Olumsuz Gruplaşmaların Zararları
Mü'min kardeşine küsmenin ve kin beslemenin diğer bir sebebide, gruplaşmadır. Bir kişi yanına birkaç kişiyi topladığı zaman, bir kişide başka bir tarafta yanına bir kaç kişiyi alıp birbirleri hakkında konuştukları zaman arada küsme ve kin besleme meydana gelmektedir. Gruplaşma daima küsmelere, gıybete, fitne ve koğuculuğa sebep olmaktadır.
Demek ki gruplaşmayı terkettiğimiz zaman bütün bunlar olmayacaktır. Ama gruplaşma olduğu zaman, bir cemaatin bölünmesi çok kolay olur. Çünkü her grup, diğerinin gıybetini yapacak, birbiri hakkında fitne çıkaracak ve zamanla aralarına dargınlık, kin ve düşmanlık gireceği için, bir daha biraraya gelmeleri de zorlaşacaktır.
Onun için Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:
"Mü'minler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücud gibidirler. Vücudun herhangi bir âzâsı rahatsız olduğu zaman, diğer âzâları da bu yüzden ateşlenir ve uykusuz kalır." (Buhari)
Diğer bir hadis-i şerifte ise şöyle buyurmuştur:
"Bir mü'minin diğer mü'min kardeşlerine karşı ilgisi, birbirini bağlayıp destekleyen bir binanın taşları gibidir."(Buhari)
Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem)'in bu hadis-i şerifleri, hepimize bu hususta ders olarak kâfidir. Gruplaşma, İslam dinine ters bir davranıştır ve şeytanın çok sevdiği bir haldir. Onun için gruplaşmadan muhafaza olmamız lazımdır ki, mü'min kardeşlerimiz hakkında gıybete, fitneteye, koğuculuğa, kıskançlığa ve küsmeye düşmeyelim.
Gruplaşmaya sebep olan şahıs, hem gruplaşmaya sebep olduğu için vebal altına girer, hem de kim ona uyarsa onların günahlarını da üzerine almış olur. Çünkü Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi Ve Sellem) bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:
"Kim iyi bir yol açarsa, kendisinin açtığı bu yoldan giden herkesin sevabına ortaktır. Kim de kötü bir yol açarsa, açtığı bu yoldan giden herkesin günahına ortaktır." (Müslim)
Buna çok dikkat etmemiz lazımdır. Kesinlikle hiç kimse; "Ben, küsmemde haklıyım." demesin.
Bir konuda haklı olsa bile küsmek yerine, şefkat ve merhametle mü'min kardeşine nasihat etmelidir. Küsmekle bir yere varılmaz. Nitekim Abdullah bin Mübarek (Rahmetullahi Aleyh) şöyle demiştir: "Mü'min, affetmek için mazeret, münafık ise suçlamak için ayıp arar."
Hatta bazı zamanlar da bir kimse, birisine küstüğü zaman camiye dahi gelmiyor. Oysa biraz akıllı olsa, şeytan ve nefsin kendisini nereye götürdüğünü görecektir. Ama küsme hırsı, gözünün önüne öyle kalın bir perde oluyor ki, ne kârını ne de zararını görüyor. O zaman, sanki -neuzubillah- Allah-u Zülcelal'e düşman olmuş ve küsmüş gibi camiyi dahi terk ediyor. Halbuki cami, Allah-u Zülcelal'in evidir. Oraya yağmur gibi rahmet yağmaktadır. Kendimizi bu halden muhafaza etmek için gayret etmemiz, bu rahmet yağmurundan mahrum olmamamız lazımdır.
Hiç kimse küsme hususunda kendini haklı görmesin. Hak, güzel ahlaktadır. Nitekim Allah-u Zülcelal bir ayet-i kerimede şöyle buyurmuştur:
"İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel şekilde önle. O zaman, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur." (Fussilet; 34-35)
Mü’minler birbirine küsmeden ve kin beslemeden, aralarında bir mesele olduğu zaman şefkat ve merhametle nasihat ederek meseleleri halletmeye çalışmalıdır.
Seyda Muhammed Konyevi (K.S)