Umre Seferi

Hicretin 6. senesi, Zilkâde ayi (Milâdî 13 Mart 628). Resûl-i Ekrem Efendimiz, bir gece rüyâsinda hiç bir korku ve endise duymadan, Ashabiyla birlikte gidip Kâbe-i Muazzama’yi tavaf ettiklerini, kiminin basini kazittigini, kiminin de saçini kisalttigini görmüstü.1

Peygamber Efendimiz, bu rüyâsini anlatinca Ashab-i Kiram, görülmedik bir sevinç ve heyecan izhar etmislerdi. Zira, Muhacir Müslümanlarin Mekke’den Medine’ye hicretlerinin üzerinden alti yil geçmisti. Bu alti yil zarfinda büyüklü küçüklü bir çok hadise cereyan etmisti, ama vatanlarinin hasreti yine de gözlerinde tütüyordu. Dogup büyüdükleri vatanlarina bir gün tekrar kavusacaklarini her an hayallerinde yasiyorlardi. Hasret duyduklari belde alelâde bir yer de degildi. Her gün bes vakit namazlarinda yöneldikleri Kâbe-i Muazzamanin bulundugu mübarek bir belde idi.

Resûl-i Ekrem Efendimizin, “Siz muhakkak Mescid-i Haram’a gireceksiniz” müjdesi bu bakimdan Müslümanlar arasinda büyük bir sevinçle karsilanmisti. Hattâ, hemen o yil gidip Kâbe-i Muazzamayi tavaf edeceklerini zannettiler ve bunu umdular.

Peygamberimizin (a.s.m.), bu rüyâsini Kur’an-i Kerim de bize haber verir.2