776- Sehl b. Sa’d (r.a)’ten rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v); Amr b. Avf oğullarının aralarında anlaşmazlık olduğunu haber alınca bir kısım ashabıyla birlikte onların aralarını bulmak için Amr b. Avf oğullarının yurduna gitti. Rasûlullah (s.a.v), onların aralarını düzeltmekle meşgul olurken namaz vakti gelmişti de Rasûlullah (s.a.v) o mahallede kalmıştı. Bilal gelip Ebû Bekir’e: “Rasûlullah (s.a.v), Amr b. Avf’ın mahallesinde onlarla meşgul olduğu için namaz vakti de gelmiş durumda, sen cemaate imam olur musun?” dedi. Ebû Bekir’de: “Olur istersen kılalım” dedi. Bilal kamet getirdi, Ebû Bekir öne geçti tekbir getirip namaza başladı. Bu esnada Rasûlullah (s.a.v) çıkageldi ve safları yarıp geçerek ilk saffa doğru yürüdü, cemaat de ellerini çırpmaya başladılar. Ebû Bekir namaz kılarken başını çevirip hiçbir tarafa bakmazdı. Cemaat el çırpmayı artırınca başını çevirip baktı bir de ne görsün Rasûlullah (s.a.v) oraya kadar gelmiş. Rasûlullah (s.a.v) işaret ederek namazı kıldırmasını emretti. Ebû Bekir ellerini kaldırarak Rasûlullah (s.a.v)’in bu emrinden dolayı Allah’a hamdetti sonra birinci saffa gelinceye kadar geri geri gitti. Rasûlullah (s.a.v)’de onun yerine geçerek cemaate namazı kıldırdı. Namaz bitince Rasûlullah (s.a.v) insanlara dönüp: “Ey insanlar! Size ne oluyor ki namaz da bir şey olunca el çırpmaya başlıyorsunuz? Namazda el çırpmak kadınlara mahsustur, sizden biriniz namaz kılarken hatırlatmayı gerektirecek bir şey olursa “Sübhanallah” desin. Sübhanallah denildiğinde onu duyan imam yapması gerekeni yapar.” Sonra Ebû Bekir’e dönerek ona hitaben: “Sana işaret ettiğim halde bu insanlara namaz kıldırmaktan alıkoyan ne idi?” diye sordu da, Ebû Bekir: “Kuhafe’nin oğlunun Rasûlullah (s.a.v)’in önünde durup namaz kıldırması doğru olmazdı” dedi. (İbn Mâce, İkametü’s Salat: 65; Dârimi, Salat: 44)