EL-MECÎD (C.C.)

“Şânı yüce ve kadri büyük olan.”

Yücelik ve şan deyince, en yüce olan Allahü Teâlâ'dır.

O'na ne güç yeter, ne bir el uzanabilir, ne de akıllar O'nun büyüklüğünü kemâliyle kavrayabilir.

Yer O'nun, gök O'nun.

Ve bu ikisi arasında olan herşey de yine O'nundur.

Göklerde ve yerde en yüksek şan da el­bet O'nun.

En kuvvetli ordular, en tesirli silahlar, atomlar ve füzeler O'nu mağlûb edemez.

O'nunla cenge tutuşan zâlimler kahrolmaya mahkûmdur.

Cenk dedimse karşı karşıya tutuşmak değil, şirk batağına yuvarlanmak, kibir ve gururlu olmaktır.

Allah (Azze ve Celle) nice kibirlileri toprak etmiştir.

O'nun herşeye gücü yeterken, kullarından hemen in­tikam alma yoluna gitmez, merhameti gazabını geçmiştir.

Afv u keremi bol, atâ ve ihsanı hudutsuzdur.

Dünyalar dolu nimetlere nazar edecek olsak, o nimet­leri saymaya ne sayılar kâfi gelir, ne ömrünüz yeter.

Eğer, insanların birbirine reva gördüğü gibi muamele etseydi, kimsenin âlemde tutunacak dalı olmazdı...

O, şanına lâyık şekilde kullarını esirgiyor, bağışlıyor, her lâhza büyüklüğünü gösteriyor.

O'nun mülkünde, O'nun nimetleriyle beslenip de, sonra O'na isyan edenler nasipsiz insanlardır.

Âlemde O'na kul olanlar, O'nun rıza yollarında ömür nefeslerinin incilerini parlatanlar en bahtiyar kimselerdir.

Onlara rableri katında yüksek dereceler, ardı arkası kesil­mez nimetler vardır.

Âhirette vereceği nimetler akıl ve tasavvurun üstünde­dir ve en büyük nimet de dîdârını lütfetmesidir.

Ve o Zât-ı Zülcelâl buyuruyor:

“Şüphe yok ki Allah nimet vermesiyle hamde lâyık­tır, lütuf ve ihsaniyle yücedir.” Hûd: 71

O Alimdir, ilminde yücedir, Rahîmdir, rahmeti her ta­rafı ihata etmiştir. Kadirdir, hiçbir kuvvet ona güç yetire-mez, karşı duramaz. Öldüren, dirilten, ölüden diri, diriden ölü çıkaran ancak O'dur.

Cennetin cehennemin Rabbi O,

Irmakların denizlerin Rabbi O.

Göklerin yerlerin Rabbi O.

Güneşlerin, ayların, yıldızların ve Zührenin Rabbi O!

Dağların, taşların, ağaçların, yamaçların Rabbi O.

Kuşların, kuzuların, ceylânların, arıların, büyüğün, küçüğün Rabbi O!

İbrahim'in, İsmail'in, Yakub'un, Yu­suf'un, Musa'nın, İsa'nın Rabbi O!

Cenâb-ı Muhammed (s.a.v)'in Rabbi O. Ve bütün âlemlerin Rabbi O'dur.

O'nun şanı bu kadar yüce, bu kadar mükemmeldir.

“El-Mecîd” , bu mübarek ismin mânâsında iki mühim unsur vardır:

a) Azamet ve kudretinden yaklaşılmaz, yanına varılmaz olmak.

b) Yüksek huylarından, güzel işlerinden ötürü övülüp sevilmektir.

Âlemde güzel işlerinden, güzel huylarından ve üstün karakterinden dolayı gönül fethetmiş, sevilmiş, fakat her­hangi bir güç karşısında zebûn ve âciz kalmış kimselere “Mecid” denmez.

Yine zorbalıkla halkın boynuna basan, haydutlukla geçinenlere de böyle bir sıfat verilemez.

Allahü Teâlâ'nın azamet ve şanı karşısında tutunabilecek hiç kimse yoktur.

O'nun kudret ve celâli akıl ve idrak­leri âciz bırakır.

Kendine gel, ey adam! Olamazsın sen büyük,

Alemler O'na muhtaç, bir Allah'tır en büyük! Mustafa Necati Bursalı, Esma-i Hüsna Şerhi, Erhan Yayınları: 199-201.