Öğrenme nedir? Öğrenme, bir deneyim sonucunda davranışlarda meydana gelen sürdürülebilir ve kalıcı değişikliklerdir. Bize öğretilenlerin unutulduktan sonra aklımızda kalan kısmı öğrenilenlerdir.![]()
![]()
Öğrenme, insan yeteneklerinde büyüme sürecinin bir sonucu olmayan, sürekli bir değişmedir. Öğrenme, bir ürün ortaya koyan süreçtir. Öğrendiklerimizin % 80 - 85'ini okuyarak elde eder ve öğrendiklerimizin % 80'ini yirmi dört saat içerisinde unuturuz.
Öğrendiklerimizin;
- % 1'ini tatma yoluyla,
- % 1,5'unu dokunarak,
- % 3,5'unu koklayarak,
- % 11'ini işiterek,
- % 83'ünü görerek öğreniriz.
Öğrenme Bariyerleri
Öğrenme engelleri şunlardır:
1- İnançlar:
İnsanlar sahip oldukları inançlar ile kendi hareket alanlarını belirlerler. Bu, neleri yapıp neleri yapamayacağımızı ortaya koyar. İnançlar genellikle bir deneyim sırasında veya sonrasında alınan kararlarla ortaya çıkar. Çoğunlukla gerçeklerin üzerinde değil, geçmişteki olayın kişisel yorumu üzerine ortaya çıkmaktadır. Örneğin, "matematikle aram iyi değildir." şeklindeki inançlar...
2- Çevre faktörü:
Öğrenme verimliliği üzerinde çevrenin büyük bir etkisi vardır. Hele de başkalarının sözlerinden etkilenen biri iseniz çevre faktörü daha da etkili olmaktadır.
3- Korku ve endişe duymak:
Öğrenme ortamında başarısızlığa yol açabilecek durumlar oluşmasına neden olur. Örneğin hata yapma korkusu veya endişesi... "Ya başaramazsam, rezil olursam" gibi kalıplaşmış ifadeler öğrenmeyi engelleyen etkenlerdendir.
4- Beş duyunun hepsinden yararlanabilme yetersizliği:
En yüksek düzeyde öğrenme, beş duyunun hepsinden yararlanma ve onları geliştirmekle gerçekleşir. Sadece bir veya iki duyuya dayalı hareket eden insanlar son derece sınırlandırılmışlardır. Öğrenme tekniklerinde;
- Harf gözlemleme tekniği;
- Hayal gücünü kullanma tekniğidir.
Hayal gücünü geliştirmede en önemli nokta beş duyuyu kullanabilme becerisidir. Eğer hayalimizde canlandırabilirken beş duyumuzu kullanabilirsek işte o zaman beynimiz bilgilerin tamamına yakınını kaydeder. Şimdi sizi çok etkileyen bir anınızı düşünmenizi istesem siz o anıyı hayalinizde sadece görüntü olarak değil, bir duyular bütünü olarak hatırlarsınız. İşte bu yüzden, uzun yıllar o hatıranızı unutmazsınız.
5- Konsantrasyon veya odaklanma yetersizliği:
Eğer kişi öğrenmesi gereken bilgilere ilgi gösermiyorsa konunun dışında başka birşeyi öğrenir. Öğrenmeyi daha etkin hale getirmek için dikkatin odaklanmasını sağlamak gerekir. Bunun için, neden öğrenmemiz gerektiğini belirlemeliyiz.
6- Gerginlik:
Gerginlik, öğrenme açısından uygun olmayan bir durumdur. Beklentilerin fazla olması gerilimi arttırır ve öğrenmeyi engeller. (Annem babam bana bu kadar emek verdi, ya başaramazsam!)
7- Esnek olmamak:
Eğer öğrendiğiniz konuda alternatifimiz yoksa ve kendimize seçenek sunamıyorsak, en küçük bir yenilgide vazgeçeriz.
8- Sezgi hatası:
Bilginin anlaşılmadığı yönünde yanlış bir duyguya kapılabiliriz. "Bu çabam boşuna, ben hiçbirşey öğrenemem" gibi yanlışlar, başka bir deyişle, kişi kafasının karıştığı, heyecanlandığı, stres veya depresyona girdiği zaman öğrenemediği düşüncesine kapılır. Böylece kendisini sınırlamış olur.
9- Yargılama:
Öğrenme ortamında içerik veya ortamdaki insanlarla ilgili uygun olmayan ve yalnız beklentilere yol açabilen bir zehirdir. Yargılama ayrıca erken kapanışla da yakından ilişkilidir. Örneğin, "matematik öğretmeni hiç iyi anlatmıyor" yargısı gibi...
10 - Mantık:
Öğrenmede, geçmişteki bilgi ve deneyimlerle bağlantı kurmak, bunlar doğrultusunda mantıklı bir anlam çıkarmak gerekir. Bu gerçekleşmezse öğrenme güçleşir.
11 - Düşük motivasyon:
Kişinin, niçin öğrenmesi gerektiğini ortaya koymadığı zaman oluşan bir durumdur. Öğrenme nedeni kişi açısından önemli değerlerle ilişkilendirildiği zaman bu engel ortadan kalkar.
12- Netlik düşmandır:
"Ben zaten bu anlattıklarınızı biliyordum, tekrar dinlemeye gerek yok" deyip baştan savmak. Hâlbuki tekrar her zaman önemli ve hayati bir öğrenme sürecidir.
Kaynak: Gülser Sümeyye Bağlar