3 sonuçtan 1 ile 3 arası

Konu: Şeytanın ilk ameli kibir

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 455.346, Level: 100
    Points: 455.346, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 100,0%
    Overall activity: 100,0%
    Achievements
    SiLa - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    EMEKTAR KURUCU

    .
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Yer
    ISPARTA
    Mesajlar
    18.956
    Points
    455.346
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    nww Şeytanın ilk ameli kibir

    Şeytanın ilk ameli kibir sâikıyla Haktan yüz çevirmesiydi. Unutmayın ki bununla paralel düşenler de şeytan gibi merdûd (reddolunmuş) ve makhûr (kahrolunmuş) olmaktan kurtulamazlar.
    Hazreti Mevlânâ Mesnevî’de şöyle anlatıyor: “Kibir yolunda önde giden, yol gösteren İblis’tir; çünkü mevkî tuzağına ilk düşen, avlanan odur.” (c.5, 1950)
    “Bu hastalık, iblis hastalığıdır; iblis, benliğe kapılmıştı da “Ben, Âdem’den daha hayırlıyım.” demişti. Aslında bu hastalık, her mahlûkun, her insanın nefsinde vardır.” (c.1, 3216)
    “Ey alçak gönüllülük, tevâzû perdesi altında benlik hastalığını gizleyen kişi!.. Birisi denemek kastı ile seni kızdıracak, coşturacak, karıştıracak olursa, içinde pislik bulunan su bulanır da pisliğin rengi meydana çıkar.” (c.1, 3218)
    ŞEYTANIN DÜŞTÜĞÜ FELAKET
    Mahlûkât içinde sadece insanlar ve onlarla birlikte cinler, “nefs” ile mücehhezdirler. Şeytan da Allâh’a âsî olmadan evvel meşhûr bir kanaata göre, “meleklerin hocası” olduğu hâlde, cin soyundan bulunmak itibariyle nefse mâlikti. Bu yüzden, Cenab-ı Hakk’ın Âdem’e secde edilmesi husûsundaki emrine melekler tereddüdsüzce uydukları hâlde, şeytan, bir kıyas yaparak ateşten yaratılmış olan kendisinin, topraktan yaratılmış olan Âdem’e fâikiyetini (üstünlüğünü) iddiâ ile ona secde etmekten imtinâ etmiş ve Allâh’a âsî olmuştur. Allâh Teâlâ şeytana:
    “–Hanginiz üstün?” diye sormadı.
    Ondan, secde emrine itaat etmesini istemişti. Şeytan ise, Cenâb-ı Hakk’ın bu emrini görmezden gelerek bir kıyaslamaya gitti. Bizler de Cenâb-ı Hakk’ın açık emirleri karşısında kaçış yolları arar, cüz’î aklımızla bu emir ve yasakları bertaraf etmek için âciz aklın çârelerine başvurursak, şeytanın düştüğü felâket ve hüsrâna dûçâr oluruz. Meselâ, ribâ ile iş görüp, “Ben bununla zengin olup hayır ve hasenât yapmak istiyorum.” diyenler gibi…
    Yukarıda zikredildiği üzere, nefs engeline takılarak ilâhî emre muhalefet etme yolunda ilk örnek şeytan olduğundan, bu tarzdaki bütün fiillerin kaynağını teşkil eden tekebbür (kibirlenme) şeytana izâfe edilmiş ve bu bâbdaki ameller, “şeytanın amelleri” olarak kabul edilmiştir.
    Mevlânâ, kibir sâikıyla Haktan yüz çevirenleri bu sebeple şeytanın etbâı, yani ona tâbî olanlar şeklinde telakkî ve beyân buyurmaktadır. Şeytanın bu ilk ameline paralel düşenler de şeytan gibi merdûd (reddolunmuş) ve makhûr (kahrolunmuş) olmaktan kurtulamazlar.

    Kaynak: Osman Nuri Topbaş / Âb-ı Hayat Katreleri & Erkam Yayınları

  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 47.246, Level: 100
    Points: 47.246, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 75,0%
    Overall activity: 75,0%
    Achievements
    MaHiR 01 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Co Admin
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Yer
    Bir Boğaz yedi tepe
    Mesajlar
    8.028
    Points
    47.246
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    10

    Standart Cevap: Şeytanın ilk ameli kibir

    Kibir çok zor bir durum...Hiç bir Muhammedin ümmetine getirmersin insallah
    Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
    13.Asrın Müceddidi
    BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 17.393, Level: 84
    Points: 17.393, Level: 84
    Level completed: 9%,
    Points required for next Level: 457
    Level completed: 9%, Points required for next Level: 457
    Overall activity: 99,5%
    Overall activity: 99,5%
    Achievements
    özlem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    prenses
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Mesajlar
    386
    Points
    17.393
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Şeytanın ilk ameli kibir

    Kibir alametleri

    Sual: Hangi vasıflara sahip olan kibirlidir?
    CEVAP
    Kibirden olan işlere birkaç örnek verelim:
    1- Sual soramamak kibirden kaynaklanır. Kibirli, sual sormayı, bilmemenin alameti kabul eder. Sual sorarsam, bilmediğim meydana çıkar der.

    2- Hep kendisine sual sorulmasını, başkasına sorulmamasını istemek, bildiği bilmediği her suale cevap vermeye kalkmak, bilmiyorum diyememek.

    3- Yol sormaktan çekinmek. Yol ve sual soramamak, ayıplanma, kınanma korkusundan ileri gelir.

    4- Âmirinden izin istemeye çekinmek.

    5- Misafir olduğu evde, imamlığa layık birçok kimse varken, ev sahibi izin vermeden imamlığa geçmek, herkesten çok kendini imamlığa layık görmek.

    6- Bir toplantıda, hep kendi konuşmayı istemek, başkalarının söze katılmasından rahatsız olmak, onların kuzu gibi dinlemelerini istemek.

    7- Arkadaşlarına, bir şeyler bildiğini göstermek için, onlara her fırsatta bir şeyler anlatmaya çalışmak, yanlış sandığı şeyleri hemen düzeltmeye, ikaza kalkışmak.

    8- Camide, boşluğu doldur diye, ona buna emir vermek ve emir verilenin de, bundan alınması.

    9- Yaşına bakılmadan, herkesin birbirine abi denmesi âdet olan yerlerde abi diyememek, sadece ismiyle veya “Ali bey, Veli bey†diye hitap etmek.

    10- Övülmekten hoşlanmak, tenkide dayanamamak. Hatasını söyleyene teşekkür edememek.

    11- Hakkı kabul etmemek. Bir şey şöyledir denilince tevil etmeye çalışmak, elli dereden su getirip kabul etmeye yanaşmamak. Hâlbuki hakkı söyleyen çocuk da, cahil de olsa, severek kabul etmeli.

    12- Vesvese etmek de kibirden olabilir. Kendini ihtiyatlı zanneder, herkesin yanlış yaptığını düşünür. Nasihat kabul etmez, vesvesesine devam eder.

    13- Baş olmayı istemek, emir vermekten hoşlanmak. Bazı yönlerini üstün görmek.

    14- İnsanlar yanına gitmekten veya bir şey sormaktan çekiniyorlarsa, bu da kibir alametidir.

    15- Tevazu gösterisinde bulunmak. “Buyursunlar efendim†diyerek aşırı tevazu göstermek. Bendeniz diye konuşmak. Bazı yazarlar bendeniz diyerek insanlara yol gösteriyor, nasihat ediyor. Bende, köle demektir. Köle nasıl nasihat eder ki, nasıl yol gösterir ki? Ona, şunu şöyle yap dense, kabul etmez. Hani bende yani köle idi? Köle hiç itiraz eder mi? Bu, kibrini örtmeye çalışmaktan başka şey değildir.

    16- Kendisi, tevazu olsun diye, bu fakir, bu âciz, bu günahkâr dediği halde, azıcık tenkit edilince, âcizliği, fakirliği kalmayıp öfkelenmek.

    17- Herkese sıkıntı vermek, üzmek. Birini diğerine şikâyet etmek. Başkalarının kusurlarını söyleyerek, kendisinin böyle olmadığını bildirmek.

    18- Tevbeyi geciktirmek, namaz kılmamak, Allahü teâlâya karşı kibirli olmaktır.

    19- Tartışma sonunda, hakkını helal et dense, helal etmemek; bu, hâlâ haklı olduğunu savunmak olur.

    20- Bir toplumda, hep kendi konuşup başkalarının konuşmamasını istemek.

    Netice: Haddini bilmek tevazu, haddini bilmemek kibir alametidir.

    Kibirli miyim?
    Sual: Bir insan kendinin kibirli olup olmadığını nasıl anlar? Kibir, büyük günahların en büyüklerinden olduğuna göre, kibirli kimse salih olabilir mi?
    CEVAP
    Eğer kibirli olduğu açıkça biliniyorsa salih olamaz. Kibrini başkaları da anlıyorsa fâsıktır. Tevazu sahibi densin diye, kibrini, (bu âciz), (bu zavallı), (bu günahkâr), (bendeniz) diyerek gizlemeye çalışıyorsa, başkası anlayamıyorsa fâsık denmez.

    Kibir, Allahü teâlâyı unutmanın alametidir. Kibir her iyiliğe engeldir, her kötülüğün anahtarıdır. Kibir şeytanın sıfatı ve kovulma sebebidir. Güçlü insan mütevazı, âciz insan kibirli olur. Kibirle küfür arasında çok ince bir zar vardır. Kibrin bir adım ötesi küfürdür. Âciz insan, noksanlığını tamamlamak için kibirli olur. Faziletli kimsenin kibirlenmeye ihtiyacı yoktur. Bütün kötülüklerin başı kibirdir. Kibirli olan çok ahmak ve akılsız olur. Kârını, zararını düşünemez. Kibir, şirkin kardeşidir. Kibir taşıyan kafada, akıl bulunmaz. Nefsi aradan çekmeli, kendimizden iğrenmeliyiz. Kendinden tiksinmeyen kurtulamaz.

    Herkes kendinin kibirli olup olmadığını anlayabilir. Mesela şunlar varsa kibirlidir:
    1- İstişare etmiyorsa, danışmıyorsa, soramıyorsa, peki diyemiyorsa, hatasını kabul edemiyorsa, özür dileyemiyorsa, kimseden dua isteyemiyorsa, vara yoğa öfkeleniyorsa, başkalarını beğenmiyorsa, birine yol sorarken bile çekiniyorsa,

    2- Üzerinde hakkı bulunanları, fakirleri, garipleri ziyaret etmiyorsa,

    3- Hep kendini haklı kabul ediyorsa, kendi görüşünün doğru olduğunu anlatmaya çalışıyorsa, haklı olduğunu ispat için deliller buluyorsa, (Şu kitaplarda şöyle diyor, falanca büyük zat böyle buyurdu) diyerek kendisinin haklı olduğunda ısrar ediyorsa,

    4- (Benim dediğim doğru) veya (Benim dediğim olacak) diyerek tartışmaya giriyorsa,

    5- Kibrini örtmek için mütevazı ve edepli gözükmeye çalışıyorsa, (bendeniz), (bu günahkâr), (Biz bu işlerden anlamayız) gibi şeyler söylüyorsa,

    6-
    Emr-i maruf yapılınca, kabul etmeyen, (Allah’tan kork şunu yap, şunu yapma!) denince, eğer kabul etmezse, o kişi nefsine mağlup olmuş, kibre düşmüş demektir.

    7- Herkese sıkıntı veriyor, herkesi şikâyet ediyorsa, [Mütevazı olan ne şikâyet eder, ne şikâyet edilir. Mütevazı ölü demektir. Ölü, kimseyi şikâyet etmez; ölüyü de şikâyet eden olmaz.]

    8- Herkeste kusur, kabahat arıyorsa, onları bilgisiz, cahil, kendini onlardan üstün görüyorsa,

    9- Fırsat buldukça rütbesinden, faziletinden bahsediyorsa. [Mesela, (Ben yüzbaşı iken erlerin namaz kılmasına izin verirdim), (Kaymakamken fakirlere yardım ederdim), (Doktorluğumda, çok garibana ücretsiz baktım, ilaçlarını verdim) diye övünüyorsa vaziyeti iyi değildir.]

    10- Bir kimse, biraz bilgiliyse, ibadet de yapıyorsa, böyle olmayan insanı, adam yerine koymaz, helâk olmuş zavallı biri gibi görür. Kendisi için sevdiğini başkası için sevemez. Hakkı ve hakikati başkalarından duysa kabul etmez. Onların nasihatine, tavsiyesine uymayı nefsine yediremez.

    Bir menkıbe:
    Yeni gelmiş bir talebe, bir gün dergâha girmek isterken, dergâhın köpeği hırlayarak girmesine engel olur. Ne yapsa fayda yok. Köpek, hiç kimseyi içeri sokmaz. Müridin hocası durumu gizlice takip eder. Mürid, köpeğe yaklaşıp, (Sen de, ben de bu kapının birer köpeğiyiz. Çekil de içeriye gireyim) deyince, köpek, kuyruğunu sallayıp çekilir ve mürid de içeri girer. Hocası buna hemen icazet verir. Yıllarca dergâhta hizmet eden talebeler duruma taaccüp edince, hocaları der ki:
    (O, kibretmedi, kendisini köpekten üstün görmedi. Burada bulunuş maksadını anladı ve maksadına kavuştu.)

    Kibir alameti
    Sual: S. Ebediyye’de (Erkeklerin, pantolonu, ayaklarını örtecek kadar uzatması mekruhtur) deniyor. Uzun veya kısa olması niye mekruh oluyor?
    CEVAP
    Eskiden etekleri yere sürümek kibir alametiydi. Pantolonun paçalarının yere sürülmesine günümüzde paspallık dense bile, kibirlilere de benzediği için mekruh oluyor. Bir hadis-i şerifte, (Önceki ümmetlerden kibirli biri, eteklerini yerde sürüyerek yürürdü. Allah'ın gayretine dokunarak, yer bunu yuttu) buyuruldu. (İslam Ahlakı)

    Bunun gibi bir erkek, kadınlara benzemek niyeti olmasa da, küpe, kolye takıyorsa, kadınlara benzemiş olur, caiz olmaz.

    Kadınların da eteklerinin yere sürülmesi caiz değildir. Erkeklere benzemek niyeti olmasa da, kadınların pantolon giymesi de caiz olmaz.

    Eteklerin yere sürünmesi
    Sual:
    Kadınların etekleri veya pardösüleri uzun olup yerlere sürünmesi, erkeklerin de pantolonlarının yere kadar uzun olması uygun mudur?
    CEVAP
    Uygun değildir. Kibir alameti olduğu için, erkekler de kadınlar da, o kadar fazla uzun giymemeli. En fazla ayak üstüne kadar uzun olmalı, hattâ biraz daha kısa olmalı.



    dar vakitlerdeyim,bir uçurumun kenarında,

    çığlığın yara ile buluştuğu yerdeyim,
    tut beni ey hayat tut beni..
    ha düştüm ha düşeceğim...

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •