Şazeli Yolu’nun Kurucusu

12. Yüzyılda, Kuzey Afrika’da yaşamış Allah dostlarının büyüklerinden, kâmil mürşitlerdendir. Şazilîyye adı verilen tasavvuf yolunun kurucusudur.

İmam Şâzilî, 593/1196 tarihinde dünyayı teşrif etmiş ve 63 yıl çok bereketli bir ömür sürmüş olup altmış üç yıllık bu bereketli ömrünü, hac seferleri ve seyahatleri hariç, Mağrip, Tunus ve Mısır topraklarında geçirmiştir. Namı, daha ziyade Tunus yakınlarındaki Şâzile beldesinde iştihar ettiğinden dolayı da “Şâzilî” unvanıyla meşhur olmuştur. Nesli itibariyle Hazreti Resûlullah Efendimizin evlatlarından olup şeriftir.

Aramış ve aradığı için de bulmuştur

Erken yaşlardan itibaren tasavvufî bir hayatın peşine düşen Şâzilî Hazretleri, kıymetli hocalardan dersler almış ve bu dersler neticesinde dinî ilimlerde yetkinlik kazanmıştır.

Hem Şer’î hem de fennî ilimlerde münazara yapabilecek bir seviyeye ulaştıktan sonra tarikata girmiştir. İşte, tam da bu dönemde daha çok dağ başlarındaki mağaralarda insanlardan uzak bir hayat yaşayan ve ona hayatının en büyük dersini veren, kıymetli hocası Ebû Muhammed Abdusselâm b. Meşîş Hazretlerini bulmuştur. (Abdusselam b. Meşiş hazretleri, İbn-i Beşîş ismiyle de bilinir.)

Bu olay şöyle anlatılır: “Bir defasında, Irak'a giderek buradaki âlimlerden Ebu'l-Feth Vâsıtî'nin sohbetlerinde bulundu. O sıralar, zamanın en büyük velisini arıyordu. Bir gün, Ebu'l-Feth Vâsıtî hazretleri ona dönerek; “Sen onu Irak'ta arıyorsun. Hâlbuki aradığın kimse, senin memleketindedir. Oraya dön, orada bulacaksın” buyurunca, memleketine geri döndü.

İbn Meşîş kuddise sirruhuya intisâb etmek için onun yaşadığı dağın eteğine gelerek, önce oradan çıkan kaynak suyu ile boy abdesti alır. Sonra tevbe ve istiğfarda bulunur. İnsanlar arasında değer ölçüsü kabul edilen; ilim ve amel gibi maddî manevî rütbelerin hepsini kendisi için yük sayarak kalbinden atar. Böylece kendi engin mülahazalarına göre, cismen ve ruhen temizlenmiş olur. Arkasından dağa tırmanmaya başlar.

Tırmanırken, Şeyh Absüsselâm b. Meşîş hazretleri tarafından karşılanır. Sonra ona intisap eder ve dağ başındaki mağarada, şeyhinin yanında kalarak, manevi yolculuğuna ilk adımını atar. Bu sırada, yaklaşık olarak yirmi altı yaş civarında, bir hayli gençtir.

İrşada başlaması

İbn Meşîş kuddise sirruhu, sağlam Kitap ve Sünnet bilgisiyle onu doyurup velâyet ve keramet feyzinden sirayet ettirerek, tasavvufî yönden yetişmesini sağlamıştır. Şeyhinin yanından ayrıldıktan sonra da onun emriyle irşada başlamıştır. İmam Şâzilî’nin irşad faaliyetlerinin ana unsurunu; umuma açık yaptığı vaazlar, müderrislik hizmetleri (talebe yetiştirmesi) ve hususî tasavvuf ve tarikat dersleri teşkil etmiştir.

Hasan-ı Şâzilî kuddise sirruhu ayrılacağı zaman, mürşidi İbn Meşîş kuddise sirruhu ona şöyle vasiyet etmiştir: “Hak Teâlâ’yı bir an unutup gaflette olma. Dilini halkın diline ve kalbini halkın kalbine benzetmekten sakın! Bütün uzuvların ile İslam’a uy, İslam’a uygun olmayan şeylerden sakın. Farzları yerine getirmeye devam et. İşte o vakit, Allah-u Teâlâ’nın veliliği sende tamam olur. Allah-u Teâlâ’nın haklarını yerine getirmekten başka hiçbir şeyi halka hatırlatma. İşte, o zaman verâ ve takvaya, yani haram ve şüphelilerden kaçmaya tam uymuş olursun.”

Ebu'l-Hasan-ı Şâzilî hazretleri Şâzile kasabasına yerleştikten sonra, birçok mihnet ve sıkıntılara maruz kaldı. Bunun üzerine, İskenderiyye'ye hicret edip yerleşti. Doğudan ve batıdan binlerce âlim ve Allah âşığı sohbetlerine akın etti.

Bunlar arasında, devrinin büyük âlimlerinden İzzeddîn bin Abdusselâm, Takıyyuddîn bin İbn-i Dakîk-ül-Iyd, Abdulazîm Munzirî, İbn-us-Salâh, İbn-ul-Hâcib, Celâleddîn bin Usfûr, Nebîhuddîn İbni Avf, Muhyiddîn bin Surâka ve Muhyiddîn-i Arabî'nin talebesi el-Âlem Yâsîn gibi ulemanın seçkinleri de vardı. Ayrıca Kadı’l-Kudât Bedreddîn İbni Cema’a da sohbetlerine katılmakla övünürdü.

Ebu'l-Hasan-ı Şâzilî kuddise sirruhu, Ebu'l-Abbâs-ı Mürsî kuddise sirruhu gibi evliyanın büyüklerinden birini yetiştirmiştir.

Evrâd ve ezkârları ile meşhurdur


İmam Şâzilî kuddise sirruhu çok dua eder, gecenin ilerleyen vakitlerine kadar evrâd ve ezkâr ile meşgul olurdu. Vefat ettiği gece bile bu âdetini terk etmemişti. O’nun tasavvufî hayatında dua ve zikrin önemi çok büyüktü. Günün değişik vakitleri için tahsis edilmiş duaları vardı. Evrâd, ezkâr ve dualarının büyük bir bölümünü kendisi tertip etmiştir.

Hazreti Şâzilî’nin sağlığında sadece “hizb” diye bilinen bu duası onun en önemli hizbi olduğu için daha sonraları “el-Hizbu’l-Kebir” diye anılır olmuş ve öylece şöhret bulmuştur. El-Hizbu’l-Kebir, Hazreti Şâzilî’nin, “Kim bizim hizbimizi okursa, bize olan lütuflar ona da olur” dediği hizbidir.


Yolunun esasları ve edebleri

Ebu’l-Hasan-ı Şâzilî hazretleri, talebelerine, yollarında süluk etmenin beş düsturu olduğunu şöyle beyan ettiler: “Yolumuzun esası beş şeydir:
1- Gizli ve aşikâr, her halükârda Allah-u Teâlâ’dan korku hâlinde olmak.
2- Her hal ve ibadetinde, Peygamberimizin sallallahu aleyhi vesellemin ve Ashab radıyallahu anhumun gösterdiği doğru yola uyup bidat ve sapıklıklardan sakınmak.
3- Bollukta ve darlıkta, insanlardan bir şey beklememek.
4- Aza ve çoğa razı olmak.
5- Sevinçli veya kederli günlerde, Cenâb-ı Hakk’a sığınmak.”

Hasan-ı Şazilî kuddise sirruhu, tarikatının edeplerini ise şöyle izah etmiştir: “Bizim yolumuzda olan talebe, din kardeşlerini, arkadaşlarını, son derece merhametle gözetmeli, onlara son derece hürmet etmelidir.

“İçlerinden birini kendisine sohbet arkadaşı seçmeli; bu arkadaş gaflete düştüğünde seni uyandırmalı, ibadette tembelliğe düştüğünde seni heveslendirmeli, aciz kaldığın yerde sana yardım etmeli ve sen doğru yoldan kaydıkça seni doğru yola çekmeli, sana nasihat vermeli, kötü harekette bulunduğunda veya bir günah işlediğinde, sana uymayıp vazgeçirebilecek vasıflarda olmalıdır.

“Arkadaşlarına gelebilecek eziyetlere mâni olmalısın. Güzel ahlâk edinip, şefkat ve merhamet üzere bulunmalısın. Hak Teâlâ’ya, itaat ve ibadeti, bu yola hizmeti gözetmeli ve buna sımsıkı sarılmalısın. Lüzumsuz şeylerle gözü meşgul edip gönlü dağıtmamalısın. Zira bu, insandaki şehvet kuvvetini arttırır.”

Eserleri: 1- Hizbu’l-Bahr; Kıymetli evrad ve ezkar ve istiazelerin bulunduğu bir dua kitabıdır. 2- El-İhtisâs min-el-Kavâidi’l-Kur’âniyye vel-Havâs, 3- Risâletu’l-Emîn li-Yencezibe li-Rabbi’l-Âlemîn, 4- El-Cevâhiru’l-Masûne, 5- El-Leâli’l-Meknûne, 6- Kıyâfetu’t-Tâlibi’r-Rabbânî li-Risâleti Ebû Zeyd el-Kayravânî,
7- El-Mukaddimetu’l-İzziyye lil-Cemâati’l-Ezheriyye.

Allah bereketlerinden bizleri de nasiplendirsin. (el-Fatiha)


DERVİŞ ENES KIR