süresinde hep takva yolu tutmak gerek hep çekingenlik, hep sakınganlık. Hep ardı ardına Hak Teâla'yı anmak, zikr etmek icab eder. İşte bunlar kalbi öyle bir şekilde değiştirir ki, bunun tesiri senelerce sü¬rer gider.
Sonra şu da vardır ki, «Harem» ülkesine adım atıldığı andan itibaren, her yerde, her noktada, insan o kimselerin hatırasının kar-şısında bulunur ki, o kimseler izlerini izler ki, bunlar, Allah kulu ol¬mak ve Allah yolunda yürümek için hep fedakârlıklarda bulunmuşlar, hatta canlarından dahi geçmiş kimselerdir. İnandıkları, iman ettikleri için dünyada boyuna savaşmışlar musibetlere göğüs germişler, mem-leketlerinden yerlerinden yurtlarından çıkarılmışlar, zulüm üzerine zulme maruz kalmışlar. Fakat neticede Allahu Teâla'nın ismini yücelt-mişlerdir. Her batılın kafasını ezmişler, ortadan kaldırmışlar, insana insan olduğunu öğretmişler ve insanın sadece Allah kulu olduğunu başka birisine kul olmadığını talim ettirmişlerdir.
Bu mübarek eserler, bu âyet-i beyyinatı görünce Hak Teâla'ya bağlı bulunan azmi, himmeti yükselir cihadün li sebilillah (Allah yolun¬da çalışmak) dersi alır gelir. Başka bir şey elde edemez ise bu ni-met de kendisi için yeter. Sonra Ka'be'yi tavaf ederek din'in bu mer-kezine bağlanır. Menâsik-i Hacc'ı ifa ederken, yürürken, koşarken, yükseklere çıkarken, aşağı inerken şuradan buraya buradan şuraya göçerken bir nevi de mücahidce yaşayış talimi yapar. Şimdi siz namazınız, orucunuz ve zekâtınızın yanına Hacc'ı da eklerseniz o zaman anlarsınız ki, İslâm müslümanları nasıl eğitilmiş bir şekilde yetiştir¬mek istemiştir. Buna göre her müslüman için, Kâ'be'yi ziyaret için gidip gelecek kudret ve imkân bulunursa, zaruri olarak Hacc'ı ifa et¬mesi gereklidir. Nitekim, her zaman bir evvelkinden daha fazla müslüman kimseler buraya gelirler ve kendilerini burada eğitip geri döner¬ler.
(Mevdudi-Hitabeler)
İYİLİK VE TAKVAYA RAĞBET
Sonra, yukarıda bahs ettiğimiz vasıfları haiz kimse, hazırlanıp bu temiz yolculuğa çıkınca bu kimsenin ahvâlinde ve tabiatında bazı de-ğişiklikler vuku bulur. Bir kere, gönlündeki Allah muhabbeti kat kat artar. Sonra böyle bir mukaddes yolculuğa başladı mıydı, kalbinde iyilik temayülü çoğalır. Günahlarını tevbe etmeğe tabiatıyla rağbet gösterir. Halk ile olan münasebetlerinde dâha yumuşak davranır. Kendisine karşı ağır sözler de söylense, kâle almaz, bağışlar. Kendi üze-rinde bir kimsenin hakkı varsa bu hakkı eda etmek için çalışır. Çünkü Hak Teâla dergâhında kulların haklarının yükünün altında kalmak hoş karşılanmaz. Gönlü, kötülük etmekten nefret eder. Böyle olunca da tabiatıyla, kendi kendine iyiliğe doğru temayül gösterir. Şimdi yola çıktıktan sonra, her ne kadar Allah'ın evine doğru yaklaşırsa içindeki iyilik hissi o kadar artar, iyilik etmeğe o kadar fazla yönelir. İçinde bir his doğar ki, hiç bir kimseyi hatta hiç bir canlıyı incitmesin. İmkân buldukca hizmet etmek yardımda bulunmak yolunu tutar. Bu bir fıtri meseledir, bir hissi hususdur. Bu şekilde küfürbazlıktan, boş ko-nuşmaktan, hayasızlıktan, namussuzluktan, yalandan dolandan kavga döğüşten fesaddan kendi kendisini alıkor. Çünkü, bilir ki, artık Allah yolunda adım atıp da yürümektedir. Allah'ın hareminin yolunan yolcusudur. Böyle olunca bu gibi kimse, saydığımız şu kötülükleri iş-lemekten utanmaz mı? Elbelte ki utanır, arlanır. Bir kere bu yolculuk başlı başına her lahza da bir ibadetti. Böyle bir ibadet halinde iken nasıl olur da birisi zulm etmeğe, haksızca davranmağa kalkar? İşte böyle demek bu yolculuk diğer bütün yolculukların hilâfına öyle bir yolculuktur ki, insanı zaruri olarak temiz kimse kılmaktadır. Şimdi bilelim ki, bu yolculuk nefsin ıslahı için bir dersdir. Yani her müslüman için, Hacc seferi zaruri olarak nefsin edeb öğrenmesi için bir mek¬teptir.