Çeçenistan’da Bitmeyen Cihad
Çeçenistan’da Bitmeyen Cihad
Çeçenler Ruslarla ilk defa 1556 yilinda, Ruslarin Astrahan'i isgal etmeleriyle karsilasmislardir.
2 Ekim 2006, 1999 yilinda baslayan Ikinci Rus-Çeçen Savasi'nin yedinci yil dönümü. Yedi yildir devam eden Ikinci Rus-Çeçen Savasi'nda, Rus ordusu 200 binden fazla Çeçen'i katletmis, on binlerce sivilin yaralanmasina, yüz binlercesinin de evlerini terk etmesine neden olmustur.
SSCB'nin dagilmasindan sonra diger birlik cumhuriyetleri gibi bagimsizligini ilan eden Cehar Dudayev liderligindeki Çeçen Içkeriya Cumhuriyeti, 11 Aralik 1994'te Rus Ordusu'nun baslattigi saldiri ile savasa sürüklenmistir. Rusya, ancak binlerce Çeçen hayatini kaybettikten sonra, 31 Agustos 1996 günü imzalanan Hasavyurt Antlasmasi ile yenilgiyi kabul etmis ve Çeçen topraklarini terk etmistir.
Birinci Rus-Çeçen Savasi'ni sonlandiran bu anlasma ile taraflar "savasin durdurulmasi gerektigini, anlasmazliklarin savas ve çatismalarla düzeltilemeyecegini ve savasin yol açmis oldugu anlasmazliklarin baris yoluyla giderilmesinin en büyük amaç oldugunu" beyan ederek Rusya Federasyonu ve Çeçen Içkeriya Cumhuriyeti arasindaki meseleleri, uluslararasi haklar ve yasalar çerçevesinde, 31 Aralik 2001 tarihine kadar sonuçlandirmayi kabul etmislerdir.
27 Ocak 1997 tarihinde Rusya Federasyonu ve diger ülkelerden gelen bagimsiz gözlemcilerin huzurunda yapilan devlet baskanligi seçimlerini, Hasavyurt Antlasmasi'nin mimari ve Genel Kurmay Baskani olan Aslan Mashadov kazanmis, kendisini ilk ‘tebrik' edenlerden birisi de Rusya Federasyonu Devlet Baskani Boris Yeltsin olmustur.
Boris Yeltsin ile Aslan Mashadov arasinda 12 Mayis 1997'de imzalanan "Rusya Federasyonu ile Çeçen Içkeriya Cumhuriyeti arasinda Baris ve Karsilikli Iliskilere Dair Antlasma"; 12 Temmuz 1997 tarihli "Gümrük Alaninda Karsilikli Isbirligi Anlasmasi"; Rusya Federasyonu, Çeçen Içkeriya Cumhuriyeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti arasinda imzalanan "Bakü-Caharkele-Novorosisk Petrol Boru Hattinin Isletilmesine Iliskin Uluslararasi Anlasma"; ve Rusya Federasyonu ile Çeçen Içkeriya Cumhuriyeti arasinda imzalanan "Ekonomik Isbirligi Antlasmasi" gibi anlasmalar, uluslararasi hukuk açisindan degerlendirildiginde, açikça ilan edilmese de Rusya Federasyonu'nun bu antlasmalarla Çarlik döneminden bu yana "sömürge" durumundaki Çeçen Içkeriya Cumhuriyeti'nin bagimsizligini tanidiginin göstergesidir.
Ancak, "Ruslarla yapilan anlasmanin degeri, üzerinde yazili oldugu kagidin degeri kadardir." sözünü bir kez daha teyit edercesine, Rus yönetimi tarafi oldugu anlasmalardan dogan yükümlülüklerinin hiç birini yerine getirmemis, savasin getirdigi kayiplarin giderilmesine dair verdigi taahhütlere uymamis, petrol boru hatti geçis ücretini dahi ödememistir. Dahasi, 1999 yili Agustos ayinda Rus birliklerinin komsu Dagistan Cumhuriyeti'nde iki köye baslattigi saldirinin akabinde, o sirada resmi bir sifati bulunmayan Samil Basayev'in bu olaya verdigi karsiligi ileri sürerek ve Rusya Gizli Servisi (FSB) tarafindan organize edildigi sonradan kesin olarak kanitlanmis olan Volgograd ve Dagistan'daki bazi apartmanlarin havaya uçurulmasi olaylarini da bahane ederek 2 Ekim 1999 günü bir kez daha Çeçen Içkeriya Cumhuriyeti'ne saldirmistir.
Ikinci Rus-Çeçen Savasi'nin baslangicinin yedi yila vardigi su günlerde, 11 Eylül'den sonra ABD öncülügünde yükseltilen ‘terör karsiti' kampanyadan Putin de mümkün oldugunca yararlanmaktadir. Çeçenistan'daki bagimsizlik savasini bir terör olayi olarak tanitmaya çalisan Putin, Çeçenistan'i basina kapali bölge ilan ederek isledigi savas suçlarini bu sekilde örtecegini düsünmüstür.
Çeçen Savasi'nda Rusya Federasyonu'nun uyguladigi diger bir taktik de, Çeçenleri birbirine kirdirmak, yarattigi vahsetin sorumlulugunu güya kendi aralarinda savasan Çeçen gruplarin üzerine yikmak olmustur. Fakat, bölgede yaklasik 450 yildan bu yana uygulanan akildisi vahset ve zulme ragmen, Çeçenistan'da sömürgecilige karsi verilen savas son 15 yildan bu yana araliksiz devam etmektedir. Dünya medyasinin Çeçenistan'da yasananlari görmezden gelmesi, Rusya'nin özgür basini engellemesi ve parali askerlerini Çeçenistan'in yöneticileri gibi göstermesi, Çeçenistan'in seçilmis mesru devlet baskanlarini art arda katletmesi de bu sonucu degistirememektedir.
Bugün Çeçenistan'in her yerinde isgalcilere karsi verilen mücadele devam etmekte, her gün zorla ya da zengin olma umuduyla parali asker olarak Çeçenistan'a gelen Rus askerlerinin cansiz bedenleri ülkelerine geri gönderilmektedir. Bizlere düsen görev ise Rusya'nin uluslararasi hukuku ve tüm insani degerleri ayaklar altina alan saldirilarini unutmayip her firsatta gündeme getirmek, Çeçenistan'in bagimsizligi için savasanlara siyasi, insani, maddi ve manevi her türlü destegi saglamaktir.
Muktedir ILHAN