Cevap: Bir Üstad tanıyorum
Allah razı olsun kardeşime eline emeğine ve o güzel yüreğine sağlık kardeşim rabbim bu üstadlarıo başımızdan eksik etmesin inş
Cevap: Bir Üstad tanıyorum
Bir Üstad tanıyorum, zulme boyun eğmemiş,
Bir Üstad tanıyorum, hiçbir tâviz vermemiş...
Bir Üstad tanıyorum, cihanşümul mücahid!
Bir Üstad tanıyorum, içiyle dışı Said
ALLAH razı olsun gerçekten muthiş !!!
Cevap: Bir Üstad tanıyorum
Alıntı:
Hayrun-Nisa Nickli Üyeden Alıntı
Bir Üstad tanıyorum, zulme boyun eğmemiş,
Bir Üstad tanıyorum, hiçbir tâviz vermemiş...
Bir Üstad tanıyorum, cihanşümul mücahid!
Bir Üstad tanıyorum, içiyle dışı Said
ALLAH razı olsun gerçekten muthiş !!!
Allah razı olsun inşaallah bizde böyle iman abidesi olalım.............
Cevap: Bir Üstad tanıyorum
Bir Üstad tanıyorum, Bahr-i Ummandan derin
Kutlu olsun Üstadım bu mübarek zaferin!...
Bir Üstad tanıyorum, Allah'ın en sevgili, mübarek bir kuludur,
Gittiği yol, Hazret-i Muhammed'in yoludur.
http://www.islamdenizi.net/images/smiley/zipit.gif
Cevap: Bir Üstad tanıyorum
Gönüller Fatihi Büyük Üstada
Nuruyla bütün gönlümü fetheyleyen üstad!
Gönlüm seni, kudsî heyecanlarla eder yâd.
İlhâmıma can geldi berâet haberinle,
Mü’minleri şâdeyleyen ulvî zaferinle.
Sıyrıldı ufuklardan o kasvetli bulutlar;
Göklerde melekler, bu büyük bayramı kutlar.
Milyonların imanını kurtardı cihâdın;
Par par yanar imanlı gönüllerdeki yâdın.
Coşturmada imanları, binlerle vecizen,
Tarihini kudsî heyecanlarla süzerken.
İlhâmımı mestetti tecellâ-yı cemâlin;
“Fâtih” gibi rehberleri andırmada hâlin.
Dağlar gibi sarsılmadın, en korkulu günlerde,
Her ânı ölümler dolu tazyikin önünde.
Dünyalara dehşet salıyor, sendeki iman;
Sarsılmayan imanına düşman bile hayran.
Rehber sana zîra, “Yüce Peygamberimiz”dir.
Ölmez eserin: Gençliğe gösterdiğin izdir.
Kur’ân-ı Kerimin ezelî feyzine erdin;
İnsanlığa, iman ve kemâl dersini verdin.
Ey başlara cennetlerin ufkundan inen tâc!
Âlem senin irfânına, irşâdına muhtaç.
Derya gibi nurlar taşıyor her eserinden;
“Allah”a giden Nurcuların rehberisin sen!
Milyonları derya gibi coşturmada “Sözler”;
Cennetteki âlemleri seyretmede gözler.
Hikmet dolu her cümlede, Kur’ân’daki nur var;
Her lem’ada, bin bir güneşin huzmesi çağlar.
“Nur Yolcusu” insanlığa örnek olacaktır.
Kudsî heyecanlarla, gönüller dolacaktır.
Mefkûresi, günden güne erdikçe kemâle;
Gark olmada iç âlemi, en tatlı visâle.
Coştukça denizler gibi kalbindeki iman;
Bin ders-i hakikat veriyor ruhuna Kur’ân.
Âzâdedir İslâmı saran tehlikelerden;
Dâvâsı temiz çünkü siyasî lekelerden.
Her hamlesinin kuvve-i kudsiyesi vardır;
Vicdanları mesteyleyen ulvî sesi vardır.
Aşkın ezelî sırrına erdikçe gönüller;
Yer yer donatır ufkunu sevda dolu renkler.
Bir ülkeyi baştan başa fetheyledin ey Nûr!
Nurun olacaktır, bütün insanlığa düstur.
Kur’ân seni te’yid ediyor mucizelerle;
Ey şanlı gönül fâtihi hiç durmadan ilerle!
Târih-i hayatın doludur hârikalarla;
Hiç sönmeden âlemde güneşler gibi parla!
Manzûme-i şemsiyeyi temsil ediyorsun;
Heybetli fezâlarda hız almış gidiyorsun!
İmanlı nesiller, seni tâkip edecektir;
Yıllarca, asırlarca peşinden gidecektir.
Tarihi aşarken sen o iman dolu hızla,
Milyonları aşmış bütün evlâdlarınızla; Birden açılır ruhuma esrarlı bir âlem,
Vasfeyleyemez aşkımı, şi’rimdeki nâlem... Ali Ulvi Kurucu
Cevap: Bir Üstad tanıyorum
[Ehl-i Gaflet Dünyasının Hakikatını Tasvir Eder Levhadır.]
Beni dünyaya çağırma,Ona geldim fena gördüm.Dema gaflet hicab oldu, Ve nur-u Hak nihan gördüm.Bütün eşya-yı mevcudatBirer fâni muzır gördüm.
Vücud desen onu giydim,
Cevap: Bir Üstad tanıyorum
[Ehl-i gaflet dünyasının hakikatini tasvir eder levhadır.]
Beni dünyaya çağırma; ona geldim fenâ gördüm.
Demâ gaflet hicab oldu; ve nur-u Hak nihân gördüm.
Bütün eşyâ-i mevcudât; birer fânî muzır gördüm.
Vücud desen, onu giydim; ah! Ademdi, çok belâ gördüm.
Hayat desen, onu tattım; azab ender azab gördüm.
Akıl ayn-ı ikâb oldu; bekâyı bir belâ gördüm.
Ömür ayn-ı hevâ oldu; kemâl ayn-ı hebâ gördüm.
Amel ayn-ı riyâ oldu; emel ayn-ı elem gördüm.
Visâl nefs-i zevâl oldu; devâyı ayn-ı dâ' gördüm.
Bu envâr, zulümât oldu; bu ahbabı yetim gördüm.
Bu savtlar, na'y-i mevt oldu; bu ahyâyı mevât gördüm.
Ulûm evhâma kalboldu; hikemde bin sekam gördüm.
Lezzet ayn-ı elem oldu; vücudda bin adem gördüm.
Habîb desen onu buldum; ah! Firâkta çok elem gördüm.
İkinci Levha
[Ehl-i hidâyet ve huzurun hakikat-i dünyalarına işaret eder levhadır.]
Demâ gaflet zevâl buldu; ve nur-u Hak ayân gördüm.
Vücud bürhan-ı Zât oldu; hayat mir'at-ı Haktır, gör.
Akıl miftâh-ı kenz oldu; fenâ bâb-ı bekâdır, gör.
Kemâlin lem'ası söndü; fakat, Şems-i Cemâl var, gör.
Zevâl ayn-ı visâl oldu; elem ayn-ı lezzettir, gör.
Ömür nefs-i amel oldu; ebed ayn-ı ömürdür, gör.
Zalâm zarf-ı ziyâ oldu; bu mevtte hak hayat var, gör.
Bütün eşya enîs oldu; bütün asvât zikirdir, gör.
Bütün zerrât-ı mevcudât, birer zâkir müsebbih, gör.
Fakrı kenz-i gınâ buldum; aczde tam kuvvet var, gör.
Eğer Allah'ı buldunsa, bütün eşya senindir, gör.
Eğer Mâlik-i Mülke memlûk isen, Onun mülkü senindir, gör.
Eğer hodbîn ve kendi nefsine mâlik isen, bilâaddin belâdır, gör.
Bilâhaddin azabdır tat; belâ gayet ağırdır, gör.
Eğer hakiki abd-i Hudâbîn isen, hududsuz bir safâdır, gör.
Hesabsız bir sevap var tat; nihayetsiz saadet gör.
Sözler | On Yedinci Söz |