Onlar, çok hassas bir hayat yaşıyorlardı
Sahabe-i kiram devrinde Allah’ın rızasını kazanmak en birinci esastı.
Allah’ın rızası karşısında bir müminin, Allah ve Rasûlü’ne tercih
edeceği hiçbir şey yoktu. Hatta onlar, sevgi ve alakasından az
kuşkulandıkları zaman kendilerine münafık nazarıyla bakıyorlardı. İmam
Kastalani’nin ifadesiyle, içinde Hz. Ömer ve Hz. Aişe Validemizin de
bulunduğu yirmi kadar sahabi, kendilerinde nifak sıfatı var endişesini
taşıyorlar ve korkuyorlardı. Âkıbetinden endişe edilen insan, emin
olan, “Her şeyim yerinde ve cennetin en güzel yerine gireceğim”
düşüncesinde olan, yani korkmayan insandır. Onlar devamlı
korkuyorlardı ve içlerinde derin bir endişe vardı.
Sahabenin, Allah’a fevkalade bir bağlılığı vardı. Onlar, küfre ve nifaka
götüren şeylerden, yılandan çıyandan korkar gibi korkuyorlardı. Allah
rızasından başka hiçbir şey düşünmüyorlardı. Onlar, din adına, dinin
bir tek meselesini terk etmekten endişe ediyorlardı.