-
Ürtiker Ve Anjioödem
ÜRTİKER VE ANJİOÖDEM NEDİR?
Ürtiker hekimlerin günlük pratikte sıklıkla karşılaştıkları bir deri lezyonudur. Kendi başına bir hastalık olmayıp, birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkan bir klinik tablodur. ÜRTİKER deri yüzeyinde oluşan etrafı kızarıklıkla ile çevrili, büyüklüğü birkaç milimetreden birkaç santimetreye kadar değişen, çeşitli şekillerde kaşıntılı ve ödemli (şiş) plaklardır. Halk arasında “kurdeşen” veya “dabaz” olarak adlandırılır. Dudak veya iç organların mukoza ödemleriyle birlikte olan ya da, derinin derin kısımlarını tutan formuna ise ANJİOÖDEM adı verilmektedir.
Ürtiker Hipokrat zamanından beri bilinmektedir. Bu terimin, dokunulduğunda kızarıklık ve kaşıntıya neden olan, ısırgan otu "Urtica ureus" un bir türevi olduğu kabul edilmektedir. Avrupa''da 1882 yılında tanımlanmış olup, genellikle Quincke''s ödemi olarak isimlendirilmiştir. Ürtiker ve anjioödem o zamanlar can sıkıcı bir problem olarak tanımlanmıştır. Her ne kadar immunolojide belirgin ilerlemeler olmuş, çeşitli ürtiker formları hakkındaki bilgilerimiz artmış, biyopsi çalışmaları ve laboratuar yöntemleri geliştirilmişse de hala gerek nedeni ve gerekse tedavisi yönünden can sıkıcı bir problem olmaya devam etmektedir.
Ürtiker atakları 6 haftadan kısa bir zaman periyodunu içeriyorsa AKUT ÜRTİKER, lezyonlar 6 haftadan daha uzun bir süre ataklar halinde tekrarlayarak devam ediyorsa KRONİK ÜRTİKER olarak adlandırılmaktadır.
Ürtiker sık görülür, populasyonun %10-25 ‘i hayatlarının herhangi bir evresinde ürtiker atağı geçirmektedir.
Ürtiker tüm yaş gruplarında görülebilir, ancak akut ürtiker genellikle çocuk ve genç erişkinlerde, kronik ürtiker ise erişkinlerde ve özellikle orta yaş bayan hastalarda daha sık olarak gözlenmektedir. Tipik lezyonlar, normal deri yüzeyinde kaşıntılı kabarıklıklar şeklinde gözlenir. Lezyonlar 24 saatten kısa sürelerde kendiliğinden kaybolur. Lezyonların büyüklüğü birkaç milimetreden birkaç santimetreye kadar değişebilir ve genellikle farklı büyüklükte lezyonların birlikteliği gözlenir. Ürtiker plakları vücudun herhangi bir bölgesinde oluşabilmektedir, ancak anjioödem genellikler yüz, dil, eller ve ayaklar, ve genital organlarda görülmektedir. Ürtiker ve angioödem hastaların yarısında birliktedir.
AKUT ÜRTİKER ve ANJİOÖDEM
Akut ürtiker ve anjioödem kısa süreli atakları tanımlamaktadır. Bu atakların toplam süresi 6 haftadan kısadır. Genellikle ilaçlara ya da gıdalara karşı oluşmaktadır.
Akut ürtiker –anjioödem atağının gıdalara bağlı olduğu düşünülüyorsa, bunun bir IgE aracılıklı allerjik reaksiyon olup olmadığının ortaya konabilmesi için gıdalarla deri testi uygulanabilir. Ama bu akut ürtikerde genellikle uygulanmayan ve pratik olmayan bir yaklaşımdır. Akut ürtikerde gıdaların etiyolojideki rolünü ortaya koyabilmek için hastanın hikayesi ve önceki tecrübelerinin değerlendirilmesi daha değerlidir. Akut ürtikere neden olan gıdalar sıklıkla kabuklu deniz hayvanları, yerfıstığı, yumurta ve bazı meyvelerdir. Penisilin allerjisinin en sık görülen klinik bulgusu ürtikerdir. Penisilinlere bağlı ürtiker tablosu ilacın alınmasını takiben dakikalar içinde gelişebildiği gibi, bu süre 10 güne kadar uzayabilmektedir. Uzun sürede gelişen reaksiyonlar genellikle serum hastalığı benzeri klinik tablolardır.
Penisilinlerden sonra sıklıkla ürtikere neden olan diğer ilaçlar sülfonamidler, analjezikler, sedatifler, trankilizanlar, diüretikler, antiepileptikler ve radyokontrast maddelerdir. Bununla birlikte tüm ilaçların ürtiker ve anjioödem oluşturma potansiyeli taşıdıkları unutulmamalıdır. Özellikle gözden kaçırılmaması gereken günlük hayatta sıklıkla kullanılabilen aspirin, vitaminler, antigribal ilaçlar ve doğum kontrol haplarının da ürtikere neden olabileceğidir. Akut ürtiker anjioödem nedeni ile ilgili muhtemel diğer bir konu ise enfeksiyonlardır. Çocuklarda viral enfeksiyonların seyri sırasında, erişkinlerde ise Hepatit B virus enfeksiyonlarının erken döneminde ve EBV enfeksiyonu sırasında geçici ürtiker atakları görülemektedir. Bakteriyel enfeksiyonlarda ise akut ürtiker genellikle enfeksiyondan çok, tedavi için kullanılan ilaçlara bağlı olarak görülmemektedir. Parasit hastalıklarında da ürtiker görülebilmektedir.
KRONİK ÜRTİKER ve ANJİOÖDEM
Kronik ürtiker ve anjioödeme neden olan faktörün belirlenme oranı genelde %20’yi geçmemektedir. Yani çoğu olguda neden gizli kalmaktadır.
Gıdalar kronik ürtiker ve angioödem nedeni olarak düşünüldüğünde genellikle gıdalarla deri testi uygulanmaktadır.
Gıdalara bağlı kronik ürtiker-anjioödem düşünülen hastalarda kademeli gıda eliminasyonu ile semptomların seyri değerlendirilebilir. Semptomlar günlük olarak ya da en azından bir hafta içinde birden fazla kez tekrarlamaktaysa, hasta 5 gün süreyle özel bir diyete alınır. Ürtiker kliniğinde değişiklik olmaz ise gıdaların ve gıda katkı maddelerinin sorumlu etken olması ihtimali zayıftır. Ürtiker iyileşir ise hastanın diyetine 2-3 günde bir yeni gıdalar kademeli olarak eklenir. Ürtiker tekrarladığında diyete eklenen son gıda ürtikerden sorumlu etken olarak değerlendirilerek diyetten tamamen çıkarılma yoluna gidilir. Gıda boyalarına, doğal salisilatlara ve benzoik asit derivelerine duyarlılık kronik ürtikere neden olabilir. Diyetten bu maddelerin eliminasyonu faydalı bir yaklaşımdır. Kronik ürtiker ve anjioödem sistemik bir hastalığın bulgusu olarak ta ortaya çıkabilmektedir. Sistemik damar iltihabları klinik olarak klasik ürtikerden ayrılamayacak şekilde kronik ürtiker tablolarına neden olabilirler. Bu nedenle kronik ürtikerli erişkin hastalarda Sistemik Lupus Eritematozus, Sjögren sendromu, romatoid artrit gibi kollagen romatizmal hastalıklar akla getirilmelidir. Kanserlerle birlikte olan kronik ürtiker vakaları da bildirilmiştir. Tespit edilemeyen enfeksiyon odakları da kronik ürtiker nedeni olabilir. Birçok parazit (barsak kurdu) hastalığında da kronik ürtiker görülebilir. Kadın hastalarda menstruel siklusun başlangıç döneminde sıklıkla ürtikerde alevlenme görülmektedir (siklik ürtiker).
Kişinin emosyonel (duygusal) durumu allerjik rinit, atopik dermatit ya da astmada olduğu gibi ürtiker ve anjioödemde de hastalığın seyrini etkilemektedir. Hastanın sorunlarının ya da günlük streslerinin giderilmesi kronik ürtiker tedavisinin başarısını artıracaktır. Son yıllarda kronik ürtikerin önemli kısmında otoimmünitenin (yani bağışıklık sisteminin kendi doku ve hücrelerine karşı reaksiyon göstermesi) rol oynadığı gösterilmiştir. Bunun en önemli ve en sık görülen örneği, otoimmün tiroiditler (tiroid-guatr bezi iltihabları) dır.
KRONİK ÜRTİKERDE TANIYA YÖNELİK TESTLER
Ürtikerde tanıya yönelik olarak yapılması tavsiye edilen birçok test vardır. Fakat hastanın hikayesi ve muayenesi altta yatan bir hastalığı desteklemiyor ise tanıya yönelik olarak yapılacak testlerin sayısı genellikle birkaç taneyi geçmemektedir. Ancak kronik ürtikerli bir hastanın değerlendirilmesinde kullanılacak tetkikler için geçerli kriterler sürekli değişiklik göstermektedir. En doğru olan hekimin elde ettiği verilere göre yapılacak tetkikleri belirlemesidir.
ÜRTİKER ve ANJİOÖDEM NASIL TEDAVİ EDİLİR ?
Akut ya da kronik olsun, öncelikle hastanın mevcut ürtiker ve anjioödem şikayetlerini gidermeye yönelik ilaçlar uygulanır. Ayrıca ürtiker nedeni araştırılır, tespit edilen bir hastalık varsa onun tedavisi yapılır. Kullanılacak ilaçlar ve uygulanacak dozlar hastanın yaşına, mesleğine,günlük aktivitesine ve mevcut şikayetlerine göre değişiklik gösterir. Hekim kontrolünde kullanılması şarttır.