Umudunu kaybeden her şeyini kaybeder
Hayat yolumuz hep düzlükte devam etmemektedir. Bazen önümüze yokuşlar çıkar
bazen de inişler.. Mühim olan düzlükte şımarmamakyokuş ve inişlerde de
ümitsizliğe düşmemek
Bunların hayat yolculuğunun imtihanları olduğunun farkında olmak.
Rabbimiz Ankebut Suresi'nin ilk ayetlerinde şöyle ikazda bulunmaktadır:
insanlar iman ettik demekle bırakılacaklar da imtihana çekilmeyecekler mi sanıyorlar?
Çekileceğimiz bu imtihanları kazanmanın ilk şartısıkıntı ve zorluklar karşısında
ümidini kaybetmemektir. Çünkü ümidinizi kaybederseniz her şeyinizi kaybedersiniz.
Ama ümidinizi korursanız kaybettiklerinizi yine kazanabilirsiniz. Ümidin bu hayati
özelliğinden dolayıdır kişeytanın yıkmaya yöneldiği ilk hedefi
imanlı insanın ümit kalesidir.
Ümit kalesini yıktıran adamın sığınacağı başka bir kalesi yoktur. Ümidin basite alınamaz
bu hayati özelliğini irşat alimleri şu çarpıcı olayla dikkatimize verirler:
Bir adam yolda ağlayarak gidiyordu. Karşıdan gelen bir maneviyat büyüğü
ağlayan adama sordu:Neden ağlıyorsun evlatbir felakete mi uğradın yoksa?
Sorma dedi ağlayan adammahvoldum
dükkânım yandı
bu yetmiyormuş gibi kasadaki
paralarım da yandı; bütün servetim gittigeriye sadece borç senetlerim kaldı. Maneviyat
büyüğü ağlayan adamın başını şefkatle okşadısonra da dedi ki: Bunlar ağlanacak kayıplar
değildir evlat. Ben de ümidini kaybettin de onun için ağlıyorsun sandım.!Şunu unutma ki
ümidini kaybeden adam her şeyini kaybeder. Ama ümidini kaybetmeyen adam yeniden
teşebbüse geçerkaybettiklerini zaman içinde yine kazanabilir. Sen ümidini kaybetme
evlat ümidini!..
Evetbütün mesele ümidini kaybetmemekte. Peygamberimiz de (sas) konuşmalarıyla
ümitsizlik telkin eden adamı ikaz ederek şöyle uyarıda bulunmuştur:
"Kim'Artık iyi insan kalmadı
herkes bozuldu..' diyerek ümitsizlik telkin ederse
bilsin kibozulan o insanın kendisidir
herkes değil."
Çünkü kıyamete kadar insanların içinde hem iyisi bulunacak hem de kötüsü. Burada
mühim olanbizim bunların neresinde yer aldığımız
hangi tarafın içinde bulunduğumuzdur.
Biz iyilerin içinde bulunuyorsak kötülerin bize zararı olamazkötülerin içinde yer almışsak
iyiler bizi kurtaramaz. Unutulmaması gereken gerçek bizim nerede yer aldığımızkimlerin
desteğinde bulunduğumuzdur.
İşte bu gerçeği unutturmaya çalışan şeytanhep bozulanları dikkate vererek ümitsizlik telkin
etmeye yeltenir. Teşebbüs gücünü yok etmeye çalışır. Şeytanın bu tuzağına düşmemek için
Bostanü'l Vaizin'de şu çarpıcı misal verilmektedir:
Bağdat'ta büyük bir şevk içinde hizmetlerini sürdüren Cüneydi Bağdadi bir gece rüyasında
gördüğü bir adamdan ümit kırıcı telkinler dinler. İyi bir insan görüntüsündeki adam diyor ki:
Ey Cüneyd! Boşuna uğraşıyorsun sen. İnsanlar artık yolunu değiştirdiseni dinleyecek kimse
kalmadı Bağdat'ta. Koskoca şehirde sadece üç kişiden başka adam kalmadı. Onlar da şu anda
Şiraz Mescidinde ibadetteler. Bu söylediklerime inanmazsan gitŞiraz Mescidinde ibadet
eden üç kişiyi gözlerinle gör!. Heyecanla uyanan Cüneydi Bağdadiabdest alıp doğruca
Şiraz mescidine gider. Bakar kigerçekten de mescitte üç kişi kendinden geçmişçesine
ibadetteler. İçinden bir ümitsizlik fırtınası kopar. Demek ki koskoca Bağdat'ta gerçekten de
adam kalmamış bu üç kişiden başka diye ümitsizleşirken namazdakilerden biri hemen
selam verip kulağına eğilerek şunları fısıldar:
Dikkat etder. Şeytan sana ümitsizlik telkin etmek istiyor. Bağdat
dostlarıyla doludur!
dilerse görünmezlerden kapılar açar
bilinmezlerden sebepler halk eder. Yeter ki
sen ümidini yitirmeteşebbüs gücünü kaybetme
hizmetine aşkla
şevkle devam et.
Vazifeni yapvazifei ilahiye karışma.
Gerisi'ın (cc) takdirine kalmıştır.
O takdirde yanlışlıkeksiklik olmaz.