ναнуιη кєѕιℓмєѕι нα∂ιѕєѕι
http://i272.photobucket.com/albums/j...n27/logo-1.gif
<<< ( VAHYİN KESİLMESİ HADİSESİ ) >>>
Hz. Peygamber (sav) Mekke döneminde İSLAM’ı tebliğ ederken,
Mekke’nin ileri gelenleri de sayıları giderek artan Müslümanlarla
nasıl baş edecekleri konusunda çareler düşünmeye başlar.
Fakat Hz. Peygamberin tam olarak ne yapmak istediği konusunda kafaları karışıktır.
Yine bir gün bu çetin problem hakkında konuşurlarken,
Yahudi âlimlere de danışmak üzere bir heyet göndermeye karar verirler.
Gönderecekleri iki elçiye; «Onlara Muhammed´den bahsedin,
onu tarif edin ve söylediklerini iletin; çünkü onlar ilk kutsal kitaba
inanıyorlar ve mutlaka peygamberler hakkında bilgileri vardır.
Oysa bizim bu konuda hiçbir bilgimiz yok» derler.
Konu Yahudi âlimlere açılınca, gelen heyete şunları söylerler:
“Peygamber olduğunu söyleyen o kişiye şu üç soruyu sorun.
Eğer bu sorulara cevap verebilirse O ALLAHın peygamberidir,
fakat eğer cevap veremezse yalancı ve sahtekârdır.”
(kaynak:Tefsir-i Ruhu'l-Meânî, c.30, s.157, Siretü'l-Halebiyye, c.1, s.349-350.)
http://i272.photobucket.com/albums/j...n27/logo-1.gif
Yahudiler Peygamber'in huzuruna gelip üç mesele (ruh, Ashâb-ı Kehf ve Zü'l-Karneyn)
hakkında bazı sorular sordular. Peygamber, "İnşallah" demeden, "
yarın gelin cevabınızı vereyim" dedi. Bunun için vahiy kesildi. Müşrikler,
vahyin kesilmesine çok sevinip:"Allah onu terk etmiştir" dediler. (Duhâ suresi)
(kaynak:Tefsir-i Ruhu'l-Meânî, c.30, s.157, Siretü'l-Halebiyye, c.1, s.349-350.)
http://i272.photobucket.com/albums/j...n27/logo-1.gif
Ertesi gün Kureyşliler cevap için geldiklerinde onları geri gönderir.
Hz. Peygamber Hz.Cebrail (as) vasıtasıyla ALLAH’ü
Teala’dan bu soruların cevabını beklemektedir.
O günden itibaren on beş gün boyunca hiç bir vahy gelmez,
Cebrail de hiç yanına uğramaz. Mekkeliler alay etmeye başlarlar.
Hz. Peygamber Mekkelilerin alaylarına çok üzülse de yapacak bir şey yoktur.
Kendisini normalde hemen her gün ziyaret eden Cebrail de ortalıkta görünmemektedir
kaynak:Tefsir-i Ruhu'l-Meânî, c.30, s.157, Siretü'l-Halebiyye, c.1, s.349-350.
http://i272.photobucket.com/albums/j...n27/logo-1.gif
"Vahy kesilince, Peygamber'in bi'setin başlangıcındaki şek ve şüpheleri tekrar başladı.
Hatice de onun gibi şüpheye kapıldı ve: "Allah seninle ilişkisini kesmiştir sanıyorum"
dedi. Peygamber, bu sözü duyduktan sonra Hira dağına doğru yola koyuldu.
kaynak:Tefsir-i Ruhu'l-Meânî, c.30, s.157, Siretü'l-Halebiyye, c.1, s.349-350.
http://i272.photobucket.com/albums/j...n27/logo-1.gif
Bu sırada Cebrail nazil oldu ve Peygamber'e aşağıdaki ayetlerle hitabetti:
"Andolsun kuşluğa * Ve geceye, karanlığı iyice çöktüğü zaman, *
Rabbin seni terk etmedi ve darılmadı da. * Şüphesiz senin için son olan, ilk olandan
(ahiret dünyadan) daha hayırlıdır. * Elbette Rabb'in sana verecek, böylece sen
hoşnut olacaksın. * Seni yetim bulup da barındırmadı mı? *
Ve seni yol yitirmiş bulup da, yol göstermedi mi sana? *
Ve seni yoksul bulup da zengin etmedi mi? *
Öyleyse, sakın yetimi üzüp, kahretme, * İsteyip dileneni de azarlayıp, kovma; *
Rabbinin nimetini de anlat." (Duhâ, 1-11)
«Hiç bir şey hakkında ´Ben bunu yarın mutlaka yapacağım´ deme.
Ancak: «ALLAH dilerse» (yapacağım de)» (Kehf: 23–24).
http://i272.photobucket.com/albums/j...n27/logo-1.gif
"Hiçbir şey için, Allah'ın dilemesi dışında: "Ben yarın onu yapacağım deme" *
Ancak Allah dilerse (yapacağım de). Ve unuttuğun vakit Allah'ı an ve
"Umarım Rabbim beni, doğruya daha yakın olana eriştirir." de." (Kehf, 23-24)
(kaynak:Tefsir-i Ruhu'l-Meânî, c.30, s.157, Siretü'l-Halebiyye, c.1, s.349-350.)
http://i272.photobucket.com/albums/j...n27/logo-1.gif
O günden sonra Hz. Peygamber daha titiz davranır.
Mesela Peygamber Efendimiz bir mezarlığa uğradığında,
ölüm her bir insan için muhakkak olduğu halde, yukarıda verdiğimiz ayeti
kerimeden kaynaklanan ilâhi terbiye gereği, “İnşâALLAH biz de sizlere kavuşacağız”
buyurmuştur.Aslında o günlerde değişik vesilelerle yaşanan hemen her
alandaki tüm benzer olaylar, kıyamete kadar tüm insanlığa örnek
olacak birer enstantane bırakmak içindir.“İnşâALLAH” kelimesi
“ALLAH’ü Teâlâ dilerse olur” manasına, bütün işleri ALLAH’ü Teâlânın
dilemesine havale etmek için söylenen sözdür. Dolayısıyla, halk arasında kimi
zaman dillendirilen, “Bu iş inşALLAHla maşALLAHla olmaz”
ifadeleri yanlış sözlerdir. İşin hem gereği yapılacak,
hem de ALLAH’tan bu konuda yardım istenecektir.
Cevap: ναнуιη кєѕιℓмєѕι нα∂ιѕєѕι
çok hoş bir paylaşım olmuş ama said nursi'nin fotoğrafları neden eklenmiş anlamadım..