Rotası olmayan gemiye hiçbir rüzgârın faydası olmaz


1 - Hedef Belirlemek
Dünya hayatını bir yolculuk olarak düşünürsek, bu yolculuğa çıkan kimseler eğer akıl sahibi iseler nereye gideceklerini bilerek binmişlerdir. Bu nedenle hedef belirleme noktasında öncelikle şu soruların sorulması lazım:
l Neye sahip olmak istiyorsun?
l Ne olursa mutlu olursun?
l Senin için önemli olan ne? Mutluluk mu? O halde mutluluk senin için ne anlama geliyor?
Hedefini belirleyen ve bilen insanlar bu soruların cevabını da iyi bilirler. Aynı zamanda, hedeflerini maddi ve manevi olarak iki noktada incelerler:
1- Maddi hedefler:
Aile, arkadaş, para, iş gibi...
2- Manevi hedefler:
Sevgi, inanç, saygı, sadakat...
Hz. Ömer (ra) Rasul (sav)'in şöyle söylediğini rivayet etmiştir: "Muhakkak ki ameller niyetlere göredir." Herkese niyet ettiğinin karşılığı verilir. Kimin niyeti Allah ve Rasulü'ne hicretse, karşılığında Allah ve Rasulü'nü bulur. Kimin niyeti de dünyalık bir mevki ya da evleneceği kadınsa o da onu bulur. Biz de diyoruz ki, öncelikle ne istediğimizi, ne için istediğimizi bilmemiz lazım. Çünkü hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yön vermez. Rüzgâr dostu olsa bile...
Rüzgar ile yaprak
BİRGÜn rüzgârla yaprak dost olurlar. Rüzgâr der ki yaprağa: "Hadi söyle, nereye istersen seni oraya götüreceğim." Yaprak susar. "Bilmiyorum" der. Rüzgâr tekrar sorar: "Hadi bak senin dostunum. Söyle. Nereye dersen oraya götüreyim. "Yaprak yine susar. Ve rüzgâr kendine göre esmeye başlar. Ve yaprak da savrulmaya... Üstelik bu sefer savuran da dostudur... Hedefini bilmeyen insanlar da bu yaprak gibidir. Elem... Keder... Böyle gemiş, böyle gider avuntuları... Hâlbuki Hz. Musa (as) ile Hz. Hızır (as)'ın aralarında geçen olaylar da bizim için hedef belirleme noktasında en önemli düsturlardan biridir. Hz. Musa ile Hz. Hızır karşılaştıklarında, Hz Musa Hz. Hızır'dan nasihat ister. Hızır (as) der ki: "Ya Musa, sebepsiz yola çıkmayasın, sebepsiz yere ölmeyesin, sebepsiz yere konuşmayasın."
Yaşanmış, ibretlik bir hikaye
BİRKAÇ yıl önce iki kardeş bir okulda çalışıyorlardı. Her sabah sınıftaki sobayı yakmak onların göreviydi. Soğuk bir günün sabahı, kardeşler sobayı temizlediler ve odunla doldurdular. Birisi, bir şişe gazı odunların üstüne döktü ve ateşe verdi. Öyle büyük bir patlama oldu ki, eski bina sallandı. Patlama sırasında büyük kardeş öldü, diğerlerinin da bacakları feci şekilde yandı. Daha sonra, şişeye yanlışlıkla benzin doldurulduğu ortaya çıktı.
Yaralanan çocuğu tedavi eden doktor, çocuğun bacaklarını kesmenin daha iyi olacağını söyledi. Anne ve babası yıkılmıştı. Zaten bir oğullarını yitirmişlerdi. Şimdi de diğer oğulları bacaklarını kaybedecekti. Ama inançlarını kaybetmemişlerdi. Doktordan kesme işlemini ertelemesini rica ettiler. Doktor kabul etti. Çocuklarının bacaklarının iyileşmesi için dua ediyorlar ve doktordan kesmeyi her gün bir gün daha ertelemesini istiyorlardı. Bu iki ay sürdü. Doktorla her gün tartışıyorlardı. Bu arada da çocuklarını her gün tekrar yürüyeceğine inandırıyorlardı. Çocuğun bacakları kesilmedi ama sargılar açıldığında sağ bacağının diğerinden 6 cm daha kısa olduğu ortaya çıktı. Sol ayağındaki parmaklar da neredeyse yoktu. Ama çocuk yine de kararlıydı. Acılar içinde kıvranmasına rağmen her gün egzersiz yaptı ve nihayet bir - iki adım atmayı başardı. Bu genç adam daha sonra koltuk değneklerinden de kurtuldu ve yürümeye başladı. Ve derken koşmaya...
Bu genç adam koştu, koştu ve koştu... Nerede ise kesilmek üzere olan bacaklar ona bir dünya rekoru bile kazandırdı. Bu genç adam Glenn Cunningham'dı. "Dünyanın en hızlı insanı" olarak tanınan bu gence, "yüzyılın sporcusu" unvanı verildi.
Engellere karşı hazır mıyız?
2- Harekete geçmek
Niyetini ve hedefini belirleyen - inanarak - kendisine şu soruları sormalıdır:
1- Nereye gitmeliyim?
2- Niçin gitmeliyim?
Büyükler der ki, 1000 km yolun başı bir adımdır. Eğer elde edeceğin hedefe inanmış ve kilitlenmişsem Allah'ın izniyle beni hiçbir şey durduramaz. Hedefe giden yolda karşımıza çıkacak engellere karşı hazır mıyız? Yoksa en küçük bir olumsuzlukta vaz mı geçeceğiz?
3- Duyusal Keskinlik
Hedefi belirledin. Yola koyuldun. Ama birşeyler ters gidebilir. Ters olan şeyin farkına varıp zararın neresinden dönersek kâr ordadır düsturuyla hareket edebilmenin adıdır duyusal keskinlik. Plan işi yönetir, plansızlık sizi. Plan ve program, yapacağı şeye karar vermiş, iyi bir şekilde yapmaya niyet etmiş kimsenin müracaat ettiği bir uygulamadır. Bilginin zamanının çok olması önemli değildir. Niyetiniz doğru, sonuç yanlışsa işlem hatası var demektir. Niyetiniz kartallar gibi uçmaksa, sürüngenlerle düşüp kalkmayın. Çünkü insanlar arkadaşına benzemeye meyillidir.
4 - Esneklik
Hedef belirlemede, seçenek, olanak ve alternatifleri sonuna kadar kullanmak demektir. Bir sefer denedin ve olmadı. Hayır, bunu asla kabul etmeyin. Unutmayın ki, hedefe ulaşma noktasında unutulan, gözden kaçan, yapılması gereken bir sürü yol vardır, Allah'ın izni ile... Allah ve Rasulü'nün ölçüsüne uygun helal dairesinde elbette..


Kaynak: Gülser Sümeyye Bağlar