Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz:
“Evinin dışında soyunan kadına ALLAH Lânet etsin.” buyuruyor.
Bu hadisten anlaşılıyor kiMüslüman bir kadın evinin dışında mahremiyetini açamaz/açmamalıdır. Eğer bu kesin emre uymaz da ALLAH’ın nâmahremlere gösterilmemesini emrettiği yerleri kendine göre bâzı gerekçelere dayanarak açarsa başına gelecek belâ ve musibetlere hazırlıklı olsun.
Günümüzde bunun birçok örnekleri vardır. Onlardan biri de kalbleri kalıpları gibi marazlaşmış bir kesim çoğunluğunu Müslümanların teşkil ettiği bir otelde casusluk yapmış olmasıdır. Burada (dışarıda kapalı) hanımlara tahsis edilmiş havuzda gizli çekim yapan kamera ve fotoğraf makinesiyle vücutlarını mukaddes sayanların o anından istifade ederek çekmeleri ve kamuya bu görüntüleri ilan etmeleri rezaleti yaşanmıştır.
Namustan anlamayanlara namusun mukaddesliğini anlatmak dünyanın her tarafında zorların ötesinde zordur. Öyle ise Müslüman hanımlara düşen bu bîedeblere fırsat vermemektir.
Yıkanmak için de olsa su bir nimettir. Bu asla görmezden gelinemez. Ama tatil böyle değildir. Suya ve yeşile bakmak Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in sünnetlerindendir. Su dan böyle istifade etmek en kazançlı yöntemdir.
Ecdat yazlarını yaylalardayaylaklarda geçirirlermiş.
Bronzlaşmak moda olmaktan da çıkmıştır. Güneşin ultraviyole ışınlarının doğrudan vücuda temasının kanser sebebi olduğu tıp otoritelerince de sık sık açıklanmaktadır.
Müslüman hanımlar size sesleniyorum. Örtüleriniz hem sizler hem de bizler için mukaddestir. Onları çıkarıp bedenlerinizi (Özel havuzlarda bile olsa) asla vitrinlemeyiniz. Kalbleri marazlılar size ait olanları başkalarının istifadesine sunacak yöntemleri kullanabilirler. Buna asla fırsat vermeyin. Aksi hâlde hem kendinizi hem de bizleri üzmüş olursunuz.
Bu vesile ile bir hususa daha bir-iki cümle ile temas edeyim:
Yeni evlenen çiftler evlendikleri gün balayına çıkıp otellerde zivafa giriyorlar.
Haberiniz olsun. Birçok otellerin o lüks odalarına yerleştirilmiş gizli kameralarla çiftlerin o ilk günleri görüntülenip şehvet panayırlarında bu görüntüler pazarlanıyormuş. Bu konuda bilgi ve belgeler var. Bundan bir müddet önce gazetemiz yazarlarındanM. Şevket Eygi beyefendi böyle bir haberi kendisine bir otelcinin anlattığını yazmıştı.
Bizden söylemesi. Bu hakikatlere kulak asmayanlar belayı haketmiş olurlar. Bizler de üzülmüş oluruz tabii ki.
Kazara “saçımı bir nâmahrem gördü. Nâmahremin gözlerinin iliştiği bu saçlarla ALLAH’ın huzuruna çıkamam” deyip saçlarını ustura ile tıraş eden Abbasi Halifesi Harun Reşid’in hanımı Zübeyde hanım Müslüman hanımlara ne güzel örnektir. Aslında her Müslüman kadın böyle birer örnek olmalıdır.
Mevlüt Özcan