Cevap: Allahın eli ne demektir?
Birkaç hadis-i şerif meali:
(Cömertlerin kusurunu affedin. Çünkü o sürçtükçe Allahü teâlâ onun elinden tutar [Ona yardım eder]) [Beyheki, Haraiti]
(Sıkıntı ve musibet zamanlarında kendi elini Allah’ın tutmasını isteyen bollukta çok dua etsin.) [Hâkim] (Allah’ın elden tutması ona yardım etmesidir.)
(Allah’ın eli cemaat üzerindedir.) [İ.Asakir] (Burada elden maksat rahmettir.)
(Allah’ın eli müezzinin başı üstündedir.) [Hatib] ] (Burada elden maksat rahmettir.)
(Üstteki el, alttaki elden [Veren el alan elden] hayırlıdır.) [Buhari, İ. Ahmed]
(Eller tasarrufta üçtür. Allah’ın eli en üsttedir, sonra veren el gelir, en altta isteyenin eli vardır.) [Ebu Davud]
5- Vasıtalı vasıtasız yaratmak anlamında kullanılanlar:
Bir âyet-i kerime meali:
(Ey İblis, iki elimle [vasıtasız] yarattığıma secde etmekten seni men eden nedir?) [Sad 75]
İki elimle demekten maksat ana ve baba gibi hiçbir vasıta olmadan yaratmaktır. (Beydavi)
Âdem aleyhisselâma şeref bahşetmek için de iki el tabiri kullanılmıştır. Yoksa bütün mahlukatı, vasıtalı veya vasıtasız yaratan elbette Allahü teâlâdır. (Celaleyn)
İmam Münavi, İbni Kemal ve diğer İslam âlimlerinden naklen buyuruyor ki:
Yed [el] kelimesi, güç ve kuvvetten mecaz ve teşbihtir. İki âlem vardır, bu iki âlemin tek idare edicisi manasındadır. Yani Melekut âlemini de, şehadet âlemini de ben idare ederken, niçin emrime uyup secde etmedin demektir. (Cami-us sagir Feydul kadir şerhi)
6- Nimet anlamında kullanılanlar:
Dört âyet-i kerime meali şöyledir:
(Elini boynuna bağlayıp asma.) [İsra 29] [Cimrilik etme demektir.)
(Münafık erkeklerle münafık kadınlar, ellerini yumarlar [cimridirler]) (Tevbe 67)
(Ellerimizle onlar için enam [deve, sığır ve davar] yarattığımızı görmüyorlar mı?) [Yasin 71] (Doğan bir dana veya bir kuzu için, ellerimizle yarattık demek, kudretimizle yarattık demektir.)
(Yahudiler, Allah’ın eli bağlıdır [sıkıdır, cimridir] dediler. Hayır, Allah’ın iki eli [dünyada ve ahirette her çeşit nimeti] de açıktır; nasıl dilerse, öyle infak eder, öyle verir.) [Maide 64]
İki el denmesinden maksat vurgu içindir; lebbeyk [iki defa hazırım, hazır vaziyetteyim] kelimesi gibi yani layık olan ve olmayana da nimetleri çoktur, boldur. [Müslim’deki] (Allah’ın iki eli de sağdır) hadis-i şerifinde, iki ele de sağ el demek, vurgu içindir, kuvvetlendirmek içindir. Yoksa maddi olarak elin ikisine de sağ el denmez. Dolayısıyla âyetin devamında (dilediği gibi dilediğine rızk verir) buyuruluyor ki, layık olana da olmayana da dünyada bol rızık verebilir anlamındadır. (Tefsir Kurtubi)
Bir hadis-i şerif meali:
(Allahü teâlâ sadakayı sağ eline alır ve büyütür.) [Dare Kutnî] (Sadakayı sağ eline almak tabiri de vurgu içindir, onu kabul edip bol sevap vermek demektir.)
7- Güç, güçlü olmak anlamında:
Dört âyet-i kerime meali:
(Ellere sahip kulumuz Davud) [Sad 17] (Güç ve kuvvete sahip Davud demektir. İbadet yönüyle güçlü idi, bir gün oruç tutar bir gün yerdi. Elleriyle demiri de hamur gibi yoğururdu.)
(Elleri ve gözleri olan kullarımız İbrahim, İshak ve Yakub.) [Sad 45] (Burada ellerden kasıt, güç ve kuvvet sahibi olmaları, gözlerden kasıt da, basiret sahibi olmaları demektir.)
(Göğü, elimizle [kudretimizle] biz kurduk.) [Zariyat 47]
(Lütuf Allah’ın elindedir, onu dilediğine verir.) [Hadid 29]
8- İrade, arzu manasında kullanılanlara örnekler:
Dört âyet-i kerime meali:
(Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle [kendi iradenizle, kendi arzunuzla] işledikleriniz [günahlar] yüzündendir.) [Şura 30]
(Elleriyle [kendi iradeleri ile] yaptıkları [kötü amel] yüzünden başlarına bir musibet geldiği vakit halleri nasıl olur?) [Nisa 62]
(Kendi elleriyle öne sürdükleri şeyler [iradeleri ile yaptıkları günahlar] yüzünden başlarına bir kötülük gelirse işte o zaman insanı nimetlerin hepsini unutan bir nankör olarak görürsün.) [Şura 48]
(Rabbinin âyetleri kendisine hatırlatılmışken onlardan yüz çeviren ve iki elinin öne sürdüklerini [akıbetini düşünmeyip kendi iradeleri ile önceden yaptıkları günahları] unutan kimseden daha zâlimi var mıdır?) [Kehf 57]
Cevap: Allahın eli ne demektir?
Hadis-i şeriflerde yed kelimesi:
Yed = el kelimesi, deyim olarak hadis-i şeriflerde çok kullanılır. Bazılarının meali şöyledir:
(Eşcinsellik çoğaldığında, Allah halktan elini çeker [rahmetini keser] ve onların hangi vadide helâk olduklarına bakmaz.) [Taberani]
(Allah’ın eli [rahmeti] cemaatle beraberdir.) [Müslim, Ebu Davud]
(Ne mutlu hayrın anahtarı elinde olana. Şerrin anahtarı elinde olana da yazıklar olsun.) [İbni Mace, Hakîm]
(Zühd, Allah’ın elindekine kendi elindekinden fazla bağlanmaktır.) [Beyheki]
(Sadaka verin. Zira verdiğiniz sadaka, alanın eline geçmeden, Allah’ın eline geçer de, onu sizlerden birinin bir tayı veya deve yavrusunu büyüttüğü gibi büyütüp, kıyamette onu kendisine verir.) [Müslim]
(Eli geniş olan evlensin, eli dar olan da oruç tutsun. Çünkü oruç tutmak şehveti sakinleştirir.) [Nesai]
(Hacer-i Esvede elini süren, rahmânın eline elini sürmüş gibi olur.) [İbni Mâce]
(Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki, benim bildiğimi siz bilseydiniz, az güler çok ağlardınız .) [Tirmizi]
(Namaz ve eliniz altındakiler hakkında Allah’tan korkun.) [Hatib]
(Her namaz vakti girince, şöyle seslenen bir melek vardır: Ey Âdemoğulları, kendi elinizle tutuşturduğunuz sizi yakacak olan ateşi namazla söndürmek için kalkın.) [Taberani]
Türkçe’de el ilgili deyimler:
El açmak, dilenmek demektir.
El almak, müridin mürşidinden veya bir sanatı yapmak için ustasından izin almak. [Ustasının elini kesip cebine koymuyor.]
El altında, kolay alınacak bir yerde.
El altından, gizlice. [El altından silahları kaçırdılar. Kimseye duyurmadan kaçırdılar demektir.]
El atmak, bir işe karışmak. [Sen bu işe el atarsan o iş tez zamanda yapılır.]
El çektirilmek, işi bıraktırmak, görevine son vermek.
İkinci el, kullanılmış. [İkinci el araba almak, kullanılmış araba almak demektir.]
El ele vermek, bir konuda birleşmek.
El koymak, bir yolsuzluğu ortaya çıkarmak için müdahale etmek. [Devlet ... bankasına el koydu. Banka hesaplarını incelemeye aldı demektir.]
El uzatmak, birinin hakkına tecavüz etmek. Adamlar ekmeğimize el uzatıyorlar.
Elde avuçta ne varsa harcamak, bütün parasını harcamak .
Elde kalmak, satamamak. Bu eski araba elimde kaldı. Elinden çıkaramamak da aynı anlamdadır. Yoksa koca araba elinin içinde duruyor demek değildir.
Elden ayaktan düşmek, yaşlılık sebebiyle sağlığı bozularak çalışamaz hale gelmek.
Elden düşme, az kullanılmış ve sahibinden ucuza alınmış eşya.
Elden çıkarmak, satmak. Evlerimin hepsini yok pahasına elden çıkardım. Sattım demektir.
Cevap: Allahın eli ne demektir?
Elindekileri satmak, mülkündeki malları satmak. Ev, tarla gibi elimdeki bütün malları sattım. Yani sahip olduğum mülkümdeki malları sattım demektir.
Elinden kurtarmak, baskısından, yönetiminden kurtarmak. Bu çocuğu bu adamın elinden kim kurtarabilir? Bu toprakları düşman elinden kurtardık.
Elden ele geçmek, sahip değiştirmek. El değiştirmek de aynı anlamdadır. Bu araba çok el değiştirdi demek, çok kişi satın aldı demektir.
Elden gelmemek, yapamamak.
Elden kaçmak, elde edememek.
Ele alınır gibi değil, çok kötü.
Ele avuca sığmamak, söz dinlememek, yaramazlık etmek.
Ele geçmek, yakalanmak.
Ele vermek, suçlu birisini ihbar edip yakalatmak.
Eli ağır, yavaş iş gören. Yoksa eli kilolu, ağır demek değildir.
Eli kolu bağlı olmak, çaresiz kalmak.
Eli ayağı olmak, yardımcı olmak.
Eli ayağı düzgün, sakatlığı yok.
Eli maşalı, şirret, kavgacı.
Eli boş çıkmak, umduğunu bulamamak.
Eli değmemek, bir şey yapmaya vakit bulamamak.
Eli genişlemek, bol paraya kavuşmak.
Eli işe yatmak, becerikli olmak.
Eli hafif, acıtmadan iş gören.
Eli kulağında, çok yakında olması beklenilen şey.
Bir işte eli olmak, gizli bir ilgisi bulunmak.
Eli uzun olmak, hırsızlık etmek.
Elini uzatmak, yardım etmek.
Elinde tutmak, başkalarına kaptırmamak.
Elinden kan çıkmak, cinâyet işlemek.
Eline bakmak, bir kimsenin yardımı ile geçinmek.
Eline düşmek, emri altına girmek, onun insafına kalmak.
Elinin hamuru ile erkek işine karışmak, beceremeyeceği işlere karışmak.
El eliyle yılan tutmak, tehlikeli işleri kendi yapmayıp başkalarına yaptırmak.
Eli işte, gözü oynaşta, yaptığı işe kendini tam vermemek, önemsememek.
El üstünde gezmek, makbul olmak.
Sıkıntılı iken o bana ellerini uzattı, ihtiyacımı gördü.
İpin ucu onun elinde, yetkiler onda demektir.
Bu deyimlerde de el kelimesi hakiki manasında değil, mecaz manada kullanılmıştır.
Netice:
Meallerden din öğrenilmez. Kur’an-ı kerimde Allah’ın iki eli tabiri geçiyor diye, Allahü teâlânın iki elinin olduğunu zannetmek yanlıştır. Üstelik bu tür iddiaları itikadımızı bozmak için din düşmanları ortaya atıyor.
Onun eli ayağı, gözü var demek, yaratıklara benzetmek olur. Yed’den muradın keyfiyetini Allah bilir demekle yetinmelidir. Çünkü düşündüğümüz, hayal ettiğimiz her şey mahluktur, yaratıktır. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Onun benzeri hiçbir şey yoktur, O hiçbir şeye benzemez.) [Şura 11]
Üç çeşit el
Sual: Arapçada beyaz el, siyah el, yeşil el deniyormuş. Bunlar ne demektir?
CEVAP
Bu tabirler bizde kullanılmadığı için bilmek gerekmez. Böyle deyimleri bilmek; ancak tercüme yapacaklara lazım olur.
Şu adam beyaz ellidir veya eli beyazdır demek; karşılıksız iyilik ve ihsan eder demektir.
Şu adam yeşil ellidir veya eli yeşildir demek; yapılan iyiliğe mükafat verir demektir.
Şu adam siyah ellidir veya eli karadır demek; yaptığı iyiliği başa kakar, minnet ettirir demektir.
Bunları Türkçe’ye çevirirken beyaz el; kara el diye tercüme edilirse yanlış olur.