Görgüsüzlük, yaşlıların geriden gelen nesillere veremedikleri kemalatsızlıktır. Örnek alınacaklar kâmil olmayınca, geriden gelenler hoyrat olur. Biz bunu maalesef bizatihi yaşıyoruz.
Sokaklarımız, evlerimiz, caddelerimiz, işlerimiz, işyerlerimiz, giyimimiz, yememiz, içmemiz, tavırlarımız, yaklaşımlarımız (vesaire) karşıdan bakılınca Müslüman olmadığımız görüntüsünü veriyor.
İbadethanelerimiz, oralara girip-çıkışlarımız bile "bunlar ne biçim Müslüman?" zehabını veriyor.
Görgülü Müslümanların ibâdethanelerinde:
. "Müslüman kardeş, ayakkabılarını böyle tut" levhaları olur mu? Elbette olmaz...
. "Cep telefonunu kapat" levhaları görgüsüzlüğün, hamlığın, hoyratlığın alâmeti hatta ıspatı değil mi?
. Camiden çıkarken elindeki ayakkabıları pat diye atmak Müslüman görgüsünde ve terbiyesinde yoktur.
. Sigara, soğan, sarımsak kokusuyla câmiye gelmenin, cemaate katılmanın görgüsüzlük olduğunu görmemezlikten gelmek mümkün mü?
. Tişörtlere, gömleklere, montlara nakşedilmiş, resimli ve İngilizce cümleli giysilerle câmiye gelip huşu ile ibâdet edenlerin ibâdetlerini ifsat etmek hem aşağılık duygusunun hem de görgüsüzlük belâsının verdiği rahatsızlıktır.
Daha neler neler...
. Sokakta, insanlar içinde tırnak kesmek görgüsüzlüktendir.
. Arabasını uygunsuz yere park etmek, trafikte kırmızı ışıkta geçip hem kendisinin hem de başkalarının hayatını tehlikeye atmak görgüsüzlüktendir.
. Ayakta, sokakta, umumun ortasında yemek, içmek görgüsüzlüktendir.
. Toplum içinde bağıra bağıra konuşmak, elâleme caka satmak görgüsüzlüktendir.
. Her yerde ve her şeyde sâdece kendini düşünmek görgüsüzlüktendir.
. Evde, arabayla giderken dışarıda ses cihazlarını alabildiğine açıp çevredekileri rahatsız etmek görgüsüzlüktendir.
. Hapşırdığında "elhamdülillah" dememek, diyeni duyunca "yerhamukallah" diye mukabelede bulunmamak görgüsüzlüktendir.
. Sigara içmek, hele içmeyenlerin yanında içmek, kapalı mekânlarda içmek, etrafındakileri de zehirlemek görgüsüzlüktendir.
. Kibirli, gururlu, sadistçe davranışlar sergilemek; "küçük dağları ben yarattım" havalarına girmek görgüsüzlüktendir.
. "Bizim mahallenin çocukları çok ahlâksız" diyen büyüklerimizin bu tür yakınmalarına çok şahit olmuşsunuzdur. Çocuklar günahsız ve tertemiz doğarlar. "Kuş gördüğü yuvayı yapar" misali, hep büyüklerinden öğrendiklerini ve gördüklerini yaparlar ve yaşarlar. Görgü bozukluğudur insanların anormallikleri.
Velhasıl Müslümanların mahallesine, şehrine, ülkesine, köyüne, evine, işyerine adım atınca insanların gözü gönlü açılmalı. Yolda bir Müslümanla karşılaşanlar onun nezaketinden, zarafetinden, kıyafetinden Müslüman olduğunu anlamalı; onun gibi olmaya özenmelidir.
Müslüman! Sen böyle bir Müslüman mısın?
Mevlüt Özcan
Araştırmacı yazar
Alıntı
Cevap: Terbiyenin nezafeti
