1496- Enes (r.a)’ten rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v) yağmur duası dışında hiçbir duada ellerini kaldırmazdı. Burada da koltuklarının beyazlığı görünecek şekilde kaldırdı.” (Buhârî, İstiska: 21; Dârimi, Salat: 189)
1497- Âb-ıl Lahm (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Ben Rasûlullah (s.a.v)’i Ahcar-üz Zeyd denilen yerde ellerini kaldırmış durumda yağmur duası yaptığını gördüm.” (Buhârî, İstiska: 21; Dârimi, Salat: 189)
1498- Enes b. Malik (r.a)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Cuma günü mescidde idik, Rasûlullah (s.a.v)’de hutbe okuyordu. Bir adam kalkarak şöyle dedi: “Ey Allah’ın Rasûlü! yollarda hareket kalmadı, kimse gelip gitmiyor, hayvanlarımız helak oldu, memlekette kuraklık baş gösterdi, yağmur yağdırması için Allah’a dua et.” Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v) ellerini yüzü hizasına kadar kaldırarak şöyle dua etti: “Allah’ım, bize yağmur ver” Allah’a yemin olsun ki; daha Peygamber (s.a.v), minberden inmeden bol yağmura kavuştuk, o günden diğer Cumaya kadar yağmur yağmıştı. Ertesi Cuma bir adam daha kalktı -o adam mıydı bilmiyorum- Ey Allah’ın Rasûlü! yollardan sular dolayısı ile yürünmüyor, mallarımız çok sudan dolayı mahvoldu. Yağmuru durdurması için Allah’a dua et dedi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v): “Allah’ım, bizim üzerimize değil çevremize gönder, dağlara, ormanlara yağdır” buyurdu. Enes diyor ki: Allah’a yemin olsun ki Rasûlullah (s.a.v) böyle dua eder etmez bulutlar parçalandı ve bulut görünmez oldu. (Muvatta', İstiska: 1; Ebû Davud, Salat: 260)