3 sonuçtan 1 ile 3 arası

Konu: Yürekler Tutuşmadan Denizler Tutuşmaz...

    Share
  1. #1
    ***
    DIŞARDA
    Points: 18.904, Level: 87
    Points: 18.904, Level: 87
    Level completed: 11%,
    Points required for next Level: 446
    Level completed: 11%, Points required for next Level: 446
    Overall activity: 7,0%
    Overall activity: 7,0%
    Achievements
    yagmurdamlasi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Sitemizin Ninesi
    Üyelik tarihi
    Jan 2009
    Mesajlar
    2.304
    Points
    18.904
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    19

    Standart Yürekler Tutuşmadan Denizler Tutuşmaz...

    Bazen bunalırsınız. Çözümsüz problemlere yüreğiniz dolaşır, hiç kurtulamayacağınızı, çözümsüzlükte yitip gideceğinizi düşünür, karamsarlığa düşersiniz...

    Biliniz ki, umutsuzluk insana yaraşan bir şey değildir. Müslüman ise, asla umutsuzluğa düşmeyen insandır. Çünkü, musibetlerden bile saadet çıkacağını her Müslüman bilir; bilmek zorundadır.

    Hz. Yusuf`u kuyuya attıklarında, onun için her şeyin bittiğini düşünenler, bir süre Mısır`ın en önemli kişisi olarak ortaya çıktığını görünce kim bilir nasıl şaşırmışlardı!

    Hz. İbrahim`in, günler sonra gülümseyerek ateşten çıktığı Nemrud`a söylendiğinde, kim bilir nasıl saçını başını yolmuş, duyduklarına inanmak istememişti!

    `Görelim Mevla n`eyler

    N`eylerse güzel eyler.`

    İslam Dünyasının bugünkü haline bakıp dövünmeyin! Dün Hıristiyanlık Alemi İslam Dünyası karşısındaki geriliği sebebiyle dövünüyordu

    Gün doğmadan neler doğar. Elinizden geleni yapın ve rahmetin tecellisini bekleyin.

    İstanbul`un Topkapı semtinde, sur dışında, eski Edirne yolu üzerinde, 1591`de (Sultan Üçüncü Selim zamanı) yapıldığı sanılan bir cami var: Arakiyeci İbrahim Ağa Camii... (Takkeci Camii, yahut İbrahim Çavuş Camii olarak da bilinir)

    Camiyi yaptıran Arakiyeci(keçeden takke yapan) İbrahim Ağa, (Bu ismi, bir yerde yanlışlıkla `Saraç Doğan` olarak yazdığımı hatırlıyor ve herkesten özür diliyorum) eski İstanbul`un Topkapı`sında yaşayan bir garibandı. Kendisi ne kadar fakirse, gönlü o kadar zengindi. Ördüğü takkeleri, serpuşları çarşı pazar dolaşarak satar, karısıyla birlikte zar-zor geçinirdi. Zar-zor geçinirdi ya, yine de ebedi bir emeli, bir büyük hedefi vardı: Surların kıyısına bir cami yaptırmak istiyordu...

    Hep bunu konuşuyor, bunun hayalini kuruyordu. Hangi parayla cami yaptıracağını soran ve büyük emelini alaya alan tanıdıklarına ise, şu cevabı veriyordu:

    `İhtimaldir padişahım, belki derya (deniz) tutuşa!` (Denizin yanması bile ihtimal dahilindedir) `Deniz tutuşur mu be, sen bu kafayla daha çok sürünürsün!`

    Takkeci garibi çevresine aldırmıyor, çok çalışıyor, üçü-beşe katıp biriktiriyor, umutsuzluğa düştüğü zamanlarda ise, `Nemrud ateşini gülistana çeviren ALLAH, isterse deryaları da tutuşturur` diye söyleniyordu. (Tabii bu gerçeği idrak için, insanda, Takkeci İbrahim sabrı lazım)

    Bir kandil gecesi, bağlı bulunduğu tarikatın şeyhi, rüyasına (şeyh rüyası yani) girdi ve hemen Bağdat`a gitmesini emretti: `Derhal Bağdat`a git gel.`

    Sebebini düşünmek, gönül işinin akıl ve mantıkla bağlantısını bulmaya çalışmak, gönül erlerinin derdi değildir: Onlar ihlas ile buyruğa koşarlar.

    Takkeci İbrahim Ağa da öyle yaptı. Hemen o gün Bağdat yoluna düştü. Bin türlü zahmetten sonra şehre girdi. Yorgundu, bitkindi, ama ümit doluydu. Hanın avlusundaki tahta peykeye kıvrıldı. Gözlerini kapatmak üzereyken, yaşlı hancı dikildi başına:

    `Hayrola yolcu, nereden gelip nereye gidersin?`

    `Darülhilafe`den` diye cevap verdi Takkeci, `Asitane`den, Dersaadet`ten (İstanbul`un isimleri) geliyorum.`

    `Hayırdır inşALLAH, geliş sebebin nedir?`

    Önceleri söylemek istemedi, ama hancı o kadar ısrar etti ki, rüyasını anlatmak zorunda kaldı. Rüya üzerine İstanbul`dan kalkıp Bağdat`a geldiğini duyan yaşlı hancı kahkahayı bastı:

    `Hay akılsız! Hiç rüyaya ümit bağlanıp bunca zahmete girilir, bunca masarıf yapılır mıı Ben dahi geçenlerde bir rüya gördüm. Rüyama giren nur yüzlü bir ihtiyar, `İstanbul`a git, Topkapı`daki kulübesinde Takkeci İbrahim Ağa diye biri yaşar, onu bul, odunluğunda bir küp Bizans altını gömülüdür, al keyfince yaşa` dedi. Ama rüya ile amel edilmez dedim, hiç üstünde durmadım.`

    Hancıyı dinlerken, Arakiyeci İbrahim Ağa`nın gözleri parlamış, tüm yorgunluğu geçmişti. `İşte şimdi derya tutuştu!` diye düşünüyor, tatlı tatlı gülümsüyordu.

    Gece demeden, gündüz demeden, yağmurdu, güneşti dinlemeden İstanbul`a döndü. Evinin odunluğunu kazdı. Altın dolu küpü topraktan çıkardı. Camiini inşa etti...

    `Arakiyeci İbrahim Ağa Camii`, hedefe kilitlenmenin, sabrın ve sebatın sembolü olarak hala duruyor.

    Düşünüyorum da, Arakiyeci İbrahim Ağa, şartların elverişsizliğine, imkanlarının azlığına bakıp cami yaptırma emelinden vazgeçseydi... Bağdat`a kadar gitmese, bu zahmeti göze almasaydı da köşesinde yalnızca dua ederek bekleseydi, emeline nail olabilir miydi?

    Eğer imkanlarınızı, hatta dünyanızı aşan büyük hedefleriniz, kalıcı emelleriniz varsa...

    Eğer sizi hedefinize ulaştırıp emellerinizi gerçekleştirecek sabra, sebata, ihlasa, gayrete sahipseniz...

    Ve eğer bu uğurda bazı çilelere, dertlere, yorgunluklara, güçlüklere, sıkıntılara katlanmayı göze alabiliyorsanız...

    Rahmet tecelli eder ve hedefinize ulaştırılırsınız.

    Yavuz Bahadıroğlu
    Yuvasız Kuşa Bile Dal Verip Yuva Kurduran Rabbim...Hakkımızda En Hayırlısı Neyse Bizlere de Onu Nasip Eyle. AMİN..


  2. #2
    ***
    DIŞARDA
    Points: 5.273, Level: 46
    Points: 5.273, Level: 46
    Level completed: 62%,
    Points required for next Level: 77
    Level completed: 62%, Points required for next Level: 77
    Overall activity: 0%
    Overall activity: 0%
    Achievements
    suqunet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Vip Özel Üye
    Üyelik tarihi
    Oct 2009
    Mesajlar
    324
    Points
    5.273
    Post Thanks / Like
    Tecrübe Puanı
    16

    Standart Cevap: Yürekler Tutuşmadan Denizler Tutuşmaz...

    Allah c.c Razı Olsun..Yavuz Hocamdan da Paylaşandan da inşallah..

    Baslarina üzücü bir hal geldiginde sabreden; Kendine nimet verildiginde sükreden: Haksizliga ugradiginda olaya hosgörüyle yaklasarak bagislayip affeden; Kendi bir haksizlik yaptiginda özür ve af dileyen kimseler...Iste onlar güvenli ve dogru yolu bulanlarin ta kendileridir.

    Hadis-i serif

    Bilmezmisin Ey Sevgili/İsmini her duyuşumda/Kalp Kalemimi Cennet Hokkana Bandırır ALLAH..

  3. #3
    Reyhani
    Reyhani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)

    Standart Cevap: Yürekler Tutuşmadan Denizler Tutuşmaz...




    ALLAH (c.c) razı olsun. Emeğinize sağlık.


Benzer Konular

  1. yÜrekler dayanirmi...
    By HiRaNuR in forum İslami Şiirler
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 16.08.09, 15:44
  2. Cennetteki Irmaklar ve Denizler:
    By Günışıgı in forum cennet ve cehennem
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 01.06.09, 22:33
  3. DUA'sız üşür yürekler...
    By Reyhani in forum Dua Deryası
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 14.02.09, 14:02
  4. yürekler nasıl fethedilir sanıyorsun ki?
    By Reyhani in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 17.10.08, 22:43
  5. Duasız Üşür Yürekler ...
    By HiRaNuR in forum Dua Deryası
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 02.09.08, 11:38

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •