Bir yalan olayım, gerçeğin karşısında kalayım.
Söylenmemiş bir söz, gidilmemiş bir şehir, tutulmamış bir kalem , yazılmamış mektup gibi eksik ve histerik.
İmkansızın peşindeyim. Kimseler anlamasa da anlatmak zorundayım. Bağışlayın.
Bir yaşantı verildi; sana kalan hayattan, çocukluk anılarından, ailenden, sevgililerinden, arkadaşlarından, vatanından, gençliğinden, geçmişinden, geleceğinden ve bir başına bırakıldın nasıl başa çıkayım bölük pörçük hayatım. Bir araya getirmeye çalışıyorsun çoğunluk uykularında. Çaresiz.
Uyusam, uyumaya değmez. Konuşsam, konuşmaya değmez. Ağlasam, ağlamaya değmez. Yaşasam, yaşamaya değmez. Bir hayat var. Zorluyor seni, sınırlarını. Bir insanın sınırları bu kadar değişken iken nasıl hükmetsin insan kendine.
Hasta mısın? diye, soruyorlar. Nasıl diyeyim onlara yüreğimden hastayım, diye. Nasıl anlatırım, nasıl inandırırım soranları. Kendime bile bu kadar yabancıyken. Neymiş Kafka'nın dediği gibi: Hayat yaşantı aramak değil, kendimizi aramaktır.
Alıntı....