***
DIŞARDA
Points: 25.810, Level: 96
Level completed: 46%,
Points required for next Level: 540
Overall activity: 0%
Achievements


Allah’ın Adıyla
Her insanın bir inancı vardır. Kimisi tek İlah’a inanır, kimisi ineğe, kimisi de taşlara. Hatta Allah’ın olmadığını iddia edenler de olmadığına dair bir inançları vardır. Ve bu insanlar inandığına ya da inandıklarına taparlar. Peki, inançların nasıl doğruluğunu ispatlayabiliriz?
Teknoloji, ilim bu kadar ilerlemesine rağmen bir insan nasıl olabiliyor da kendi yaptığı taşa, toprağa tapabiliyor? İlginçtir batıl inançlarda hiç ayrılık yoktur ya da ben öyle biliyorum. Ama tek İlah’a inananlar (Müslümanlar) 73 fırkaya ayrılmışlardır. Bunlardan sadece biri doğrudur. Peygamberimizin (s.a.a) hadisinde buyurduğu gibi benim ümmetim 73 fırkaya ayrılacaktır ancak bunlardan bir fırka kurtuluşa erecektir. İlginçtir Kuran’da da şeytanın adı 72 defa geçmiştir. Peki, bu kadar fırka içinden doğrusunu bulmak isteyen bir insan nasıl doğru yolu bulacaktır? Acaba vahiy mi gelecek, yoksa rüyasında mı görecek, yoksa bedeninin üzerinde taşıdığının farkına varıp onu çalıştırmaya mı gayret edecek? Vahiy gelmeyeceğine göre ve rüyada da böyle bir şey olmayacağına göre insanoğlu düşünmeye mecburdur. Çünkü bu kafa, insanoğluna turşuya koyması için verilmedi. Allah Beled Suresinin 8, 9, 10. ayetlerinde buyuruyor: ”Biz ona (insana) iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi? İki apaçık yolu (hayır ve şer yollarını) göstermedik mi? ”O aklımızı, gözlerimizi, kulaklarımızı keşke biraz da doğru yolu bulmak için kullansak. Ya da doğru yoldaysak bu yolu günahlarımızla kirletmesek. İşte bize bu büyük nimet bunun için verildi. Aklını kullan, düşün, araştır ve doğru yolu bul. Kuran’da, Peygamberlerin ve İmamların sözlerinde devamlı düşünme üzerinde durulmasının nedeni işte budur. Yani düşünerek kurtuluşa erebiliriz. Peki, insanoğlu neden düşünmüyor? Bunun çeşitli nedenleri vardır. Birincisi düşünmek başlı başına en zor işlerden biridir. Çünkü bir kesim insanlar düşündükleri takdirde kendi inançlarından vazgeçmek zorunda kalacaklardır. Bu da kolay bir şey değildir. O zaman atalarının inandıklarını inkâr etmek zorunda kalacaklardır. Bu da kendi bindiği dalı kesmek anlamına gelir. Bu kesim insanlar bu körü körüne ilerleyişe devam edeceklerdir kurtuluş gününe kadar. Diğer kesim ise doğru yolda olup da günahın şirinliğinden dolayı düşünmek istemeyen kesimdir. Örneğin, zina yaptığı esnada düşünse diyecektir ki ben ne yapıyorum, Allah’a nasıl bu kadar kolay bir şekilde karşı gelebiliyorum, diyebilse o işi yapmayacaktır. Ama maalesef günahın dünyevi şirinliği kişinin düşünmenin yanına dahi yaklaşmasına izin vermez. Bu iki kesim arasında önemli bir fark vardır. İlk kesim bu dinin temelinde yaşadığı çelişkiye inat düşünmemektedir. İkinci kesim ise dünyevi günahın verdiği şirinlikten dolayı bu dinin furuu hakkında düşünmek istemiyor. Her ikisi de hatadır. Ama çok açıktır ki furui din hakkında ruhsat verilmiştir Allah tarafından ama usul hakkında hayır. Bu şu demek değildir ki furui dinde günah işlenebilir. Asla böyle değildir. Demek istediğim bu ikisinin arasında dağlar kadar fark olduğudur.
İslam dininin temeli ve aslı 5 ana esastan oluşur. Bunlardan en vazgeçilmezi İmamet’tir. Tabii ki bu benim düşüncemdir. Birisi Tevhit de diyebilir. Ancak Tevhit’te diyelim ki bir konuda hataya düştük, bunun doğru ya da yanlış olduğunu kim bize açıklayacak. Örneğin, Tevhit konusunda hali hazırda yaşanan en önemli ayrılık Allah’ın görülmesi konusudur. Hangisi doğrudur peki? İşte şimdi İmamet’in önemi ortaya çıkıyor. Eğer İmamlarımızın Tevhit, Nübüvvet, Adalet ve Mead hakkındaki yönlendirmeleri olmasaydı bu kadar önemli konuda hataya düşecektik. İmamet inancına sahip olmayanların durumu ortada. En basit bir konuda dahi birçok görüş ortaya çıkıyor. İslam dini mantık dinidir. Allah Yusuf Suresi’nde buyuruyor: “Biz Kuran’ı indirdik okuyup anlayasınız diye. ”Eğer aklımızı bir ömür boyu saksı diye bedenimizin üstünde taşırsak bir gün o saksıyı kırarlar.
Şimdi en önemli esas hakkında düşünelim: İMAMET. Kuran’da birçok ayet var ama İmamet’e inanmayan 72 fırka var. Düşünüyorum da acaba açıkça Kuran’da Hz. Ali’nin (a.s) velayetinden hatta isim verilerek bahsedilseydi ne olurdu? Değişen hiçbir şey olmazdı. Zaten ayetler ve hadisler yeterince açıktır. (İki apaçık yolu göstermedik mi?) Bunlara bahane bulan onlara da bir şey muhakkak bulacaktır. Ya da Kuran’a sonradan ek yapıldı diye bir düşünceye inanmaya başlayacak ve o şekilde bahane bulacaklardı.
Bu yazımda İmamet’e delil göstereceğim. Ama ne Kuran’dan ne hadisten ne de başka bir yerden. Sadece insanoğlu biraz düşünsün.
Peygamberin (s.a.a) hicretinden sadece 61 sene geçmiş. Ve tarihin görmüş olduğu ve olacağı en acı olay yaşanmış. Bir ümmet kendi Peygamberinin (s.a.a) torununa karşı çıkmış onun ve yaranının başını kesmiş, üzerlerinde at koşturmuşlar ve susuz şehit etmişlerdir. Kerbela’daki bu yaratıkların acıma hissi kalmamış idi. 6 aylık bir bebeğe ok atıp şehit edenlerde ne duygusu ne hissi! İmam Hüseyin (a.s) ve yaranı şehit edilmiş ama hala vahşiliğe devam ediliyor. Başlarını mübarek bedenlerden ayırıyorlar. Bedenler üzerinde at koşturuyorlar. Çadırları ateşe veriyorlar. Küçücük kız evlatların küpelerini zorla, kulaklarını kopararak çalıyorlar. İşte böyle bir vahşi yaratıkların oluşturduğu bir grup, Kerbela’da tüm erkekleri şehit ediyor. Ama Kerbela’da erkek olarak iki kişi kalıyor. Kimler mi? Birisi 4. İmam diğeri de 5. İmam. Peki, İmam Seccad (a.s) genç olmasına rağmen neden onu da şehit etmediler. Soruyorum. Neden? Deniliyor ki hastaydı. Yani süt emer yavruya acımayanlar genç bir adamın hastalığını mı dikkate alacaklardı. Allah aşkına düşünün. İki erkek de imam oluyor. Eğer düşünemiyorsanız bu kadar açık bir olayı, çelişki içinde yaşamaya mahkûmsunuz. Allah Yasin Suresi’nde buyuruyor: ”Önlerine bir set, arkalarına da bir set koyarak böylece onları korumuşuzdur.”Bu ne demektir. Allah Kerbela’da o iki imamı korudu. Çünkü İmamet onlarla devam edecekti. Bu Allah için pek kolaydır.
Allah’ım İmam Hüseynin (a.s) aşkını kalbimizde ve neslimizde bol eyle.
Allah’ım düşünebilme yeteneğini bizlere nasip et.
Allah’ım sana kulluk etme şirinliğini bizlere nasip et.
Allah’ım kurtuluş gününü acil eyle.
alıntı