Konu: Benim Söylemediğim Bir Sözü Söylemiş Gibi Anlatmak

Ben bir şey söylemediğim halde, sanki söylemişim gibi söylemek, kendi sözlerine delil kazandırmak için benim ağzımdan konuşmak hususunda bazı şeyler duyuyorum. Benim söylemediğim sözleri sanki söylemişim gibi insanlara anlatanları şimdi affediyorum. Ama onlar kendilerine çok dikkat etsinler. Çünkü bu sözler sebebiyle kendilerine inanan ve o sözlerle amel eden kimselerin veballeri bu kişilere aittir.
Netice olarak kendime ve sizlere şunu söylemek istiyorum ki, dünya çok kısa ve geçicidir. Bu kısa olan zamanda nefsimizi tatmin etmek için bu büyük zararların içine girmekten titizlikle kaçınmamız lazımdır. Bazı insanlar camilere, sohbet meclislerine gittikleri zaman, şeytan ve nefs: "Sen bunu devamlı olarak yapamazsın, zordur. Evinde oturmak, arkadaşlarınla sohbet etmek varken, orda ne işin var." diye kalbe vesveseler vererek, insanı hayır yollarından geri bırakıyor.
Bunu da, mü'min kardeşinin hatalarını görmeyi, ona küsmeyi ve kin beslemeyi sebep yapmak suretiyle, yerine getiriyor. Şeytan ve nefsin bu hilesine karşı uyanık olmak lazımdır. Bizim çaremiz, Allah-u Zülcelal'in taat ve ibadetinin yapıldığı yerlere, hayır meclislerine devam etmektir. Bu gibi yerlerden uzak kaldığımız zaman, şeytanın peşine düşüp günah işlenen yerlere gideriz -neuzubillah- bu da ahiret hayatımız için çok büyük bir tehlikedir.
Hepimiz elimizi vicdanımıza koyalım. Birkaç kişi, bir yerde oturup sadece Allah-u Zülcelal'den, Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den ve Allah-u Zülcelal'in rızasına giden cennet yolundan bahsetseler ve başka insanların gıybetini yapmaktan, kusurlarını araştırmaktan uzak dursalar ve kendi kusurlarını düzeltmek için çalışsalar; birkaç kişi de bir yerde oturup, başka insanların kusurlarını konuşup gıybet yapsa, fitne ve fesat çıkarsalar ve kendi kusurlarını hiç görmeseler; bu iki cemaatin yaptıklarının kendi üzerlerinde nasıl etki bıraktığını açıkca karşılaştırırsak, aralarında dağlar gibi fark olduğunu görürüz.
Yine bir kişi, bizim yanımızda başka birisinin hakkında konuştuğu zaman, konuştuklarının hepsi yalan dahi olsa, bizim üzerimizde bir etki bırakır. Yani kalbimizde o kişi hakkında küçükte olsa kin, buğzetme gibi haller olur. İşte gıybetin, fitneciliğin ne kadar kötü olduğunu kendimizde bununla tecrübe edebiliriz. Nasıl bir kimsenin, bizim hakkımızda konuşup başka insanların bize buğzetmesine, kin duymasına sebep olmasından rahatsız oluyorsak, bizim de kendimizi bundan muhafaza etmemiz lazımdır. Çünkü biz nasıl rahatsız oluyorsak, başkalarının hakkında konuştuğumuz zaman o kişilerde rahatsız olmak tadırlar.
İslam dininde, mü'minlerin birbirlerini Allah için sevmeleri ve ziyaret etmeleri kadar kıymetli birşey yoktur.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir Hadis-i Şerifte şöyle buyurmuştur:
"Bir kimse Allah için kardeş olduğu birini ziyaret etmek için yola çıktı. Yolda bir melekle karşılaştılar. Melek, 'Nereye gidiyorsun?' diye sordu. Adam: 'Falan kimseyi ziyarete gidiyorum' dedi. Melek: 'Aranızda bir akrabalık, bir kan bağı var mı?' diye sordu. Adam: 'Hayır!' dedi. Melek: 'Öyleyse onu niçin ziyarete gidiyorsun?' diye sordu. Adam: 'Ben onu Allah için seviyorum. Onun için de ziyarete gidiyorum!' dedi. O zaman melek: 'Sana müjdeler olsun, Allah seni de onuda seviyor!' dedi. (Müslim)
Bakınız! Bu ameller, ne kolay amellerdir. İnsan, bu vasıflarla kendisini süslerse, bu hasletler cennet yolunun üzerinde onun elinden bir rehber gibi tutup, Allah-u Zülcelal'in rızasına götürür.
Bu kolay olan amelleri yapmamak, insan için çok büyük bir eksikliktir.

Seyda Muhammed Konyevi (K.S)

Allah (c.c) razı olsun. Emeğinize sağlık.

Bakınız! Bu ameller, ne kolay amellerdir. İnsan, bu vasıflarla kendisini süslerse, bu hasletler cennet yolunun üzerinde onun elinden bir rehber gibi tutup, Allah-u Zülcelal'in rızasına götürür.
Bu kolay olan amelleri yapmamak, insan için çok büyük bir eksikliktir.

Emeğine sağlık zümrüt abla

Rabbim ebeden razı olsun