Bana yazarakkendini çok günahkâr görüp
artık varlığından utandığını
Rabbinin karşısına çıkmayı da iki yüzlülük gibi gördüğünü söyleyen kardeşlerim var Bu kardeşlerimi ümide davet ediyorum;
’ın rahmetinden umut kesmemeleri gerektiğini hatırlatıyorum
Unutmayın kibu konuda kimse kimseden daha aşağıda ya da yukarıda değildir Defterlerimiz açılmadan “iyi” ya da “kötü” olduğumuza karar veremeyiz
Çünkü kimse kimsenin gerçekte işlediği günahı bilmiyor; herkes hataları konusunda kendisine sırdaştır öyleysekendimizi çok günahkâr bilme halini umutsuzluk sebebi değil
Rabbin af dergâhına daha çok yakınlık kazanma fırsatı olarak görelim “Senden başka kime gideyim ki” çaresizliğini ancak o utanç ve pişmanlık halinde yaşarız
Çarenin yalnız O’nda olduğunu içten içe bilme halini samimi tazarrularımız içingözü yaşlı yakarışlarımız için başlangıç eyleyebiliriz
Böylesi günahların ağırlığının bizi O’nun dergahına götürmesihiç günahsızlık sandığımız şımarıklık hallerinden daha hayırlı olabilir Sonunda kibir ve kendini beğenmişlik üreten bir hatasızlık değil de
bizi mahcup eden
kusurumuzu itiraf ettiren bir hata Rabbimize daha doğrudan bir yakınlık vesilesi olabilir
***
Tövbe etmek özür dilemektir Rabbimizin ancak biz insanlara takdir ettiği bir nasiptir özür dilemek Belki de meleklerden üstün olabileceğimizin sırrı burada saklıdır Çünkümelekler hiç hata etmedikleri/edemedikleri için özür dilemeleri gerekmez şeytan ise hatasını hata olarak kabullenmediği için özür dilemez Ancak insan
hata eder
hata ettiğini kabul eder
özür diler
***
özür dilememizin Rabbimizce hoş görülmesiçokça hata edelim de çokça özür dileyelim şımarıklığını da beslememeli Artık olmuş bitmiş günahlardan
omuzumuzda pişmanlığını ağır bir taş gibi taşıdığımız hatalarımızdan söz ettiğimizde
hoşnut olunan özürden söz edebiliriz Yani
geçmişe doğru özür dileriz
Geleceğe doğru özürler saklayarakgünahlar planlayamayız Ki gelecekte yapmamaya azmetmek
karar kılmak
geçmişe dönük özrümüzün de içtenlik göstergesidir Yoksa
rahmete güvenip de günah işlemiş oluruz Geçmiş günahlarımız için rahmete sığınmalıyız ama rahmete sığınıp gelecek günahlara niyetlenmemeliyiz
***
Rabbimizin hatalarımızı ve kusurlarımızı affetmesigünah ve isyanlarımızı bağışlaması O’na ibadet yollarımızı açık tutmak içindir
Yüzümüzü rahmetine ve bağışlayıcılığına dönük tutmak içindir üstelik Rabbimiz bizi affetmekle kalmıyorbize hatalarımıza rağmen yine şefkat ediyor
merhametini gösteriyor; sanki hiçbir şey olmamış gibi bizi sevmeye devam ediyor Bize darılmıyor
bizi gözden çıkarmıyor
bizi kendisinden uzaklaştırmıyor
YoksaO’na ibadet etmeye yüzümüz tutmaz
O’nun rahmetinden ümidimizi keser
huzuruna varmaya utanırdık Tövbenin varlığı ve Rabbimiz katında hoşnutlukla karşılanması
bize eşsiz bir nezâketle şunu hatırlatıyor: Rabbinize pişmanlığınızı arz ettiğiniz sürece
Rabbinizden rahmet umduğunuz sürece
O’na giden yolları açık tutarsınız
O tövbe etmenizi seversize çok merhamet eder Rabbiniz sizden günahsızlık beklemiyor
ancak içten özürler bekliyor Sizi O’ndan uzaklaştıran günahınızın çokluğu değil
özrünüzün yokluğudur
***
İnsan kendi günahını başka herkesten iyi bilir Başkalarının günahlarına kendi günahımız kadar aşina değilizdir öyleyse en çok günahkâr bildiğimiz kişi kendimiz olmalıyız şüphesizkendi günahlarımızı kendi bildiğimizden daha iyi bilir; O’ndan bir şey saklayamayız
ki rahmet sahibidir; rahmeti gereği kusur işleyip yine kendisine dönmemizi ister
Kendimizi hiç günahsız sanmamızdansahatamızı bilip pişmanlık ve gözyaşıyla O’na dönmemiz O’nu daha çok hoşnut eder şu halde
günahlarımızı en iyi bilen
günahlarımızı bilmemizden hikmetiyle hoşnut olan Rabbimize dönüp O’ndan af dilemeliyiz
Ne kendimizi masum zannedip O’nun affına muhtaç olmadığımızı sanalımne de kendimizi çok günahkâr bilip O’nun affından ümidimizi keselim
Senai Demirci