6 sonuçtan 1 ile 6 arası

Konu: Benim torpilim rabbim'dir ağam!

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 39.109, Level: 100
    Points: 39.109, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Günışıgı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Yer
    memleketim (sivas) yaşadığım yer (istanbul)
    Mesajlar
    6.281
    Points
    39.109
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    23

    Standart Benim torpilim rabbim'dir ağam!

    “Birkaç yıl önce, bağlı bulunduğumuz Genel Müdürlük; Dört arkadaşımla
    birlikte, beni bir ilimizde, memur statüsünde işçi almak üzere
    görevlendirmişti. Sözünü ettiğim ilde on personel alacaktık ve bunlar il
    müdürlüğü bünyesinde görevlendirilecekti.
    Biz beş arkadaş birleşerek, sözünü ettiğim ile gittik.

    Önceden ayrılan bir misafirhaneye indik. İle gelişimizi kimsenin duymasını
    istemiyorduk. Beşimizin de kanaati oydu ki, hak edeni kazandıralım, siyasi
    ve diğer baskılara boyun eğmeyelim.

    Biliyorduk ki, katılım yoğun olacak ve herkes bir referansla bizi rahatsız
    edecekti, çünkü Türkiye’nin gerçeği buydu.
    Bunun için çok dikkatli davranıyorduk.

    İle ikindi vakti gittik. İkindi namazını kılmak için tarihi bir cami olup
    olmadığını sorduk. Biliyorduk ki bu ilimiz cami bakımından biraz fakirdi.
    Tarihi bir cami olduğunu söylediler. Beş arkadaş, arabamıza atlayarak
    oraya gittik.

    Kimse bizi tanımıyor, zaten cami de şehrin biraz dışında. İkindi namazı
    kılınmış, caminin avlusu boş. Beşimiz de şadırvana oturarak abdest almaya
    başladık. Ayakkabılarımı çıkarıp çoraplarımı da sıyırmaya başlamıştım ki,
    ayaklarımın önüne bir takunya kondu.Bu takunyaları önüme kim bıraktı diye
    başımı kaldırınca, yüzüme tebessümle bakan, yirmibeş yaşlarında bir gençle
    karşılaştım:

    ‘Ben buraları bilirim, siz yabancıya benziyorsunuz; namaz kılana hizmet,
    Allah?ın rızasını kazandırır. Allah kabul etsin!’
    dedi.

    Gencin tebessümü, davranışı bizi çok etkiledi.

    Sordum: ‘Sen kimsin? Adın nedir?’

    ‘Adım Bilâl. Bu mahallede oturuyorum.’

    Bir an abdest almayı bırakarak, gençle ilgilenmeye başladım.

    ‘Ne işle meşgulsün Bilâl?’

    ‘Şimdilik işim yok. Ama inşallah yakında işe gireceğim.’

    ‘Nasıl olacak o?’ dedim.

    Yüzüne huzurun ve mutluluğun tebessümünü kuşanarak:

    ‘Üç gün sonra ……… Müdürlüğünde sınavla adam alınacak. Rabbim, oraya
    girmeyi nasip edecek inşallah’ dedi.

    Arkadaşlarım da abdest alırlarken, Bilâl’le aramızda geçen bu diyaloğa
    kulak vermişlerdi.

    ‘Peki Bilâl, bu zamanda işe girmek zor, senin torpilin var mı?
    Referansın kim? İşe nasıl gireceksin?’

    Bilâl’in o mütevekkil halini hiç unutamıyorum!
    Hepimizin üzerinde bomba tesiri oluşturacak sözü söyleyiverdi:

    ‘Benim referansım Allah (cc)’tır; ne güzel vekildir O. Dün gece O’na
    dilekçemi sundum. Hiç yetimin duasını geri çevirir mi O?’

    Yâ Rabbi! Ne işe tutulmuştuk! Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.
    Gözlerimin buğulandığını ona göstermemeliydim.

    ‘Bilâl, baban yok mu?’

    ‘Yok, ben üç yaşındayken ölmüş. Anneciğim büyüttü beni.’

    Temiz bir saflık üzerindeydi. Bütün söylediklerini gönülden söylüyordu.
    Bu, o kadar meydanda idi ki, kalbi adeta yüzüne vurmuştu.

    ‘Askerliğini yaptın mı?’
    ‘Yaptım ya, hem de çavuş olarak.’

    ‘Evli misin Bilâl?’ Bir anda gözleri yere düştü.

    Yine o mütevekkil hâli bütün yüzünü kaplamıştı.

    ‘He ya, evli değil de sözlüyüm. İnşallah, işe girer girmez hemen düğünümü
    yapacağım!’

    ‘Ama Bilâl, üç gün sonraki sınav için o kadar kesin konuşuyorsun ki,
    sanki kazanmış gibisin!’

    Gözlerini ufka dikti, daldı, sustu ve biraz sonra:

    ‘Ben Rabbimi seviyorum, inanıyorum ki O da beni seviyor. Seven sevene
    yardım etmez mi?’

    Ona söyleyecek lâf bulamıyordum.

    Allah, bizi kocaman kocaman(!) müdürleri, Bilâl kuluna hizmet etmek için
    oraya göndermişti, adeta.

    Kim müdür, kim garibandı?

    Bilâl dilekçesini büyük makama verince, melekler harekete geçtiler,
    daireler, müdürler harekete geçtiler ve hep birlikte ona koşmaya
    başladılar; çünkü emir büyük makamdandı.

    Allah’a malik olan insanın mahrumiyeti söz konusu olabilir miydi?

    Sormaya devam ettim:

    ‘Bari Bilâl, evlenecek kız bulabildin mi? Bu zamanda hem yetim, hem de
    işsize kim kız verir ki?’

    Başını salladı ve ‘doğru’ diyerek ekledi:

    ‘Zor nişanlandım ya. Allah razı olsun, kayınpederim olacak olan insan,
    ‘Sözde Müslüman’ değil, hakiki mü’min.

    ‘Bu zamanda namazında-niyazında damat nerde bulunur, hem rızkı veren
    Allah’tır’ dedi ve kızını bana verdi. Rabbim rızkımızı verecek inşallah.’

    Bilâl lise mezunuydu. Üçyüz kişinin katıldığı yazılı sınavı başarıyla
    geçti. Ve bizler, önümüze sunulan -Bakanlık dahil- tüm referansları bir
    kenara koyarak, Bilâl’in referansını en öne koyduk.

    Mülakât gününe kadar bizi göremedi. Mülâkata girdiğinde karşısında bizi
    görünce birden şaşırdı, yüzü kızardı ve gözleri yere düştü.

    Sessizliği bozdum: ‘Bilâl, bizi tanıdın mı?’
    ‘Evet!’ ‘Peki ne diyeceksin şimdi?’ Ağlamaya başladı. Çocuk gibi
    ağlıyordu. İster istemez bizler de ona uyduk. Sabah makamında hıçkırıklar
    boğazımızda düğümlenmişti. Bilâl, ellerini kaldırdı ve dua etmeye başladı:

    ‘Ey Rabbim, ben niyazımı Sana sunmuştum. Hâlimi Sana açmıştım. Şimdi
    burdaki müdürlerime karşı mahcubum. Ey Allah’ım, ben Sen’den başkasından
    istememeyi istedim, Sen’den, yine de öyleyim.’

    Sessizlik odayı doldurmuştu. ‘Ne olur bana izin verin çıkayım’
    dedi. ‘Peki Bilâl’ dedik, ‘Güle güle, Allah işini, aşını, eşini mübârek
    kılsın!’

    Allah’tan isteyenler muratlarına erdiler de gayrısından isteyenler helâk
    oldular.

    Allah dilerse bütün dünyayı Bilâllere hizmetçi yapar.

    Bilâl yüreğine ve saflığına ulaşmak gerek.”


  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 11.512, Level: 70
    Points: 11.512, Level: 70
    Level completed: 66%,
    Points required for next Level: 138
    Level completed: 66%, Points required for next Level: 138
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    sedat02 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Yer
    Adıyaman
    Mesajlar
    900
    Points
    11.512
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    18

    Standart Cevap: Benim torpilim rabbim'dir ağam!

    Emeğine sağlık kardeşim çok duygulandım..ALLAH C.C Razı olsun...

  3. #3
    ***
    DIŞARDA
    Points: 39.109, Level: 100
    Points: 39.109, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Günışıgı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Yer
    memleketim (sivas) yaşadığım yer (istanbul)
    Mesajlar
    6.281
    Points
    39.109
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    23

    Standart Cevap: Benim torpilim rabbim'dir ağam!

    rica ederim sedat kardeşim rabbim sizdende razı olsun


  4. #4
    ***
    DIŞARDA
    Points: 7.004, Level: 55
    Points: 7.004, Level: 55
    Level completed: 27%,
    Points required for next Level: 146
    Level completed: 27%, Points required for next Level: 146
    Overall activity: 16,7%
    Overall activity: 16,7%
    Achievements
    kuzat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Nov 2010
    Yer
    İstanbul
    Mesajlar
    904
    Points
    7.004
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    15

    Standart Cevap: Benim torpilim rabbim'dir ağam!

    Benim referansım Allah (cc)’tır; ne güzel vekildir O. Dün gece O’na
    dilekçemi sundum. Hiç yetimin duasını geri çevirir mi O?’


    Çok güzel bir paylaşım...
    Bizler de her konuda böyle olabilsek.
    Rabibimize tevekkül her şeyin başıdır.
    Teşekkür.

  5. #5
    ***
    DIŞARDA
    Points: 39.109, Level: 100
    Points: 39.109, Level: 100
    Level completed: 0%,
    Points required for next Level: 0
    Level completed: 0%, Points required for next Level: 0
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    Günışıgı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Üye

    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Yer
    memleketim (sivas) yaşadığım yer (istanbul)
    Mesajlar
    6.281
    Points
    39.109
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    23

    Standart Cevap: Benim torpilim rabbim'dir ağam!

    Allah c.c. sizdende razı olsun yorum yazan ellerinize sağlık


  6. #6
    ***
    DIŞARDA
    Points: 10.993, Level: 69
    Points: 10.993, Level: 69
    Level completed: 36%,
    Points required for next Level: 257
    Level completed: 36%, Points required for next Level: 257
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    DJ-CebraiL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Süper Moderatör
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Yer
    KOCAELİ
    Mesajlar
    210
    Points
    10.993
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    17

    Standart Rabbimiz bizi Bilal yürekli olanlardan eylesiinnn..Aminnnn...Okunası ve ibret alınası bir hikaye....

    Alıntı DJ-HaSReT Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    “Birkaç yıl önce, bağlı bulunduğumuz Genel Müdürlük; Dört arkadaşımla
    birlikte, beni bir ilimizde, memur statüsünde işçi almak üzere
    görevlendirmişti. Sözünü ettiğim ilde on personel alacaktık ve bunlar il
    müdürlüğü bünyesinde görevlendirilecekti.
    Biz beş arkadaş birleşerek, sözünü ettiğim ile gittik.

    Önceden ayrılan bir misafirhaneye indik. İle gelişimizi kimsenin duymasını
    istemiyorduk. Beşimizin de kanaati oydu ki, hak edeni kazandıralım, siyasi
    ve diğer baskılara boyun eğmeyelim.

    Biliyorduk ki, katılım yoğun olacak ve herkes bir referansla bizi rahatsız
    edecekti, çünkü Türkiye’nin gerçeği buydu.
    Bunun için çok dikkatli davranıyorduk.

    İle ikindi vakti gittik. İkindi namazını kılmak için tarihi bir cami olup
    olmadığını sorduk. Biliyorduk ki bu ilimiz cami bakımından biraz fakirdi.
    Tarihi bir cami olduğunu söylediler. Beş arkadaş, arabamıza atlayarak
    oraya gittik.

    Kimse bizi tanımıyor, zaten cami de şehrin biraz dışında. İkindi namazı
    kılınmış, caminin avlusu boş. Beşimiz de şadırvana oturarak abdest almaya
    başladık. Ayakkabılarımı çıkarıp çoraplarımı da sıyırmaya başlamıştım ki,
    ayaklarımın önüne bir takunya kondu.Bu takunyaları önüme kim bıraktı diye
    başımı kaldırınca, yüzüme tebessümle bakan, yirmibeş yaşlarında bir gençle
    karşılaştım:

    ‘Ben buraları bilirim, siz yabancıya benziyorsunuz; namaz kılana hizmet,
    Allah?ın rızasını kazandırır. Allah kabul etsin!’
    dedi.

    Gencin tebessümü, davranışı bizi çok etkiledi.

    Sordum: ‘Sen kimsin? Adın nedir?’

    ‘Adım Bilâl. Bu mahallede oturuyorum.’

    Bir an abdest almayı bırakarak, gençle ilgilenmeye başladım.

    ‘Ne işle meşgulsün Bilâl?’

    ‘Şimdilik işim yok. Ama inşallah yakında işe gireceğim.’

    ‘Nasıl olacak o?’ dedim.

    Yüzüne huzurun ve mutluluğun tebessümünü kuşanarak:

    ‘Üç gün sonra ……… Müdürlüğünde sınavla adam alınacak. Rabbim, oraya
    girmeyi nasip edecek inşallah’ dedi.

    Arkadaşlarım da abdest alırlarken, Bilâl’le aramızda geçen bu diyaloğa
    kulak vermişlerdi.

    ‘Peki Bilâl, bu zamanda işe girmek zor, senin torpilin var mı?
    Referansın kim? İşe nasıl gireceksin?’

    Bilâl’in o mütevekkil halini hiç unutamıyorum!
    Hepimizin üzerinde bomba tesiri oluşturacak sözü söyleyiverdi:

    ‘Benim referansım Allah (cc)’tır; ne güzel vekildir O. Dün gece O’na
    dilekçemi sundum. Hiç yetimin duasını geri çevirir mi O?’

    Yâ Rabbi! Ne işe tutulmuştuk! Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.
    Gözlerimin buğulandığını ona göstermemeliydim.

    ‘Bilâl, baban yok mu?’

    ‘Yok, ben üç yaşındayken ölmüş. Anneciğim büyüttü beni.’

    Temiz bir saflık üzerindeydi. Bütün söylediklerini gönülden söylüyordu.
    Bu, o kadar meydanda idi ki, kalbi adeta yüzüne vurmuştu.

    ‘Askerliğini yaptın mı?’
    ‘Yaptım ya, hem de çavuş olarak.’

    ‘Evli misin Bilâl?’ Bir anda gözleri yere düştü.

    Yine o mütevekkil hâli bütün yüzünü kaplamıştı.

    ‘He ya, evli değil de sözlüyüm. İnşallah, işe girer girmez hemen düğünümü
    yapacağım!’

    ‘Ama Bilâl, üç gün sonraki sınav için o kadar kesin konuşuyorsun ki,
    sanki kazanmış gibisin!’

    Gözlerini ufka dikti, daldı, sustu ve biraz sonra:

    ‘Ben Rabbimi seviyorum, inanıyorum ki O da beni seviyor. Seven sevene
    yardım etmez mi?’

    Ona söyleyecek lâf bulamıyordum.

    Allah, bizi kocaman kocaman(!) müdürleri, Bilâl kuluna hizmet etmek için
    oraya göndermişti, adeta.

    Kim müdür, kim garibandı?

    Bilâl dilekçesini büyük makama verince, melekler harekete geçtiler,
    daireler, müdürler harekete geçtiler ve hep birlikte ona koşmaya
    başladılar; çünkü emir büyük makamdandı.

    Allah’a malik olan insanın mahrumiyeti söz konusu olabilir miydi?

    Sormaya devam ettim:

    ‘Bari Bilâl, evlenecek kız bulabildin mi? Bu zamanda hem yetim, hem de
    işsize kim kız verir ki?’

    Başını salladı ve ‘doğru’ diyerek ekledi:

    ‘Zor nişanlandım ya. Allah razı olsun, kayınpederim olacak olan insan,
    ‘Sözde Müslüman’ değil, hakiki mü’min.

    ‘Bu zamanda namazında-niyazında damat nerde bulunur, hem rızkı veren
    Allah’tır’ dedi ve kızını bana verdi. Rabbim rızkımızı verecek inşallah.’

    Bilâl lise mezunuydu. Üçyüz kişinin katıldığı yazılı sınavı başarıyla
    geçti. Ve bizler, önümüze sunulan -Bakanlık dahil- tüm referansları bir
    kenara koyarak, Bilâl’in referansını en öne koyduk.

    Mülakât gününe kadar bizi göremedi. Mülâkata girdiğinde karşısında bizi
    görünce birden şaşırdı, yüzü kızardı ve gözleri yere düştü.

    Sessizliği bozdum: ‘Bilâl, bizi tanıdın mı?’
    ‘Evet!’ ‘Peki ne diyeceksin şimdi?’ Ağlamaya başladı. Çocuk gibi
    ağlıyordu. İster istemez bizler de ona uyduk. Sabah makamında hıçkırıklar
    boğazımızda düğümlenmişti. Bilâl, ellerini kaldırdı ve dua etmeye başladı:

    ‘Ey Rabbim, ben niyazımı Sana sunmuştum. Hâlimi Sana açmıştım. Şimdi
    burdaki müdürlerime karşı mahcubum. Ey Allah’ım, ben Sen’den başkasından
    istememeyi istedim, Sen’den, yine de öyleyim.’

    Sessizlik odayı doldurmuştu. ‘Ne olur bana izin verin çıkayım’
    dedi. ‘Peki Bilâl’ dedik, ‘Güle güle, Allah işini, aşını, eşini mübârek
    kılsın!’

    Allah’tan isteyenler muratlarına erdiler de gayrısından isteyenler helâk
    oldular.

    Allah dilerse bütün dünyayı Bilâllere hizmetçi yapar.

    Bilâl yüreğine ve saflığına ulaşmak gerek.”

    Okunası ve ibret alınası bir hikaye....Allah cc. razı olsun..........

Benzer Konular

  1. Adam Vardır Adam Gibi Adam'dır
    By feri in forum Hayata Dair
    Cevaplar: 6
    Son Mesaj: 12.01.11, 22:43
  2. Hür Adam
    By sürur in forum Köşe Yazarlari
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 08.01.11, 08:56
  3. Adam gibi adama da adam gibi kadın gerekir
    By leyla in forum İbretli Hikayeler
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 26.05.10, 17:03
  4. İşin Güç Kısmı, Adam Olmak Değil, Adam Kalmaktır.
    By Reyhani in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 19.06.09, 16:50
  5. Selden adam kurtaran adam
    By SiLa in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 07.02.09, 09:19

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •