"Kur'ân... Bu, o kitaptır ki onunla Müslümanlar Avrupa'ya hâkim olarak girmişlerdir. Fenikeliler Avrupa'ya tüccar, Yahudiler Avrupa'ya mülteci veya esir olarak girdikleri halde Müslümanlar Avrupa'ya hakim olarak girmişler. Ve bu Müslümanlar Kur'ân yardımıyla Avrupa'ya irfan meselesini taşımışlardır. Filhakika Müslümanlar Garplılara ve Şarklılara felsefe, tıp, hey'et, şiir öğretmişlerdir. Yunanın ölü dimağına ve ölü irfanına hayat vermişler, bütün dünyayı cehalet karanlıkları ihata etmişken hertarafa nur ifaza eylemişler ve bu itibarla bu insanlar ulûm-u cedidenin temellerini atmışlardır."
Musevi âlimlerinden Emanuel Düeş
İngilizce ouarterly Revue mecmuasının
254'üncü numarasında İslâmiyet
serlevhasiyle yazdığı makaleden
"Müslümanlık, Afrikalıları medenileştirmiş, onları sanayi,ticaret vesair işleri inkişaf ettirmeye sevk etmiştir. Müslümanların irşadıyla ve İslâmiyetin tesiriyle Afrika'nın her tarafında muhteşem şehirler tesis olunmuştur. Avrupalı seyyahlar buraları ziyaret ederek onları hemşehrilerine tavsif ettikleri zaman, Avrupalılar bunların ihtişamına inanmak istememişlerdir."
İslâm tebliği adlı eserinden
"İnsanlığa hizmet, Müslümanlığın şiarı ve medar-ı iftiharıdır. Bundan dolayıdır ki Müslümanlık cihanşümul uhuvvet esaslarını ihtiva ve muhafaza
(Sh: N-136)
etmiştir. İnsanlık bu esası kabul ve onunla âmil olduğu zaman mesut olacaktır."
Hindistan'ın milli rüesasından Saroçni Neyda
namındaki büyük kadının Londra'daki Voking
camiinde Müslümanlara hitaben irad ettiği ve
İslâm mecmuasının 1920 senesinin Kânunusanisi
nüshasında intişar eden nutkundan...
***
"İslâm çocukları, tahsillerine Kur'ân'la başlıyorlar. Çünkü Kur'ân, bütün dini, dünyevî hakikatlerin menbaıdır. Fakat bu mekteplerin yanlarında, yine Kur'ân'ın ilhamiyle, felsefe ve hikmet medreseleri vücut bulmuş, bilâhare bu medreseler, darülfünunlar olmuştur. Bundan dolayıdır ki Afrika'nın bugün bile dünyanın en karanlık noktası tesmiye olunan köşeleri fikri maddî terakkiler itibariyle muasırı olan Avrupa memleketlerinden çok yüksek bulunuyordu."
Müslümanların asri medeniyet
üzerindeki tesiratı hakkında
bir nutuk irad eden H.S.Leader'in
"İslamiyetin intişar ettiği sahalarda milletlerin seviyesini yükseltmek hususundaki büyük himmetlerini nazar-ı dikkate almamak mümkün değildir. Bu din sayesindedir ki Afrika zencileri medeniyetin ruhunu temsil edebilmişler ve aralarındaki adli ve medeni idare tesis etmişlerdir. Müslümanlık bu akvam arasında bir hars ve bir medeniyet vücuda getirmiştir. İslâmiyetin istinatgâhı Kur'ân'dır. Ve bu Kur'ân, bir berat-ı necattır."
Mister Y.Moreyl'in 1922'de Şimal Nicer hakkındaki irad ettiği nutuktan
"Kur'ân'ın Medine'de nâzil olan âyetleri, İslâm cemiyetini idare eden ve doğru yola sevk eden âyetlerdir."
Stanley Lenpal'in Kur'ân'dan intihaplar adlı eserinden
"Kur'ân, dün olduğu gibi, bugün de mütemadiyen mütezayit insan kütlelerinden sadakat ve ve teslimiyetle karşılanmaktadır. Kur'ân, putperestlik aleyhinde müttehid bir cephe vücuda getirmiştir.
Müslümanlık ve Akdeniz Diyanetleri
"Müslümanların medeniyet, hendese, hey'et, mimarî, sanayi-i nefise ve felsefeyi inkişafa sevk eden zaferler, ancak Kur'ân'ın insanları birleştirerek onları fazl-ı irfan servetini elde etmeye sevk etmesinden ileri gelmektedir."
İngiltere'nin en büyük mütefekkir ve
muharrirlerinden H.G. Wells
"Müslümanların dini, Kur'ân dinidir. Bu din, müsâlemet, emniyet ve huzur dinidir."
Piskopos Volter Meron'un Müsalemete En
Doğru Yol adı ile Petersburg kilisesinde irad
"Kur'ân'da siyasi riyakârlığı zerre kadar ifade eden hiçbir kelime yoktur. Vest Minister gazetesinin pek haklı olarak söylediği veçhile, şarkta müstebit hükümdarları ve cebbarları zulüm veceberuttan men'eden birşey varsa o da onların karşılarında korkusuz ve lekesiz bir mürşidin okuduğu bir Kur'ân âyetidir.
"Kur'ân, ihraz ettiği neticeler ve en muktedir iyi insanların dimağları üzerinde icra ettiği tesirlerle muhakeme olunduğu zaman dünyanın en mukaddes ve en mükemmel kitabı olduğu anlaşılır."
Leonard'ın İslâmiyet ve Ahlâki
ve Ruhani Kıymeti eserinden
"Kur'ân'ın kadir ve kıymetini, azametini, faziletini ve birçok nokta-i nazarlardan güzelliğini inkâr etmek akıl ve mantıktan mahrum olmak olur."
mecmuasının 13 Nisan 1922
"Son bin üç yüz senelik buhranlar ve ihtilâller içinde Kur'an Türklerin, İranlıların ve Müslüman Hintlilerin kitabı olarak payidar olmuştur."
Sel'in Kur'ân tercümesinin son tab'ına yazdığı
(Sh: N-137)
"Kur'ân, insanlara mükemmel bir terbiye dersi verdikten başka, onlara hayat-ı hususiyelerinde ahlâklı, âlicenap, hayırperver, cesur ve şeci olmayı ve bütün Müslümanları sevmeyi öğretmektedir."
İslâm mecmuası 1916 senesi
"Hakikat-ı halde imanın hakikî kitabı, fikre itminan veren kitap, ancak Kur'ândır."
Pencapt'a Sih mezhebinin müessisi Baba Nanak'ın
Genem Sakihi adlı eserinden...
Müslümanlık, medeniyetin meş'alkeşi olan Kur'ân'a müstenittir. İslâmiyetin başlıca hususiyeti, hars ve medeniyetin esası, belki de en büyük rüknü olmaktır."
Doktor İsaac Taylor'un Taymin gazetesinde
intişar eden bir konferansından
***
İslâmiyetin başlıca muvaffakiyeti, esasatını tatbike muvaffak olmasıdır."
***
Kur'ân her asırda izini bırakmaya namzettir." Mr.RodWeal, Kur'ân'ın İngilizce mütercimi
***
"İslam orduları Suriye'yi fethettikleri, yahut muzaffer bayraklarını Afrika'ya diktikleri, yahut Karadenize vardıkları zaman, Kur'an hep beraberlerinde idi. Bundan dolayıdır ki Müslümanlar fethettikleri memleketlerde mezalim irtikâp etmemişler ve bir millete Müslümanlığı kabul ettirmek için onu kılıçtan geçirmemişlerdir."
***
"Kur'ân, Müslümanlara bir faikiyet hissi vermiştir. Bu, öyle bir histir ki büyük milletleri terakkiye sevk eden en büyük kudret olmuştur."
***
Daha çoklar var, şimdilik bu kadar yazıldı.
* * *