***
DIŞARDA
Points: 23.513, Level: 94
Level completed: 17%,
Points required for next Level: 837
Overall activity: 99,8%
Achievements

Peygamber’in elinden ilk lokma

Asr-ı saadette biri dünyaya geldiğinde anne sütü verilmeden önce, Efendimiz’in yanına getirilirdi. O (sallallahu aleyhi ve sellem) da bebeğe dua eder, sonra da tahnik yapardı.
Dünyaya şaşkın gözlerle bakan bebeğe dinen ailenin sorumluluklarını bir düşünelim. Güzel bir isim koymak, adını ezan-ı Muhammedî ile birlikte kulağına okumak, dua etmek… İlk aklımıza gelen vazifeler. Bunlara bir de tahniği eklemek gerek. Efendiler Efendisi’nin (aleyhi’s salâtü ve’s selâm) sünnetlerini tatbik etmiş olacağız böylece. Bu, henüz doğmuş bebeğin damağına anne sütünden önce hurma sürmek demek. Bir başka ifadeyle dünya lezzetleri içinden ilk olarak hurma ile tanışması anlamına geliyor. Asr-ı saadette biri dünyaya geldiğinde anne sütü verilmeden önce, Alemlere Rahmet Peygamberi’nin yanına getirilirdi. O da bebeğe dua eder, sonra da tahnik yapardı.
Malumunuz olduğu üzere yeni doğanların ağızlarında zararlı ya da faydalı hiçbir bakteri bulunmuyor. Hatta üç aya kadar da ağızlarında fazla bakteriye rastlanmıyor. Dr. Aslan Mayda, ‘Tıbb-ı Nebevi çalışmasında meselenin fizyolojik yönünü açıklıyor. Mayda, Merhamet Peygamberi’nin (sallallahu aleyhi ve sellem) yeni doğan bebeğin ağzında koruyucu mikroorganizmalar oluşması için bunu yaptığı kanaatinde. Dahası bu esnada tat alma duyusu faaliyete başlıyor. Yutma refleksinin ortaya çıkması için de uygulamanın önemli olduğunu hatırlatmakta fayda var.
“Ensarın hurma sevgisine bakınız”
“Neden anne sütü değil de hurma?” diye düşünülebilir. Hemen açıklık getirelim. Hurma başlangıçta anne sütünde bulunmayan aminoasitlere takviye oluyor. Böylelikle yeni doğan enerjisinin büyük bölümünü hurmadan alabiliyor. Nebiler Nebisi’nin tahniği nasıl yaptığını, Hazreti Ebu Bekir’in kızı Esma validemizden öğrenebiliriz: “Hamilelik müddetinin sona erdiği günlerde hicret niyetiyle Mekke’den çıktım, Medine’ye gelirken Kuba’da konakladım, Abdullah’ı orada doğurdum. Onu, Peygamber’e (aleyhissalatu vesselâm) getirip kucağına koydum. Bunun üzerine Resûlullah bir hurma istedi. Onu çiğneyip çocuğun ağzına verdi. Böylece çocuğun ağzına ilk giren şey o oldu. Sonra, çiğnediği hurmayla çocuğun damağını iyice ovuşturdu. Daha sonra dua edip, bereket ve saadet dileğinde bulundu.”
Peygamber Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem), göz nuru torunları Hazreti Hasan ve Hazreti Hüseyin’e de tahnik yaptığı biliniyor. Medine’nin acve hurma*sıyla zemzem suyunu ağzında yumuşatarak onlara verir. Enes ibn Malik Hazretleri ise bir başka tahnik örneğini rivayet eden sahabi. Annesi Ümmü Süleym bir erkek çocuk dünyaya getirir. Onu oğluna verir ve “Ey Enes! Sen bu çocuğu Hazreti Peygamber’in huzuruna götürünceye kadar hiçbir kimse ona süt emzirmesin!” der. Enes ibn Malik, kardeşini Efendimiz’in yanına getirir. “Ümmü Süleym mi doğurdu?” diye sorar. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’nin acve hurmasından bir hurma ister. Onu kendi ağzında eritinceye kadar çiğner sonra da bebeğin ağzına verir. Dilini dudakları üzerinde gezdire gezdire yalanmaya başlayınca İki Cihan Serveri, yanında bulunanlara latife eder ve ‘Ensar’ın (Medinelilerin) hurmaya olan sevgisine bakınız!’ buyurur.
Tahnik kelime anlamıyla hurmanın damakta ezilmesi demek olsa da işin manevî yönü ağır basıyor. Bedreddin el-Aynî’ye göre hurma ile besleme, çocuğun inançlı olmasını sağlama ve Allah’tan lütuf beklentisi içinde olma düşüncesinin delili. Çünkü Resûl-i Ekrem bu meyve ile mü’min arasında benzerlik kurar. Hurmanın çekirdeğinin dahi faydalı olması inananın da her yönüyle yaşadığı toplumun yararına çalışacağını izah eder. Bu bakımdan yeni doğana dualar eşliğinde hurma verilmesini onun ruh ve beden sağlığı için fiilî dua hükmünde görür büyük âlim. Salih bir kulun tatbikiyle karakter eğitiminin ilk adımı da atılmış oluyor. Boğazdan geçen ilk lokmanın helal olması, ahir ömür boyunca aynı yolda gidileceğinin nişanesi.
Kimler tahnik yapmalı?
Tahniğin manevî kanadı göz önüne alınarak sünnete uygun yaşayan ağzı dualı kişilerin bu vazifeyi ifa etmesi tavsiye ediliyor. Öte yandan çürük ve kirli dişi olmayan, bademcik iltihabı ve ağız hastalıkları bulunmayan birinin gıdayı temiz ağzıyla iyice çiğnemeden sadece ıslatarak damağa sürmesi gerekir. Bu iş için bazen zemzem de kullanılabilir. Tahnikle birlikte minik için hayır duada bulunmak ve adını koymak sünnet.

Görmesekte birbirimizi,
Duyamasakta seslerimizi,
Sakın haa ayrıyız sanma,
Üzme güzel yüreğini, çaresiz yanma.
Bir kere gönle giren vuslatı bekler değil mi?
Söylesene; ayrı yerlerde olsakta baktığımız aynı gökyüzü değil mi?