Peygamber Efendimiz (sav)'ın çok evliliğine itiraz edenlerin kimliği önem kazanıyor her şeyden önce. Bu soruyu soran Müslüman mı, ateist mi, Yahudi-Hıristiyan mı? Eğer bu soruyu soran bir Müslüman ise ona şunu söyleriz: Müslüman bir kişi, peygamberinin yaptığı işi sorgulamaya kalkışmaz. Sadece anlamaya, kavramaya çalışır. Çünkü Allah'ın Resulü hatalı bir iş yapmaz. Bu anlamda Müslüman'a düşen görev bir teslimiyettir.
![]()
![]()
İtiraz eden kim?
Peygamber Efendimiz (sav)'ın çok evliliğine itiraz edenlerin kimliği önem kazanıyor her şeyden önce. Bu soruyu soran Müslüman mı, ateist mi, Yahudi-Hıristiyan mı? Eğer bu soruyu soran bir Müslüman ise ona şunu söyleriz: Müslüman bir kişi, peygamberinin yaptığı işi sorgulamaya kalkışmaz. Sadece anlamaya, kavramaya çalışır. Çünkü Allah'ın Resulü hatalı bir iş yapmaz. Bu anlamda Müslüman'a düşen görev bir teslimiyettir.
Eğer bir ateistse, şunu söyleriz: Sen zaten din, kural, tanımıyor, dilediğin kadınlarla nikâha da gerek kalmadan birlikte yaşıyorsun. Konuşmaya ne hakkın var? Eğer bir ehl-i kitap ise şunu söylemek gerek: Senin inandığın Kitabı Mukaddes'te, İbrahim, Davut, Süleyman gibi bazı peygamberler de çok evlilik yapmışlardır. Bunu nasıl izah ediyorsun?
Evet, bunlar öncelikle cevaplandırılması gereken sorular ama buna rağmen, Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam'ın çok evliliğindeki bazı hikmetleri şöyle sıralayabiliriz:
O bir erkekti
Elbette evlenecekti. Çünkü o bir erkekti, nefis taşıyordu. Evlilik, Allah'ın bizler için meşru kıldığı bir durumdur. Onun da duyguları vardı. Kendi ifadesiyle, "Dünyada kendisine sevdirilen güzel koku, gözünün nuru namazın yanında bir de kadın" vardı. Evet, kadınlar kendisine sevdirilmişti. Ama o bunu bazı hikmetlerle beraber icra etti. İstismarını yapmadı. Peygamberimizin eşleri bölümünde de gördüğümüz gibi, her bir eşiyle evlenmesinin ayrı bir sırrı ve hikmeti vardır. İstese bir engel yoktu ama asla güzellerden ve genç kızlardan oluşan bir harem kurmuş değildir, bu yöndeki bütün sözler Allah'ın en temiz kuluna atılan iftiralardır.
Cinsel arzu için değildi
İslam düşmanlarının yegâne amaçları, İslam'ın bazı emir ve yasaklarını, Peygamber Efendimiz'le ilgili bazı olayları bahane ederek, çarpıtarak, olmayan olayları varmış gibi sunarak Müslümanların kafasını karıştırmaktır. Tipik bir Yahudi mantığıyla yapılanlara neredeyse Müslümanlar bile inanır gibi olmaktadırlar.
Allah Resulü (sav)'ın birden fazla kadınla evliliği de bu çerçevede bazı art niyetli insanlarca istismar edilmiş, Efendimiz (sav)'a iftiralar atılmıştır. Bu zavallılar, Efendimizi, hâşâ cinsel arzularının peşinde olan, onu tatmin etmek için uğraşan biri gibi göstermişlerdir.
Oysa Allah Resulünün hayatına baktığımızda şunu görürüz:
25 yaşına kadar evlenmedi, eli bir kadına bile değmedi.
50 yaşına kadar ikinci bir hanım almadı.
50 yaşındayken, yine kendi yaşında olan Hz. Sevde ile evlendi.
53 yaşına kadar ikinci hanım almadı.
53 yaşından 63 yaşına kadarki on yıllık son devrede ise çoğu dul, yaşlı ve çocuklu kadınlar aldı.
Bir insan gençliğinin en hararetli olduğu yirmili, otuzlu dönemlerde tek kadınla olacak, cinsel yaşayışıyla da örnek olacak da elli üç yaşından sonra mı farklı hevesler peşinde olacak? Bu tamamen insafsızca, ahlaksızca ve haince bir yorumdur. Öyleyse niçin çok hanımla evlilik yaptı?
Dostluğu, sevgiyi akrabalığa çevirme
Allah Resulü (sav)'ın adeta sağ ve sol vezirleri olan Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'in kızları olan Hz. Aişe ve Hz. Hafsa ile yaptığı evlilik, var olan bir dostluğu ve sevgiyi akrabalık tacı ile süslemek ve daha kalıcı kılmak amacı taşıyordu. Akraba olmaları Hz. Peygamber ile daha da yakın olmayı, beraber olmayı gerektirdiğinden, İslami faaliyetlerde de bu kendini göstermiştir. Münafıklar ve diğer İslam düşmanları böylece daha tesirsiz hale getirilmişi.
Kabilelerin gönlünü kazanma ve barış
Cüveyriye, Safiye, Mariye, Ümmü Habibe ve Meymune ile olan evliliklerinde onların mensup olduğu ırk ve kavimleri kazanma, onları İslam'a ısındırma, aralarındaki düşmanlığı giderme gibi amaçlar da göze çarpmaktadır. Örneğin Cüveyriye ile evlenmesi sonucu, kabilesine mensup yedi yüze yakın esir serbest bırakılmıştır. Bunun üzerine de kabile tamamen Müslüman olup İslam'ın yiğit fertleri olmuşlardır.
Dini kadınlara öğretme
Erkekler gibi kadınların da dini konularda aydınlanmaya ihtiyacı vardı Peygamber Efendimiz, erkeklerle günün her saatinde görüşme imkânına sahipti ve onların her türlü sorularına da rahatça cevap veriyordu. Ancak kadınlar biraz farklıydı. Her ne kadar kimi kadınlar hiç çekinmeden, pek özel ve genel halleri ile ilgili sorular soruyor idiyse de çoğunluk çekiniyordu. İşte bu durumda Resulullah (sav)'ın eşleri devreye giriyordu. Onlar Hz. Peygamberden öğrendiklerini, Müslüman hanımlara aktarıyor, öğretmenlik yapıyor ve bu anlamda büyük bir hizmet görüyorlardı. Hatta bazen Peygamberimiz, kadınların kendilerine sorduğu soruların cevabını eşlerine havale etmiştir.
Çok eşliliğe örnek
İslamiyet Müslüman erkeklere sınırlı bir şekilde, birden fazla hanımla evlenmeye izin vermiştir. Ancak bu evliliğin ölçülerini, esaslarını ve özellikle uygulamalarında Hz. Peygamber bize örnek olmuştur. Eşlere adaletle davranmak ve onları idare etmek elbette zordur. Allah Resulü bu yönüyle de bize yaşanmış uygulamalar sunmuştur.
İslami bir hükmü uygulama
Zeynep bin Cahş örneğinde olduğu gibi cahiliye toplumunda var olan bir geleneğin yıkılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Evlatlık ile ilgili hükümler çerçevesinde Cenabı Allah, evlatlığı Zeyd bin Harise ile evlenip boşanmış olan Zeynep Bin Cahş ile evlenmesini emretmişti. Çok zor gelmesine rağmen Allah Resulü bu evliliği gerçekleştirdi. Görüldüğü gibi Allah Resulü (sav)'ın her bir evliliğinde pek çok hikmetler bulunmaktadır. Bir insan art niyetli olmadıktan sonra bu konuyu çok rahat bir şekilde karşılar. Fakat kalpleri kararmış ve fitneye şartlanmış olan insanlara hiçbir açıklama fayda vermez. Onlar gayr-ı kabili ıslah kimselerdir.
Himaye ve ödül
Allah Resulü (sav), kendileri ve kocaları İslam için fedakârlıkta bulunup kocaları şehid olan ve sonrasında yalnız kalan, sıkıntılar içinde kıvranan bazı Müslüman kadınları nikâhlayarak büyük mesaj vermiştir. Böylece onlar himaye edilmiş, korunmuş oluyordu. Çünkü bir kısmı müşrik olan ailesine dönemiyor, bir kısmı da çocuklarıyla perişan oluyordu. Peygamberimiz onlarla evlenerek bu kadınlara en büyük teselliyi sunmuş oluyor hem de diğer Müslümanlara, dini için fedakârlık yapanların daha iyi bir durumla karşılaşabileceklerini de sunmuş oluyordu. Sevde, Zeynep bin Huzeyme, Ümmü Seleme, Ümmü Habibe bunlara örnektir.
İffeti koruma
Müslümanlarla kâfirlerin savaşlarında pek çok erkek şehid oluyordu. Müslüman hanımlar kâfirlerle evlenemeyecekleri için ya bir Müslüman erkek bulacak ya da kocasız bir anne, dul bir kadın olarak ömür boyu yalnız kalacaklardı. Müslüman kadına sahip çıkma hedefinin ötesinde, insan olmaları, nefis taşımaları açısından, bir müddet sonra evlenmeleri gerekiyordu. Aksi takdirde ya tamamen hayata küsen, belki de inancına sitem eden bir kadın veya cinsel isteklerini gayrı meşru yollarla gideren bir kadın ortaya çıkacaktı. Allah Resulü (sav) bu durumu gördüğünden sahabilere Müslüman dul kadınlarla evlenmelerini bu amaçla teşvik etmiş kendisi de uygulamıştı.
Kaynak: Mehmet Nezir GÜL