ÖLÜMLE RANDEVU
Halife Bagdat´taki sarayin balkonunda oturuken, basvezirinin büyük bir heyecanla kosarak gelmekte oldugunu görmüs. bu heyecanin nedenini merak etmis ve gelir gelmez yanina alinmasini istemis. Basvezir gelir gelmez Halifenin ellerine sarilmis ve aglamakli bir sesle yalvarmaya baslamis: “Ne olur Halifem bana izin verin, hemen buradan gideyim!” “peki ama neden” diye sormus Halife. “Az önce saraya gelmek icin büyük meydandan geciyordum. O sirada birinin bana baktigini hissettim. Döndüm. Ve onu görüdm. Ölümü gördüm. Orada durmus bana bakiyordu!” Halife iyice meraklanmis: “Ölümü mü gördün, nasil olur?” “Oydu halifen! Görür görmez tanidim. Simsiyah giysileri var di, boynuna yine siyah bir atki takmisti. Gözlerini bana dikmisti… Ne olur bana izin verin, en iyi atimi alayim Semerkand´a gideyim. Hemen yola cikarim, karasnlik basmadan orda olurum… ” Halife pek inanmamis: “Eminmisin ölümü gördügüne” diye tekrar sormus. “Eminim halifem! Simdi seni nasil görüyorsam onu da öyle gördüm. Sizin siz oldugnuzdan emin oldugum gibi onun da ölüm oldugundan eminim…” Basvezirini Cok seven halife pek inanmamasina ragmen gitmesine izin vermis. Vezir hemen en iyi atina atlamis, havav kararmadan önce semerkand´da olmak icin dörtnala uzaklasmis. Veziri Gittikten Sonra Halifenin ici rahat etmemis. Zaman zaman yaptigi gibi kiyafet degistirmis, sarayin arka kapisindan cikip halkin arasina karismis. Yabanci bir gezgin gibi, kendisini tanimayan insanlari arasindan gecip büyük meydanin bir kösesinde durmus ve o anda ölümü görmüs. Görür görmez tanimis o da. Kendisine bakan Halifeyi gören ölüm yavas yavas yaklasmaya balamis. Yürüken ara ara duruyor, bir yasli adamin sirtina dokunuyor, sirtindaki yüklerin altinda bükülmüs kadinin kolunu tutuyormus. Meydanda kosusan cocuklar bazen fazla yakinina gelince onlara degmemek icin hafifce cekiliyormus. Halife ölüme dogru yürümeye baslamis. ölümün kendisine bakisindan, tanidigini anlamis. Krsi karsiya gelince Ölüm hafifice egilmis, Halifeyi selamlamis. Halife onun kulagina egilmis: “Sana birsey sormak istiyorum.” “Seni dinliyorum Halife.” “Basvezirim sabah saraya gelirken ona dik dik bakmis ve korkumussun. O hem genctir hem sagliklidir. Senin baksindan cok korkmus.” Ölüm sakin bir sesle cevap vermis: “Ben onu korkutmak istemedim, korkutacak bakislarla da bakmadim. Cünkü onu aramiyordum. Meydanda tesedüfen karsilastik ve ben onu görünce sasirdim. Gözlerimde sadece bu saskinlik vardi.” “Neden sasirdin?” diye sormus Halife. “Sasirdim cünkü onu burada Bagdat´ta görmeyi hic beklemiyordum. Onun Semerkand´da oldugunu saniyordum. Onunla randevumuz bu aksam hava kararirken, Semerkand´da…
” Kaynak: Bir Yudum Hikaye kitabı. Yazar Asim Yıldırım