Bir adamın birden.çok karısı varsa onlar arasında adaleti gözetmesi ve onların hepsine adil davranması birden çok kadınla evlenmenin en önemli koşullarından biridir. Adaleti bizzat İslam emretmiştir. Nitekim Allah Azze, "adaletli olunuz, zira adalet Allah korkusuna, takvaya en yakın olan*dır" buyurarak adaletin önemini vurgulamıştır. Çok hanımla evlilikte eşler a-rasında adaletin sağlanması ilkesinden ve kavramından uzaklaşmak, adaleti kaldırıp bir kenara atmak kan-koca arasındaki ilişkilerin bozulmasına, aile bağlarının kopmasına ve aile içinde fırtınaların kopmasına sebep olur. Aile i-çerisinde tüm hızıyla devam eden bu yorucu, bıktırıcı ve kan-koca arasına pek çok problem sokan bela, kötülüklerini olanca hızıyla yağdırır. Peki Re-suluîlah'm (as) bu hususta belirttiği bir görüşü ya da uygulaması var mıdır?
Çok hanımla evlenen bir kocanın ilk görevi eşler arasında adaleti sağla*masıdır. Bu hususta İslam alimleri fikir birliği içerisindedirler. Dört Sünen ki-tatıında yeralan ve Ebu Hureyre'den rivayet olunan bir hadiste Resulullah (as) şöyle buyurmuştur: "İki hanımla evlenmiş olup da onlardan birini ih*mal edip tamamen diğerinin peşine takılmış olan kimse kıyamet gününde a-vurdunun bir tarafı eğik olarak gelir". İki hanımı olan bir kimse eşlerinden birinin yanında ne kadar kalıyorsa diğerinin yanında da o kadar kalmalıdır. Mesela bir hanımının yanında bir veya iki ya da üç gece geçirmişse diğerinin yanında da aynı geceleri geçirmek zorundadır. Gecelerin, dağıtımında hiçbir zaman adaletsizlik olmamalıdır. Ama eşlerinden birini daha çok seviyor, o-nunla cinsel ilişkide daha çok zevk alıyorsa bu hususta ona bir günah yok*tur. Bu hususta Allah Azze, "üzerinde titizlikle dursantz dahi kadınlarınız arasında adaleti sağlayamazsınız" (Nisa 129) buyurarak erkeklerin eşleri arasındaki adaletsizliğin cinsel İlişki ve sevgide ortaya çıkacağını vur*gulamaktadır.
Dört Sünen'de (Tirmizî, İbn-i Mace, Nesaî ve Ebu Davud) yeralan ve Hz. Aişe'den rivayet olunan bir hadiste Hz. Aişe şöyle diyor: Resulullah -ge*celerini ve başka şeyleri- hanımları arasında paylaştırdıktan sonra onlara, "iş*te bu benim sahip oduklanmı sizin aranızdapaylaştırmamdır. Ama anık o-nun, yani kalbimin sahip olup da benim elimde olmayan şeylerde de beni kınamayınız" derdi.
Geçim araçlarında ve giyim kuşamda adalet Resulullah'ın (as) bir sünne*tidir. Kişi birden çok hanımla evlenmişse bu hususta da Resulullah'ı (as) ör*nek alarak eşleri arasında adaleti gözetmelidir. Resuluilah (as) insanların na*faka vasıtalarının paylaştırılmasındaki çekişmelerine rağmen eşleri arasında onların geçimlerini temin etmekte de adil davranıyordu. Acaba Resulullah'ın (as) böyle davranması kendisi için gerekli bir görev mis yoksa yapılıp yapıl*maması hususunda herhangi bir hüküm bulunmayan müstahap işlerden midi?
İnsanlar eşler arasında geçim vasıtalarının adilce dağıtımının vacipliği (gerekliliği) veya müstahaphğı hususunda tartıştılar. Eşler arasındaki geçim a-raçlarının paylaştırılmasındaki adaletin vacip olduğunu söyleyenler bu adale*tin kitap ve sünnete uygunluğunun müstahaplıktan daha güçlü ve daha ya*kın olduğunu savunuyorlar. Ama kadın erkeğin nikâhı altında bulunduğu sü*rece bu adalet emredilmiş bir husus mudur? İki hanımı olan bir erkek hanım*larının herhangi birinden uzaklaşmak isterse, boşamak istediği hanımıyla kendi evinde kalması hususunda anlaşmışlarsa diğer eşiyle boşamak istediği eşi arasında herhangi bir eşitliğin olmaması caizdir. Zira boşanacak olan ha*nım olacaklara razıdır. Nitekim Allah Azze, "eğer kadın, kocasının şirret*liğinden (dikbaşltlığından) ya da kendisinden yüz çevirmesinden korkarsa kocasıyla aralarında anlaşmaları gerekir. Antlaşma en ha-yırtışıdır" buyurmuştur. (Nisa 128)