İnsan nasıl yaşarsa öyle ölür!”
Rebî bin Heysem hazretleri![]()
ü teâlâ’nın verdiği nimetlerden şükrünü ifâ edebilmek ve ömür sermayesini kullanarak âhiret için dünyadan azık toplamak lâzım olduğunu bilir ve bu yollardan
Rabbini tanıyıp ona kavuşmaya çalışırdı. Hatta evinde bir mezar kazdı. O mezarda yatar uyurdu ve Mü'’inûn sûresi 99.ncu "Ey Rabbim! Beni dünyaya gönder de
iyi amelde bulunayım” âyetini okur
sonra kalkar ve kendi kendine “Ey Rebî! İstediğin reddedilip geri dönemiyeceğin gün gelmeden
fırsatı ganîmet bilerek Rabbine ibâdet eyle” derdi.
Rebî bin Heysem’e “Nasıl sabahladın?” diye sorulduğunda“Zayıf ve günahkâr olduğumuz halde sabahladık. Rızkımızı yiyor ve ecelimizi bekliyoruz” derdi.
Hikmetli sözleri çoktur. Kalblere tesir eden sözlerinden bazıları şunlardır:
“Bir âlimnasıl olur da ilmine riyâ karıştırabilir? Çünkü o bilir ki
![]()
’ın rızası olmaksızın elde edilen ilim
başından bozuktur. O halde bozuk
bâtıl olan bir şeyle insanlara nasıl gösterişte bulunabilir?”
Bir bayram günü kurbanını kestiği zaman“Ey
ım
senin rızânı kazanmanın
kendi nefsimi kurban etmekte olduğunu bilsem
izzet ve celâlin hakkı için söylüyorum ki
onu kurban ederdim!”
“İnsan ölüm zamanından önce nasıl yaşarsaruhunu o hâl üzere teslim eder. Ben mala
paraya karşı çok ihtiraslı ve insanları çok çekiştiren bir adamı hastalandığında ziyaret etmiştim. Son anlarını yaşıyordu. Yanında otururken
onun duyup okuması için “lâ ilâhe illallah” kelime-i tevhidini okuyordum. O ise
her defasında para saymakla meşgul oluyordu.”
“Bazan kendi kendine şöyle derdi: “Ey Rebî! Dağlar ve yeryüzü müthiş bir sarsıntı ile sarsılıp parça parça dağılarak kıyâmet koptuğu zamansenin halin nice olur?”
“Dünyada bir kimsenin hüznümüslümanın hüznünden daha fazla olamaz. Çünkü mü’min
hayatta lâzım olacak nafakasını kazanmak hususunda
dünya ehlinin çektiği hüzün ve meşakkatlara katlanmaktadır. Bir de onun
dünya ehlinden fazla olarak âhiretini kazanmak hüzün ve kederi vardır.”
“İnsanın beklediklerindeölümden daha hayırlısı yoktur.”
“Bir mezarlığa uğrayıp da oradakilere duâ etmeyen ve kendini düşünmeyen kimsehem kendine ve hem de kabirdekilere ihanet etmiş sayılır.”