***
DIŞARDA
Points: 47.246, Level: 100
Level completed: 0%,
Points required for next Level: 0
Overall activity: 75,0%
Achievements


El-Müteâlî (c.c)
EL-MÜTEÂLÎ (C.C.)
“Noksanlıklardan yüce ve münezzeh, künhüne erişilmesi mümkün olmayan.”
Meselâ: Bugün padişah olan birinin yarın tahtından kara toprağa inmesi mümkündür, en zengin adamın en fakir hale gelmesi de yine mümkün.
Tarihimizde Genç Osman diye bilinen ve Yedikule Zindanlarında boğdurulan talihsiz padişah son anında şöyle haykırmıştır:
“Hey ağalar! Görün dünyanın halini, daha sabahleyin padişah iken, mal ve mülkümün had ve hesabı yokken, şimdi on akçelik bir servete mâlik değilim.
Üstelik canıma da mâlik değilim!”
İnsanlar yücelerden ta diplere inebilir, başkalarına muhtaç olabilir.
Servetler, saraylar, saltanatlar elden gidebilir.
Yani yaratılmışlar bir halde kalmaz.
Ancak Aziz ve Celil olan Allah böyle şeylerden münezzehtir ve onun hakkında böyle bir ihtimâl düşünülmesi mümkün değildir.
O öyle bir Allah'tır ki, yerler, gökler, güneşler, aylar O'nun emr ü fermanına râm olmuştur.
İstemekle O'nun mülkünden bir şey eksik olmaz.
İsteyenler ne kadar artarsa artsın, onun ihsanı da artar.
İstedikçe kullarına verir de verir.
O'nun kereminin rüzgârı taşları ayna yapar, kuluna kah inciler verir, kah altın madenlerinin kapısını açar, kah üzümler, incirler, hurmalar ve türlü türlü meyveler ihsan eder.
Yani iradesine, hikmetine göre verir.
Verir, herkesin hamur teknesine rızık koyar.
Fakat vermekle hazineleri tükenmez.
Kimse O'nu fakir edemez.
Kimse O'nun kudretinin önünde duramaz.
Hazineleri hiç bitmeyen biricik Ganî ve Müteâlî O'dur.
Zât-ı Zülcelâl bütün sıfatlarında hiçbir şeye benzememektedir.
Yaratıklarda olabilecek noksanlıklardan beridir.
Kuvvet ve galibiyetin en üstün olanı O'na mahsustur.
O, neyi diler, neyi murad ederse herşey O'nun dediği gibi olur.
Hiçbir şey O'na mani olamaz.
Yeryüzünde mekân tutan bütün insanlar, bütün ordular, en dehşetli silahlar, füzeler, atomlar, ışınlar, lavlar hep birden O'na karşı dursa; melekler, cinler de birleşip bu ordulara katılsa, yine Allahü Teâlâ'nın kudreti önünde zelil olurlar, O'nun mülkünden bir zerre koparamazlar, O'nun saltanatının eteğine el uzatamazlar.
İzni, keremi olmadıkça hazinelerinden bir zerreyi cebren alamazlar.
Fakat O dilerse bir anda bütün bu orduları helak edebilir.
Feleği değirmen taşları gibi döndürür, yer küreyi bir ateş seli haline getirebilir.
Ve Allah buyuruyor:
“Göklerin ve yerin mülkü (bütün hazineleri) Allah'ındır. Allah her şeye hakkıyla kâdirdir.” Âl-i İmran: 189.
O halde, Allahü Teâlâ'ya karşı boynumuz kıldan ince olmak gerek.
Âlemde O'na baş kaldıranların başına neler geldiğini tarihin ibret sayfalarında görmek mümkündür.
Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim geçmiş ümmetlerin kıssalarıyla doludur.
Nuh tufanını hatırlamak kâfi...
Ne yazık ki insanlar ibret almıyorlar.
Allah'ın mülkünde, Allah'ın verdiği nimetlerle yaşarken, Allahü Teâlâ'yı bırakıp da O'nun bunun izindeyiz diye nâra atanlar, hayatî yorgunluklarım cehennemin ateşten duvarlarına yaslanarak gidermeye çalışacaklardır.
Yâ Rabbi, Yâ Rabbi! Bu güzel isimlerin hürmetine, nurun şerefine bize merhamet buyur.
Zalimlere, tağutlara meyletmekten bizi ve neslimizi koru.
Bizi hep kendinle meşgul et ki, bir başkasına gidecek vaktimiz olmasın!.. Mustafa Necati Bursalı, Esma-i Hüsna Şerhi, Erhan Yayınları: 261-263.
Ben cemiyetin îman selâmeti yolunda dünyamı da âhiretimi de feda ettim. Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
13.Asrın Müceddidi
BEDİÜZZAMAN SAİD-İ NURSİ