Evladina dinini ögretmek

Evladina dinini ögretmek


Bazi kimseler, “Çocuk din dersini, ancak lise, hatta üniversiteyi bitirince ögrenmelidir. Daha önce ögrenirse akli karisir. Fen bilgilerini ögrenmesi ve inanmasi zor olur” diyorlar.

Fen bilgisi, din bilgisinden ayri degildir. Fen bilgisi Islami ilimlerin bir koludur. Islami bilgileri ögrenen fen ilimlerini de ögrenir. Her Müslüman, çoluk çocuguna ve emri altinda bulunanlara dinini ögretmekle sorumludur. Bir hadis-i serif meali:

(Hepiniz, bir sürünün çobani gibisiniz. Çoban sürüsünü korudugu gibi, siz de evinizde ve emriniz altinda olanlari Cehennemden korumalisiniz! Onlara Müslümanligi ögretmezseniz, mesul olursunuz.) [Müslim]

Bir âyet meali de söyledir:
(Ey iman edenler, yakiti insan ve tas olan Cehennem atesinden kendinizi ve çoluk çocugunuzu koruyun.) [Tahrim 6]

Iyilige de, kötülüge de sebep olanlar, yaptiklari ise ortak olurlar. Üç hadis-i serif meali:

(Dinimizde iyi bir çigir açan, bununla amel edenler gibi sevaba kavusur, onlarin sevabindan da hiçbir sey eksilmez. Kim de, dinimizde kötü bir çigir açarsa, onlarin günahi, ona da verilir, o kötü yoldakilerin günahindan hiçbir sey eksilmez.) [Müslim]

(Hayra delalet eden [yol gösteren, sebep olan] o hayri yapan gibi sevaba kavusur.) [Taberani]

(Bir Müslümanin evladi ibadet edince, kazandigi sevap kadar, babasina da verilir. Bir kimse, çocuguna dinini ögretmeyip, günah olan seyler ögretirse, bu çocuk ne kadar günah islerse, babasina da o kadar günah yazilir) [S. Ebediyye]

(Agaç yasken egilir) ve (Demir tavinda dövülür) gibi ata sözleri meshurdur. Her sey zamaninda yapilir. Bir hadis-i serif meali:

(Çocukken ögrenilen sey, tas üzerine kazilan nakis gibi kalicidir. Yaslandiktan sonra ögrenmeye kalkmasi ise, su üzerine yazi yazmaya benzer.) [Hatib]

Bu bakimdan çocuklarimiza ilkönce, dinimizin emir ve yasaklarini ve Kur’an-i kerimi ögretmeliyiz. Daha sonraya birakmamaliyiz. (Helekel-müsevvifun) hadis-i seriftir. Anlami ise, (Hayirli islerinizi hemen yapin. Yarina birakmayin, yoksa helak olursunuz) demektir. Hayirli islerin birincisi ve en önemlisi çoluk çocuguna Islamiyet’i ögretmektir. Her Müslümanin bu birinci görevi hemen yapmasi, yarinlara birakmamasi gerekir.

Teshis ve tedavi
Teshis dogru yapilmazsa tedavi de hem yanlis olur hem de netice vermez. Bir çocuk akil balig olunca yani ergenlik çagina gelince mükellef olur, yani dinimizin emir ve yasaklarina muhatap olur. Imanin sartlarini yani Amentü‘yü manasiyla beraber bilip söylemesi, Islam’in bes sartina inanmasi, geregini yapmasi farz olur. Gusletmesi, abdest almasi, namaz kilmasi farz olur. Anne babalar ve gençler buna dikkat etmezse, hem günaha girdikleri gibi hem de huzur yüzü görmezler.

Ergenlik çagindaki gençlerdeki problemlerin ana sebebi, belki imanlarinin olmayisi, varsa gusletmemeleri ve namaz kilmamalaridir. Çocuk akil balig olunca bunlari bilmezse, inanmazsa, begenmezse mürted olur. Buna sebep olan anne baba da mürted olur.

Yeni müslüman olanin veya akil-balig olan çocugun, önce Kelime-i sehadet söylemesi ve bunun manasini ögrenip, inanmasi gerekir. Bundan sonra, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarinda yazili olan itikad, yani iman edilmesi gereken bilgileri ögrenip, bunlara inanmasi gerekir.

Sonra Ehl-i sünnetin dört mezhebinden birinin kitaplarinda yazili olan fikih bilgilerini, yani Islam’in bes sartini ve helal, haram olan seyleri ögrenmesi ve bunlara inanmasi ve uygun yasamasi gerekir. Bunlari ögrenmek ve uymak gerektigine inanmayan, önem vermeyen mürted olur. Yani kelime-i sehadet getirerek müslüman olduktan sonra, tekrar kâfir olur.

Nikahli müslüman bir kiz, baliga oldugu zaman, Müslümanligi bilmezse, nikahi bozulur. Yani mürted olur. Allahü teâlânin sifatlarini ona bildirmelidir. O da, tekrar etmeli ve (bunlara inandim) demelidir. (Dürr-ül-muhtar)

Ibni Abidin hazretleri bunu açiklarken diyor ki:
Kiz küçük iken, ana-babasina tâbi olarak müslümandir. Baliga olunca, ana babasinin dinine tâbi olmasi devam etmez. Islamiyet’i bilmeyerek baliga olunca, mürted olur. Iman edilecek seyleri isitip de, inanmamis kimse, kelime-i tevhid söylese, yani (La ilahe illallah Muhammedün resulullah) dese, müslüman olmaz. Amentü‘de bulunan alti esasa inanan ve (Allahü teâlânin emirlerinin ve yasaklarinin hepsini kabul ettim, begendim) diyen kimse Müslüman olur.

Her Müslüman, çocuklarina Amentü’yü ezberletmeli, manasini iyice ögretmelidir! Çocuk bu alti esasi ögrenmez ve inandigini söylemezse, balig oldugu zaman Müslüman olmaz, mürted olur.
Sadece Allah’a inandim demek kâfi degildir. Amentü’de bildirilen alti esastan birini, mesela kaderi inkâr eden, kâfir olur, bütün iyi amelleri yok olur. (Redd-ül Muhtar)

Amentü söyledir:
Âmentü billahi ve melaiketihi ve kütübihi ve rüsülihi vel yevmil ahiri ve bilkaderi hayrihi ve serrihi minallahi teâlâ vel ba’sü ba’del mevti hakkun. Eshedü en lâ ilahe illallah ve eshedü enne Muhammeden abdühü ve resülühü.
[Yani, Allah’a, meleklerine, gönderdigi kitaplarina, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayrin ve serrin Allah’tan olduguna, öldükten sonra dirilmeye inaniyorum. Allah’tan baska ilah olmadigina ve Muhammed aleyhisselamin da Allah’in kulu ve son Peygamberi olduguna sehadet ediyorum.]

Her Müslümanin birinci vazifesi, evladina Islamiyet’i ve Kur’an-i kerimi ögretmektir. Evlat nimetinin kiymeti bilinmezse, elden gider. Bunun için Pedagoji [çocuk terbiyesi] dinimizde çok kiymetli bir ilimdir. Islam dinine karsi olanlar, bu önemli noktayi anladiklari içindir ki, “Birinci hedefimiz, gençligin ele alinmasi ve onlarin dinsiz olarak yetistirilmesidir” diyorlar.